14 Mayıs seçim süreciyle birlikte HÜDA PAR’a yönelik iftira ve karalama faaliyetlerine ara vermeden devam eden CHP ve bilumum Kemalist tayfaya şimdilerde ise Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan’a başdanışmanlık yapan biri katılmış durumdadır.

Diyarbakır’da 15-16 Şubat tarihlerinde yapılan çalıştay ve sonuç bildirgesi gerekçe gösterilerek son bir haftadır en yüksek perdeden hakaret, tehdit ve iftiralara maruz kaldı HÜDA PAR.

Eleştiri, hakaret ve iftiraların işaret fişeğini yakan başdanışman sıfatlı kişi oldu. Çok ağır ve hiçbir makul seviyesi olmayan eleştirisinden sonra CHP başta olmak üzere kimi kesimler HÜDA PAR’ı hedef tahtasına koyup zehirli dilleriyle saldırmaya, hakaret ve iftiralar sıralamaya başladılar.

Bugüne kadar benzer çok saldırıya maruz kalmış olan HÜDA PAR ne istedi de ne söyledi de toplumun ve dahi bölgenin gerçeklerine tamamen uzak bu kesimler kırmızı görmüş boğaya dönüşerek saldırıya geçtiler.

HÜDA PAR aslında bugüne kadar ortaya koyduğu ve her platformda dile getirdiği hakikatlerden ve kapsayıcı yaklaşımlarından ayrı bir şey dile getirmedi.

HÜDA PAR İslam ümmetinin asli bir unsuru haline gelmiş, ümmetin zor zamanlarında büyük sorumluluklar yüklenmiş ve büyük bedeller ödemiş olan Kürtlerin temel haklarıyla ilgili bugüne kadar söylediklerinden farklı bir söz söylemedi.

Kardeşlik dedi, barış dedi, adalet temelinde bir çözüm iradesi ortaya koymak şarttır dedi, Türkiye’de tüm kimlikler ve kültürler kendi renkleriyle aynı tuvalde buluşmalı, aynı ebru içinde yer almalı ve ortak bir gelecek inşa etmelidir dedi, yüz yıldır çözülemeyen bir mesele olan Kürt meselesinin yeni bir yüz yıl kaybedilmeden çözüme kavuşturulması gerekir, dedi.

HÜDA PAR ülkenin geleceğini düşünen, huzur ve barış isteyen, silahın değil huzurun hâkim olmasını arzulayan ve adalet temelli bir çözümden yana olan hiç kimsenin karşı gelmeyeceği hakikatlerden başka bir şey söylemedi.

HÜDA PAR; savaş baronlarına ve askeri vesayete fırsat verilmemesi gerektiğini söyledi, silah ve şiddetin bir çözüm üretmediğini söyledi, 40 yıldır süren çatışmaların en büyük mağdurunun Kürt halkı olduğunu söyledi, Ankara’nın saadetinin Diyarbakır’ın huzuruna bağlı olduğunu söyledi, ortaya konulacak çözümün İslami değerlere aykırı bir model olmaması gerektiğini söyledi.

Cumhuriyet Halk Partisi, başdanışman bey ve onun gibi düşünenler bu söylenenlerin hangisine karşıdır. HÜDA PAR’ı çalıştayın sonuç bildirgesi üzerinden eleştirenlerin derdi başka, hedefleri ayrıdır, ajandalarında karanlık kliklerin hesapları vardır.

HÜDA PAR’a saldıranlara, tehdit edenlere, iftira atanlara sormak lazım; siz neyin peşindesiniz, amacınız nedir, KİMİN ADINA RACON KESİYORSUNUZ? Olabilir ki söylenenlere, dile getirenlere katılmayabilirsiniz, karşı geldiğiniz konular olabilir. Yapmanız gereken iş, izlemeniz gereken strateji bu mudur?

Sizin düşünce ve fikir özgürlüğü anlayışınız, habercilik ve muhalefet yaklaşımınız hakikatleri örtüp algı ve manipülasyon yoluyla dezenformasyon oluşturmak mıdır?

Biliyoruz; siz aslında hakikate düşmansınız, HÜDA PAR’ın yüklenmiş olduğu İslami misyondan rahatsızsınız. Bundan dolayı her fırsatta HÜDA PAR’dan ve HÜDA PAR’lılardan rahatsız olduğunuzu dile getiriyorsunuz. Şunu bilin ki İslami misyonu yüklenen aydınlığın neferleri olan dava erleri, tarih boyunca çok büyük bedeller ödemeyi göze almışlar, ancak karanlığın askerleri olan ifsad erlerinin hiçbir saldırı ve iftirasına boyun eğmemişlerdir.