Gazze konusunda üzerimize düşeni ihmal edersek bu mesuliyetin altında kalırız. Siyonist israil üzerinde baskı kuracak tüm argümanlarımızı sahaya sürmeliyiz. Çünkü terör şebekesi israil 9 aydan beri Gazze saldırılarında kadın, çocuk, ihtiyar demeden 39 bine yakın insanı katletti. Ekranlar karşısında canlı yayınlarda insanların parçalanmasına yüreğimiz yanıyor. Bu konuda tüm dünyada vicdan sahibi herkes ayaktadır. 

Peki, ülke olarak, millet olarak bizler ne yapabiliriz? Evet, bizler bu zulmün ve vahşetin ortadan kalkması için “ne yapabiliriz” derdindeyken bir kısım soykırımcıların içimizde olduğunu gördük. Siyonist israil, soykırım saldırılarında Türk pasaportu olan çifte vatandaşların da bu katliama katıldıkları ortaya çıktı. Bu durum vicdan sahibi herkesi derinden yaralamıştır. 

Bu katillerin aramızda dolaşmasına tahammül edemiyoruz. Her vicdan sahibi kişinin kanına dokunuyor. Halkın gönlüne tercüman olacak bir yol aranıyor. Halk meclisten bir adım bekliyor. Ve bu adım HÜDA PAR tarafından atıldı. Meclise verdiği kanun teklifinde Gazze’deki soykırım saldırılarına katılan ve Türk vatandaşlığı bulunan çifte vatandaşların “Mal varlıklarına el konulması ve vatandaşlıktan çıkarılmasına” yönelik TBMM Genel Kuruluna önerge verildi ve bu önerge kabul edildi. 

Bu kanun teklifi yasallaşması için önümüzdeki günlerde Mecliste oylanacak. Bu oylama partiler üstü bir oylama olarak görülüyor. Çünkü Gazze meselesi siyasi partiler ve fikirler üstü bir meseledir. Yani insanlık meselesidir. Fakat bu kanun teklifinin mecliste onaylanması güçlü bir siyasi irade gerektiriyor. Bunun için de bireyden başlayıp toplum üzerinde ağırlığı olan tüm kurum ve kuruluşlar, kendi gündemlerine almalı, irade göstermeli ve siyasi partileri harekete geçirecek bir duruş sergilemelidir. 

Aynı şekilde bu mesele hukuki açıdan da bir insanlık meselesidir. Zira “insanlığa karşı suç ve soykırım” uluslararası bir sözleşmeyle teyit edilmiştir. Bu sözleşmeye binaen üye ülkeler insanlığa ve soykırıma sebebiyet veren suçlara karşı birlikte hareket etmekle yükümlüdür. Bu yükümlülüğün ilk adımı ve hukuku harekete geçirebilecek yer meclistir. Bunun içindir ki meclise gelen bu kanun teklifini tüm halk olarak gündeme taşımakla mükellefiz. Zira halkın talebi her zaman siyasi erkin dikkatini çekmiştir.

Sonuç olarak; milletin ortak vicdanında bu soykırıma yer yoktur. Orada gidip Siyonistler adına savaşanların içimizde olmalarının hiçbir izahı olamaz. Hem vicdani hem insani hem de uhrevi boyutuyla bu sorumluluktan kurtulmak için bu kişilere karşı gerekenin yapılması için HÜDA PAR önergesi meclis tatile girmeden oylanmalı ve kabul edilmelidir. Bunu gündeme taşımak, hızlandırmak adına herkesin kendi kanadından elinden geldiği kadar siyasi irade üzerinde baskı oluşturması gerekir. Gelin hep beraber üzerimize düşeni yapalım ve tüm enstrümanlarımızla bu kanun teklifinin mecliste kabul edilmesi için tek ses ve tek yürek olalım.