Türkiye'nin dört bir yanından yüzlerce STK'nın inisiyatifi
ile kurulan Büyük Aile Platformu; 18 Eylül 2022’de Saraçhane'de
gerçekleştirilen Büyük Aile Buluşması'na da öncülük etmişti.
Büyük Aile Platformu, İstanbul Beyoğlu'nda gerçekleştirilen
basın açıklaması ile cinsi sapıklığa dikkat çekildi.
"Maske düştü; LGBT dayatmasının arkasındaki pedofili
yüzü göründü artık"
Büyük Aile Platformu adına Nuriye Çakmak Çelik ve Zeynep
Hatice Ses tarafından okunan basın açıklamasında, "Bakın LGBT propaganda
ve dayatması her yerde. Batıda, cinsiyet değiştirme yaşı ilkokul çağına kadar
düştü. Öyle ki kanunen sigara, alkol satın alamayacak kendi uyuyacağı saate,
gideceği okula, giyeceği kıyafete bile karar veremeyecek kadar küçük çocuklara
okulun ilk günü hangi cinsiyeti seçmek istediği soruluyor ve ona göre
sesleniliyor. Çocuklara okulda cinsel içerikli görseller ve videolar
gösteriliyor. Çocuk istismarı zirve noktaya ulaşmış durumda. Cinsiyet karmaşası
yaşadığı iddia edilen çocuklar, 'yanlış bedende doğmuşsun' denilerek manipüle
ediliyor ve cinsiyet değiştirmeye zorlanılıyor. Üstelik bu çocuk istismarı,
'çocuğun yüksek yararı' kılıfı ile yapılıyor. Çocuklarını bu cinsiyet
değiştirme zorbalığına karşı koruyan anne-babaların, kanunen velayet hakları
ellerinden alınıyor ve örgüt eline veriliyor. Maske düştü; LGBT dayatmasının
arkasındaki pedofili yüzü göründü artık. Bilim dünyasında LGBT'ye muhalif
konuşan akademisyenler dışlanıyor, işlerini kaybediyor, hatta LGBT'nin gerçek
yüzünü bilimsel olarak ortaya koyan hiçbir akademik çalışma, uluslararası
hakemli dergilerde yer alamıyor. Muhalif psikologlar, psikiyatrlar,
sosyologlar, pedagoglar, PDR'ciler meslekten ihraç ediliyor. Hukukçular,
baskıdan ötürü en temel insan haklarını, çocuk haklarını, bu pedofili ve çocuk
istismarını gündeme getiremiyor getirse dahi cezalandırılıyor. İş dünyasında;
uluslararası iş sözleşmelerinde 'Toplumsal Cinsiyet Eşitliği' içerikleri
dayatılıyor. LGBT’lileri istihdam etmeyenlerin banka kredi notu düşürülüyor.
Dijital platformlarda; neredeyse her bir yapımda eşcinsel karakterler rol model
olarak gösteriliyor. Çizgi filmlerde cinsiyetsiz karakterler ve eşcinsel
birliktelikler özendiriliyor. Oyuncak dünyasında; eşcinsel evli çiftler, hamile
erkekler, maskülen kadın figürleri üretiliyor. Sosyal medyada LGBT aleyhine
paylaşım yapan hesaplar linç ediliyor, kapatılıyor; takipçileri siliniyor ve
nefret suçlusu ilan ediliyor. Pişman olan LGBT'liler ise sürekli perdeleniyor
ve görünmez kılınıyor." denildi.
"LGBT lobisi; her türlü dini, milli, kültürel, ailevi değerlere ise hakaretler savuruyor"
Açıklamanın devamında, "Global popüler kültür, tüm
unsurlarıyla, özellikle gençleri ve çocukları; bireysel yaşamaya, evlilik dışı
ilişkilere, cinsel kimlik karmaşasına, madde bağımlılığına, hedonizme,
kimliksiz-şahsiyetsiz-cinsiyetsiz-milliyetsiz-devletsiz ve ailesiz yaşam
tarzlarına teşvik ediyor. Bu dayatmaya 'Dur!' diyen herkesi nefret söyleminde
bulunmak ile damgalamaya çalışan LGBT lobisi; her türlü dini, milli, kültürel,
ailevi değerlere ise hakaretler savuruyor. Tüm bu değerleri ayaklar altına almaya
kasteden ve cinsiyetsiz bir dünya oluşturmak için uydurulan 'toplumsal cinsiyet
eşitliği' ideolojisini ise kadın hakları ve eşitlik kılıfında sunarak LGBT
Propagandasını meşrulaştırmaya çalışıyor." diye belirtildi.
"Dün dağa kaçırdıkları gençleri, bugün sapkın
ideolojilerinin militanı haline getiriyorlar"
Dikkat edilmesi gereken en önemli husus ülkemizi parçalamayı
hedefleyen, on binlerce insanımızı katleden, eli kanlı terör örgütlerine her
türlü silah desteğini sağlayan yabancı devletlerin, aynı zamanda LGBT
propagandasının da en önde gelen finansörleri ve destekçileri olduğu gerçeğidir
diye belirtilen açıklamada, "Nice annenin evladını dağa kaçıran, nice
gencimizi uyuşturucularla zehirleyen terör örgütlerinin ve onların destekçisi
yabancı ülkelerin ve kuruluşların, LGBT paçavrasını binalarına,
konsolosluklarına asması nasıl bir tehlike ile karşı karşıya olduğumuzun en
açık göstergesidir. Dün dağa kaçırdıkları gençleri, bugün sosyal medyanın
karanlık arka sokaklarında sapkın ideolojilerinin militanı haline getiriyorlar.
Ülkemiz üzerinde sinsi planlar yapan güçlerin stratejileri; terör
faaliyetlerinden, gençlerimizi uyuşturucuyla zehirlemekten geçtiği gibi şimdi
de LGBT propagandası ile evlatlarımızı çalmaktan geçiyor. Bu tehdit sadece
ülkemizde değil, tüm dünyada aileleri harekete geçirmiş durumda. Tehlikeyi
siyasi kampların pozisyonlarına hapsedemeyiz. İnsanlığın varoluşuna,
evlatlarımıza, geleceğimize yönelen bu tehdide karşı hangi siyasi görüşe sahip
olursak olalım hep beraber mücadele etmek zorundayız. Toplumdaki kutuplaşmanın,
siyasi kamplaşmanın bizi bu tehdide karşı vurdumduymazlığa itmesi,
çocuklarımızın ateşe atılması, neslimizin yani insanlığın yok olması
demektir." şeklinde dile getirildi.
"Ailemize ve çocuklarımıza yönelen bu hak
ihlallerine ve ifsat faaliyetlerine fırsat verilmemesi devletimizden
talebimizdir"
Türkiye'de de LGBT lobisinin yol açtığı tehlikenin önlenmesi
için son zamanlarda hükümetin ve pek çok siyasi partinin gösterdiği
duyarlılığın kendilerini umutlandırdığı aktarılan açıklamada, "Ancak
siyaset içerisindeki tüm bu duyarlı söylemlerin, artık önleyici eylemlerle
hayata geçirilmesi gerekmektedir. Toplumun en temel ve doğal birimi olan
ailenin korunmasını, her kurum ve kuruluştan, en önemlisi de devletten talep
etmesi, her ferdin en doğal vatandaşlık hakkıdır. Ailemize ve çocuklarımıza
yönelen bu hak ihlallerine ve ifsat faaliyetlerine fırsat verilmemesi
devletimizden talebimizdir. Bu doğrultuda LGBT örgütlerinin ülkemizdeki tüm
faaliyetlerine son verilmesi, medya-akademi-iş dünyası-sanat-spor eğitim
aracılığıyla sürdürülen propaganda ve dayatmaların engellenmesi, büyük
ailemizin sağlıklı yarınlarının yasal güvence altına alınması ve aileyi
destekleyecek adımların atılması devletimizden beklediğimiz
çalışmalardır." ifadelerine yer verildi. (İLKHA)
0 yorum