Batman kutlu doğum programı büyük bir
coşkuyla gerçekleştirildi. Yeni Otogar yanındaki mevlid alanında düzenlenen
programa yüz bini aşkın kişi katıldı. HÜDA PAR Genel Başkanı Vekili İshak
Sağlam, Batman Milletvekili Serkan Ramanlı, alimler, kanaat önderleri ve STK
temsilcileri de katıldı.
Kadın ve erkekler için ayrı bölümlerin oluşturulduğu programda mevlid alanı nerdeyse doldu. Hiçbir parti bayrağının olmadığı mevlid programında sadece tevhid bayraklarının olması dikkat çekti.
Etkinlik alanında kermes kuruldu. Ev hanımlarının hazırladığı yemekler, pasta börekler ve içeceklerden elde edilen gelirin muhtaçlar yararına kullanılacağı belirtildi. Alanda "La İlahe İllallah Muhammed Resulullah" yazılı büyük Tevhid bayrağı asıldı. Ayrıca Kürtçe, İngilizce, Türkçe ve Arapça dillerinde "Batman Mevlidine Hoş Geldiniz" yazılı pankart asıldı.
Programda çok sayıda
polis görev yaparken, Peygamber Sevdalıları tertip komitesinin de yaklaşık bin
kişilik bir ekip görevlendirdiği aktarıldı. Bu görevliler alan içinde ve
dışında hazır bulundu.
Son yılların en yoğun
katılımıyla gerçekleştirilen Batman kutlu doğum programı Hıfzullah Kavak
Hoca'nın Kuran-ı Kerim tilavetiyle başladı.
Kuran-ı Kerim tilavetinin ardından Kürtçe Mevlid okundu. Mevlid okunurken özellikle yaşlı kadın ve erkeklerin duygulanması dikkat çekti.
Mevlidin okunmasının ardından Programda
Peygamber Sevdalıları Vakfı Başkanı Mehmed Beşir Şimşek Kürtçe konuşma
gerçekleştirdi.
Şimşek İslam ümmetin parça parça olduğunun birliğinin olmadığını bundan dolayı da çoğu İslam beledesinde kan ve gözyaşının hakim olduğunu Müslümanların vahdetinin sağlanması gerektiğini belirterek bu halde olmasının kabul edilemez olduğunu belirtti. Şimşek konuşmasında Peygamber efendimizin ömrünün büyük bir kısmını cihadla geçirdiğini ama şimdi Müslümanların cihadı unuttuklarını belirtti.
Programda Kur’an
Nesli Platformu Sözcüsü Mehmet Emin Sütçi Türkçe konuşma gerçekleştirdi.
Konuşmasında bu yılki
temanın neden "Cihad Peygamberi Hazreti Muhammed" seçildiğini anlatan
Kur’an Nesli Platformu Sözcüsü Mehmet Emin Sütçü, aylardır Gazze’de devam eden
soykırıma işaret etti.
Sütçü,
"Kardeşlerimizin feryatları çınladı kulaklarımızda, bizler oturduk.
Çocuklar, kadınlar feryad etti, katledildi, bizler oturduk. 'Ey inananlar! Size ne oldu ki, 'Allah yolunda savaşa
çıkın' dendiği zaman yere çöküp kaldınız?' fermanı ilahisini işittik yine
oturduk. Cılız seslerle, cılız tepkilerle yetindik. Böyle
bir zamanda bir mazlum için orduları seferber eden 'Cihad Peygamberi'
hatırlatılmasın da kim hatırlatılsın." dedi.
"Hani şimdi, ruhu cihat, arzusu şehadet olan ümmet nerede?" diye soran Sütçü, "O günün çocukları parmak uçlarına boyları büyük gözüksün cihattan geri kalmasın diye basıyorlardı ya, bugünün büyükleri de parmak uçlarına basıp yürüyor ama cihad için kapısı çalındığında biz evde yokuz demek için, kimse varlığından haberdar olup da mücadeleye, davaya sahip çıkmaya, koşmaya koşturmaya çağırmasın diye." diye belirtti.
"Cihadı da her
türlü aşırılıktan sıyrılıp hakkıyla eda ederek vasat çizgide kalmalıyız"
Sütçü, şöyle devam
etti:
"Ama onlar
cihadı öcü olarak gösterdiler diye bizler cihad demekten vazgeçecek değiliz.
Cihadı doğru anlayarak bir yönüyle değil her yönüyle sahipleneceğiz. Cihadı ne
sadece dille yapılan bir tebliğ faaliyeti ne de sadece savaştan kıtalden ibaret
göreceğiz. Bizler vasat bir ümmet olacağız. Her türlü aşırılıktan kaçınacağımız
gibi pasiflikten ve gevşeklikten de kaçınacağız.
Çünkü Rabbimiz, 'biz
sizi vasat bir ümmet kıldık' buyuruyor. O yüzden bizim her şeyimiz vasat
olmalı. Cihadı da her türlü aşırılıktan sıyrılıp hakkıyla eda ederek vasat
çizgide kalmalıyız.
Müslümanlar Medine’de küçük bir devlet olunca cihadın boyutu değişmişti. Peki iki milyar Müslüman ve bunca İslam devleti varken bizler neden sadece cihadın diğer boyutlarına takılıp kaldık?
İslam’a hakkıyla
sarılmanın zamanının geldiğini vurgulayan Mehmet Emin Sütçü, şu hitapta bulundu:
"Ey tarihe şan veren Türkler, Araplar, Kürtler! Ey Farisiler, Ey İslam milletleri! Dahildeki çekişmeleri, kızgınlıkları bırakmanın zamanı geldi artık. Gelin ey Peygamber aşıkları! Birer birer, kirletip elimizden aldıkları bütün değerlerimizi, bütün emanetlerimizi geri alalım."
Konuşmanın ardından
Kürtçe ve Türkçe ilahi ve ezgilerin seslendirildiği programda Peygamber Sevdalıları
Vakfı Başkan Yardımcısı Kenan Çaplık, vakfın bu yılkı mesajını paylaştı.
Gazze ve Filistin merkezli mesajda, "kutsallarımıza ve değerlerimize yönelik insafsız saldırılara en güzel cevabın askeri ve siyasi gücün tesis edilmesi" olduğuna dikkat çekildi.
Peygamber Sevdalıları
Vakfı'nın, bu yılki Mevlid-i Nebi mesajının tamamı şöyle:
1) Zulme uğramış
mazlum halkların kurtuluşu cihad ile mümkündür: Cihad önderi Hazreti
Muhammed'dir.
Mazlum coğrafyaları
kana bulayan zalim ve müstekbirlere karşı yegâne kurtuluş yolu; yeniden cihad ruhunun
inşasıdır.
“Size ne oluyor da:
“Rabbimiz! Bizi halkı zalim olan bu şehirden çıkar, bize tarafından bir dost
gönder, katından bize bir yardımcı lütfet” diyen zavallı çocuklar, erkekler ve
kadınlar uğrunda ve Allah yolunda savaşmıyorsunuz?” (Nisâ-75)
2) Müslüman halkların
diriliş ve uyanışı, islam’ı öğrenmek ve yaşamakla mümkündür: İlmin
rehberi Hazreti Muhammed’dir.
Gazze meselesi başta
olmak üzere kanayan tüm yaralarımıza ilaç; Müslüman halkların uyanışıdır.
Dünyanın her yanında Siyonist işgalcileri ve onları destekleyenlere karşı
mücadele etmenin gerekliliğini, Gazze, Kudüs ve Mescidi Aksa’nın esaretten ve
işgalden kurtulması için mücadeleye destek veren alimlerin fetvalarını, bu
mücadeleye fiili destek veren Müslümanları, yapılan tüm protesto ve etkinlikleri
güçlü bir şekilde destekliyoruz.
3) Akide ve
kutsallarımızın muhafazası, güçlü olmakla mümkündür: Kılıç peygamberi Hazreti
Muhammed’dir
“Mescid–i Aksâ ve Kudüs Davası” Müslümanlar için vazgeçilmez bir kutsaldır. “Gazze Cihadı, Kudüs ve Mescidi Aksa Mücadelesi” bu kutsalın bizzat kendisidir. Siyonist işgal rejiminin saldırılarının altında yatan gerekçe de budur. Kutsallarımıza ve değerlerimize yönelik insafsız saldırılara en güzel cevap; askeri ve siyasi gücün tesisidir.
4) Kardeşlik ve
vahdetin tahakkuku; merhamet, yakınlaşmak ve yardımlaşmakla mümkündür: Merhamet
Peygamberi Hazreti Muhammed’dir.
Müslüman olmayan ülke
liderleri, siyonist işgalcileri destekleme hususunda yekvücut bir duruş
sergilediler. Bu tablo, “Küfür tek millettir” hakikatini bir kez daha ortaya
koymuştur. Ancak emsali görülmemiş bir zulme uğrayan Gazze, sözde Müslüman ülke
yöneticileri tarafından kendi haline terk edilmiştir. Bu, kabul edilemez bir
acziyettir.
İslam ümmeti olarak zulme uğrayan kardeşlerimize yönelik sorumluluklarımız mevcuttur. İmkân ve fırsatı olanların cihada katılması, maddi yardım ve destekte bulunulması, dua edilmesi, emperyalist devletlere karşı boykot uygulanması, dayanışma ve yardımlaşmaya yönelik etkinlikler tertiplenmesi, zalimlerin tel’in ve protesto edilmesi, toplumun bilinçlendirilmesi, bunlardan bazılarıdır. Dağınık ve zayıf halden kurtulmanın yolu; Müslümanlar arasında, etkili bir kardeşliğin ve merhametin inşasıdır.
5) Sosyal adaletin
tesisi, islam adaletiyle mümkündür: Adalet peygamberi Hazreti Muhammed’dir
Gazze’de yapılan
soykırım gösterdi ki iflas eşiğine gelen Batı barbarlığının ilan ettiği hiçbir
hak ve hukuk kavramı gerçekçi değildir. Uluslararası Hukuk, sözde Adalet
Divanları, İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi, Birleşmiş Milletler Sözleşmesi
gibi martaval anlaşmalar ancak zalimi koruyan birer kalkandır. Tüm insanlığı
kuşatacak bir barış; ancak İslam’ın adaletiyle mümkündür.
6) Evrensel barış ve
huzur, islam’ın rahmet iklimiyle mümkündür: Rahmet peygamberi Hazreti
Muhammed’dir
Gazze başta olmak
üzere dünyanın birçok yerinde Müslümanlara yönelik uygulanan zulümler, büyük
şeytan ABD ve Batı barbarlığının gerçek yüzünü ortaya çıkarmıştır. Aynı
şekilde, hakikatlere gözünü kapatıp; “HAMAS bir terör örgütüdür” diyen
dâhildeki satılık hainlerin de gerçek yüzünü ifşa etmiştir. Zulme uğrayanların
kimliği Müslüman olunca vicdanlarını rafa kaldıranlar tarihin karanlık
sayfalarına mahkûm olacaklardır.
Emperyalist devletlerin yöneticilerine rağmen, Gazze’de işlenen insanlık dışı soykırımı lanetleyen halkların varlığı dünya barışı için bir umuttur. Zulme sessiz kalmayıp dini, dili, ırkı ne olursa olsun bu vahşi mezâlim karşısında insani bir duruş sergileyen vicdan sahibi halklara selam olsun. Birlikte yaşayabilmenin umudu; Medine Vesikası anlayışını kavramaktır.
7) Birey, aile ve
toplumun huzuru, ancak İslam’a sarılmakla mümkündür: Kurtuluş rehberi Hazreti
Muhammed’dir
İfsat ehli odakların
kirli elleriyle, cinsiyetsiz ve iffetsiz bir toplum dayatılmaktadır. Batılı
ülkeler tarafından fonlanan sözde sözleşme ve projeler; tüm dünya için ancak
berhevâ nesiller ve hayâsızlık üretmektedir. Müslüman birey ve toplumun bu
hayâsız akından muhafazası; iffet ve namus anlayışını kuşanmaktır.
Dağılan ailelerin,
bozulan huzurun, aranılan mutluluğun yeniden imârı; İlahi ölçüye riayettir.
Eşlerin karşılıklı bir şekilde sevgi ve muhabbet dilinin inşası, Saâdet–i
Dâreyn’in teminatıdır. Çocukların terbiyesi; merhamet ve ilgidir. Toplumsal
huzurun ve barışın en güzel harcı; Sıla–i Rahim’in gözetilmesidir.
8) Müslüman gençliğin
yegâne önderi Hazreti Muhammed’dir: En güzel örnek Hazreti Muhammed’dir
Toplumda artan şiddet olayları, huzursuzluk ve güven bunalımları dayanılmaz bir hâl almıştır. Manevi değerlere bigâne, İslami terbiyeden uzak yetişen gençler psikolojik sıkıntılarla boğuşmaktadırlar. Gençlerde artan intihar vakalarının altında bu gerekçeler yatmaktadır. Bu hâl; toplumsal kaosu ve cinnet ruhunu tetiklemektedir. Ümit ve istikbal vadeden bir Müslüman gençliğin ihyâsı; İslami terbiye ve ashabın örnekliğini kuşanmaktır.
9) Güzel ahlâk ve
manevi dirilişin kaynağı Sünnet-i Seniyyedir: Güzel ahlak önderi Hazreti
Muhammed’dir
“De ki: Eğer Allah’ı
seviyorsanız bana uyun ki Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın.
Allah çok bağışlayıcı, çok esirgeyicidir. “(Âl-i İmrân-31) İbadet ve güzel
ahlakta olgunluk; Kur’an ve Sünnet’e ittibâ ile mümkündür. Tüm sıkıntıların ve
dertlerin devâsı; Hz. Muhammed’i (sav) tanımak, anlamak ve yaşamak ile
mümkündür.
Program, İTTİHADUL ULEMA üyesi Mehmed Ali
Altun Hoca'nın okuduğu dua ile sona erdi.
MURAT ORHAN
0 yorum