Doktorlar: Boykot, bir hayat tarzı olmalı

İşgalci siyonist rejimin Gazze'deki katliamlarının ardından dünya genelinde işgal rejimi mallarına karşı başlatılan boykot tüm yönleriyle devam ediyor.

Boykotun hiçbir şekilde bitirilmemesi gerektiğini ve hayatın her alanında olması gerektiğini aktaran doktorlar, İLKHA muhabirine önemli açıklamalarda bulundu.

Doktorlar, Gazze'de yaşanan soykırıma karşı kimin elinden ne geliyorsa yapması gerektiğini ve boykotun sürekli devam etmesi gerektiğinin altını çizdi.

Filistin'de, Gazze'de zulmün hız kesmeden devam etmekte olduğunu söyleyen Çocuk Doktoru Rıdvan Turhan, "Bizler de vatandaş olarak, hekimler olarak üzerimize düşen sorumlulukları yerine getirmek zorundayız. Bu sorumlulukların en önemlilerinden bir tanesi boykottur. Boykot konusu israile verilen desteği kırmak için yapabileceğimiz en somut adımlardan bir tanesidir. Biz burada bir duruş sergiledikçe israil ürünlerini boykot etmeye devam ettikçe kardeşlerimize bir nebze olsa yardımımız dokunacaktır. Hekimler açısından bu boykotun en önemli taraflarından bir tanesi israile desteğini açıkça ilan eden firmaların ilaçlarının özellikle boykot edilmesi konusudur. Bu konu önem arz eden bir konudur. İnsanları iyileştirmek için kullandığımız tedavilerin başka bebeklere, çocuklara, kadınlara ve sivillere amansızca silah, kurşun ve bomba olarak yağması asla kabul edilemez bir durumdur. Bütün hekimleri bu duruşa destek vermeye davet ediyorum." dedi.

Filistin'de zulmün son üç ay değil 75 yıldır devam ettiğine dikkat çeken Psikiyatri Uzmanı Dr. Ahmet Çöpür, şunları aktardı:

"Üç ayın öncesiyle beraber zulüm orada yaklaşık 75 yıldır devam ediyor. 7 Ekim'den beri üç aydır hepimizin gündemindedir. Maalesef ülkemizde başka suni gündemlerle arka planlara itilmeye çalışılsa da Gazze meselesi, Filistin meselesi ülkemizin Müslümanların birinci gündemi olmaya devam etmek zorundadır. Bu manada herkes kendi üzerine düşeni yapmak zorundadır. Herkes kendi alanında kendi yaşantısında bu mücadeleye nasıl destek verebileceğini düşünmek ve hayatına tatbik etmek zorundadır. Boykot da bu manada elimizdeki en büyük silahlardan bir tanesidir. Boykot herkesin hayatında olabilecek bir şeydir. Oradaki zülüm son 3 ay olmasına rağmen boykotun herhangi bir süresi ve zamanı olmamalıdır. Çünkü biz biliyoruz ki bir vesileyle bugün yarın ateşkes olsa oradaki zülüm net bir şekilde devam edecek. Bu zulüm devam ettiği sürece bu zulmü uygulayan israil terör örgütü desteğini de tüm dünyadaki ticari faaliyetlerden elde etmektedir. Hayatımızın her alanında buna karşı durmak zorundayız. Evimizde kullandığımız eşyalardan doktor olarak bizim eğer muadili varsa yazdığımız reçeteye kadar herkes kendi hayatında neyi boykot edebiliyorsa etmeye devam etmek zorundadır. Bunun bir süresi olmamalı, bir hayat tarzı olmalıdır."

Boykotun önemine değinen Stajyer Doktor Mehmet Zahit Gürdal, "Bu sürecin başından beri hatta daha önceden gelen israil ürünlerine boykot vardı. Çünkü zulüm üç ay önce başlamadı. Evet, Filistin son üç aydır çok yoğun bir zulüm altında, adeta insanlık suçu işlenerek insanların üzerine israil terör unsuru insanlık dışı savaş suçu sayılabilecek saldırı aletleriyle saldırıyor. Bu yüzden elimizden gelen ve yapabileceğimiz en güzel şey boykottur. Onların mallarıyla onları maddi acıdan zayıflatarak elimizden gelen desteği Filistinli kardeşlerimiz için vermeliyiz. Filistin'de her gün hastanelerde çocuklar ve hastalar ölüyor. Doktor meslektaşlarımız orada zulüm altındadırlar. Ellerinden gelen her şeyi yapmaya çalışıyorlar ama çok ciddi imkansızlıklar var. Biz de elimizden gelen desteği göstermeliyiz. Oradaki kardeşlerimiz en azından siyonistlerin ürünlerini boykot ederek, almayarak ve alternatiflerine yönelerek destek olmalıyız." ifadelerine yer verdi.

Son olarak Dahiliye Uzmanı Dr. Abdullatif Faslı, "Gazze işgal altında olduğu sürece elimizden geleni yapacağız. Şu anda elimizden gelen boykot ve hekimlerin sessiz yürüyüşüdür. israil soykırımına karşı dünyanın sessizliğine karşı buradayız. Yıkılmadık ayaktayız, boykotu devam ettireceğiz." diye konuştu. (İLKHA)