image

CÖMERT BAHÇIVAN

Zamanın birinde, bir köyde yaşayan cömert bir bahçıvan varmış. Bahçesinde yetiştirdiği meyveleri, sebzeleri ve çiçekleri komşularıyla paylaşmaktan büyük mutluluk duyarmış. Bir gün, bahçıvan bahçesini sularken, bir fakir adamın açlıktan bitkin bir halde geldiğini görmüş. Adam, bahçıvana bir parça ekmek rica etmiş. Bahçıvan, adamın halinden çok etkilenmiş ve ona ekmek vermekle kalmamış, aynı zamanda onu evine de davet etmiş.

Adam, bahçıvanın evinde karnını doyururken, bahçıvana ona nasıl yardım edebileceğini sormuş. Bahçıvan, adamın bahçesinde ona yardım etmesini teklif etmiş. Adam, bahçıvanın teklifini kabul etmiş ve bahçede çalışmaya başlamış.

Adam, bahçıvanın bahçesinde çalışırken, bahçıvanın cömertliğini daha da yakından görmüş. Bahçıvan, her gün komşularıyla yemek paylaşır, ihtiyaç sahiplerine yardım edermiş. Adam, bahçıvanın bu davranışlarından çok etkilenmiş ve ondan öğrenecek çok şey olduğunu fark etmiş.

Adam, bahçıvanın yanında bir süre çalışarak, onun cömertliğini ve yardımseverliğini benimsemiş. Adam, bahçıvanı örnek alarak, kendisi de cömert ve yardımsever biri olmuş.

Sözün Özü: Cömertlik, paylaşmaktır. Paylaşmak ise mutluluktur.

CÖMERT KÖYLÜLER

Zamanın birinde, yoksul bir köy varmış. Köy halkı çok çalışkanmış ama yine de geçimlerini zor sağlıyorlarmış. Bir gün, köye bir kuraklık gelmiş. Yağmur yağmamış, ekinler kurumaya başlamış. Köylüler, kuraklık yüzünden açlık tehlikesiyle karşı karşıya kalmışlar.

Bir gün, köyde yaşayan iki kardeş, bir karar vermişler. Kardeşilerden biri, köyün diğer köylerine giderek yardım isteyecekmiş. Diğer kardeşi ise köyde kalanlara bakacakmış.

Köylülerden biri, köyün diğer köylerine giderek yardım istemiş. Diğer köyler, köyün durumunu duyunca yardıma gelmişler. Köylülere, yiyecek ve giyecek yardımı yapmışlar.

Köylülerden biri de köyde kalanlara bakmış. Köylülere, yiyecek ve giyecek dağıtmış. Köylüler, kuraklık yüzünden zor günler geçirmişler ama birbirlerine yardım ederek bu zor günleri atlatmayı başarmışlar.

Sözün Özü: Cömertlik, yardımlaşmaktır. Yardımlaşmak ise güçlü olmaktır.

CÖMERTLİK, İYİLİĞE YOL AÇAR

Zamanın birinde, küçük bir kasabada yaşayan cömert bir adam varmış. Adam, her gün komşularıyla yemek paylaşır, ihtiyaç sahiplerine yardım edermiş. Bir gün, adam yolda yürürken, bir yaşlı kadınla karşılaşmış. Kadın, yaşlı ve hastaymış. Adam, kadını evine götürmüş ve ona bakmaya başlamış.

Adam, kadını bir süre evinde baktıktan sonra, onu hastaneye götürmüş. Hastanede yapılan kontrollerde, kadının çok hasta olduğu anlaşılmış. Adam, kadının tüm tedavi masraflarını karşılamış.

Kadın, adamın yardımlarından çok memnun olmuş ve ona teşekkür etmiş. Kadın, adamın yardımları sayesinde iyileşmiş ve sağlığına kavuşmuş.

Kadın, iyileştikten sonra, adamın yanına gitmiş ve ona şöyle demiş:

"Siz bana çok büyük bir iyilik yaptınız. Ben bu iyiliği asla unutmayacağım. Sizden öğrenecek çok şey var. Ben de sizin gibi cömert bir insan olmak istiyorum."

Adam, kadının bu sözlerinden çok mutlu olmuş ve ona şöyle demiş:

"Cömertlik, bir insanın sahip olabileceği en güzel erdemdir. Cömert olmak, sadece bir şey vermekle değil, aynı zamanda bir şey almaktır. Cömertlik, iyiliğe yol açar. İyilik ise, dünyayı güzelleştirir."

Adam ve kadın, bu konuşmadan sonra iyi arkadaş olmuşlar. Adam, kadının cömert bir insan olmasına yardımcı olmuş. Kadın da, adamın yardımseverliğinden ilham alarak, kendisi de cömert bir insan olmuş.

CÖMERT KÖYLÜ

Bir zamanlar, çok cömert bir köylü varmış. Köylü, sahip olduğu her şeyi başkalarıyla paylaşırmış. Yiyeceğini, giyeceğini, hatta parasını bile ihtiyaç sahiplerine verirmiş.

Bir gün, köylü yine tarlada çalışırken, yanına bir dilenci gelmiş. Dilenci, aç ve yorgunmuş. Köylü, dilenciyi evine götürmüş ve ona yemek yedirmiş. Ayrıca, dilenciye bir yatak vermiş ve onu yatırmış.

Ertesi gün, dilenci köylüye teşekkür etmiş ve ondan ayrılmak istemiş. Köylü, dilenciyi gitmemesi için ikna etmiş. Köylü, dilenciye bir çift öküz ve bir tarla vermiş. Dilenci, köylünün cömertliğine çok sevinmiş ve ona teşekkür etmiş.

Dilenci, köylünün verdiği öküzlerle ve tarlada ektiği ürünlerle geçimini sağlamış. Dilenci, köylünün sayesinde zengin olmuş ve mutlu bir hayat sürmüş.

CÖMERT SULTAN

Bir zamanlar, çok cömert bir sultan varmış. Sultan, sahip olduğu her şeyi başkalarıyla paylaşırmış. Halkı arasında çok sevilirmiş.

Bir gün, sultanın ülkesine bir kıtlık gelmiş. Halk, açlık ve sefalet içindeymiş. Sultan, halkının sıkıntısını gidermek için elinden geleni yapmış. Halka yiyecek ve giyecek dağıtmış. Ayrıca, çiftçilere yardım etmiş.

Kıtlık, sultanın cömertliği sayesinde kısa sürede sona ermiş. Halk, sultana çok minnettarmış.

CÖMERT ÇOCUK

Bir zamanlar, çok cömert bir çocuk varmış. Çocuk, sahip olduğu her şeyi başkalarıyla paylaşırmış. Arkadaşlarıyla oyun oynarken, oyuncaklarından paylaşırmış. Evinde misafir olduğunda, yiyeceğini ve içeceğini misafirleriyle paylaşırmış.

Bir gün, çocuk okuldan eve dönerken, yolda bir dilenci görmüş. Dilenci, aç ve yorgunmuş. Çocuk, dilenciye acımış ve ona bir parça ekmek vermiş. Dilenci, çocuğun cömertliğine çok sevinmiş ve ona teşekkür etmiş.

Çocuk, dilenciyi eve götürmüş ve ona yemek yedirmiş. Ayrıca, dilenciye bir battaniye vermiş ve onu yatırmış.

Dilenci, çocuğun cömertliğine çok minnettarmış. Çocuk, dilenciye yardım etmekten çok mutlu olmuş.

Bu hikayelerden de anlaşılacağı gibi, cömertlik güzel bir erdemdir. Cömertlik, başkalarına yardım etmektir. Cömert insanlar, başkalarının mutluluğunu kendi mutlulukları gibi görürler. Cömertlik, toplumda sevgi ve saygıya vesile olur.

0 yorum

FİKRİNİZİ BELİRTİN

Zorunlu alanları doldurunuz *