Kulak
Burun Boğaz Uzmanı Doç. Dr. Kasım Durmuş, zamanında ve gereken önlemler
alınmazsa uyku apnesinin dikkatsizliğe yola açarak trafik kaza riskini 2-7 kat
artıracağını söyledi.
Medicana Sivas Hastanesi Kulak Burun Boğaz Uzmanı Doç. Dr.
Kasım Durmuş, uyku apnesi hastalığının teşhis ve tedavi yöntemlerine dair
açıklamalarda bulundu. Medicana Sivas Hastanesi Kulak Burun Boğaz Uzmanı Doç.
Dr. Kasım Durmuş, uyku apnesinin, insomnia hastalığından sonra ikinci sıklıkta
karşılaşılan bir hastalık olduğunu söyleyerek, “Uyku esnasında solunum durması
olarak tanımlayabileceğimiz uyku apnesi; son zamanlar da sıkça duyduğumuz bir
uyku hastalığıdır. Uykusuzluk diye bildiğimiz insomnia hastalığından sonra
ikinci sıklıkta karşımıza çıkmaktadır. Dil kökü, yumuşak damağın veya aşırı
büyümüş bademciklerin hava yolunu tıkaması sonucunda horlama ile beraber en az
10 saniye nefes alamamak uyku apnesi olarak adlandırılır. Eğer zamanında ve
gereken önlemler alınmazsa uyku apnesi dikkatsizliğe yola açarak trafik kaza
riskini 6-7 kat artırmaktadır. Aynı zamanda öğrenme güçlüğüne ve iş kazalarının
sıkılığının artmasına da neden olmaktadır” dedi.
“Partneri şikayetçi olur”
Durmuş, uyku apnesi olmadan sadece horlamanın olması hastada
sorun oluşturmayacağını fakat partnerinin bu durumdan şikâyetçi olabileceğini
ifade ederek, “Ancak uyku apnesi eşlik ediyorsa bu ciddi bir sağlık
problemidir. Türkiye’ de uyku apnesi görülme sıklığı yüzde 2-4 arasında
değişkenlik göstermektedir. Bu durum bize uyku apnesinin sık karşılaşılan bir
sağlık problemi olduğunu göstermektedir. Aynı zamanda obezite görülme
sıklığının artması ile uyku apne sendromu görülme sıklığı da artmaktadır” diye
konuştu.
“Test esnasında beşten fazla solunum durmuş ise uyku apnesi
hastalığı tanısı konulur”
Durmuş, uyku apnesinin belirtilerini açıklayarak, “Gündüz
uyku hali (ağır hastalarda konuşurken araba sürerken bile uyuklama), gece
uykularında huzursuzluk, horlama, özellikle sabahları olan baş ağrısı, unutkanlık,
dikkat azlığı, sık sık idrara kalkma, terleme ve tanıklı olarak solunum durması
belirtileridir. Şikâyetleri olan hastaların mutlaka bir doktora görünmeleri
gerekmektedir ve tanısı uyku testi (polisomnografi) ile konulur. Eğer test
esnasında beşten fazla solunum durmuş ise uyku apnesi hastalığı tanısı konulur”
şeklinde konuştu.
“Tedavisi hastalığın seviyesine göre değişmektedir”
Durmuş, uyku apnesinin tedavisi hastalığın seviyesine göre
değişmekte olduğuna değinerek, “Uyku apnesi tedavisi hastalığın seviyesine göre
değişmektedir. Genel önlemler, pozitif hava basıncı, ağız içi aparayler ve
cerrahi tedaviler olmak üzere değişmektedir. Tedavi planlamasından varsa fazla
kilolardan kurtarılmalıdır. Kilo vermenin sadece diyetle gerçekleştirilmesi
mümkün olmayıp günlük aktivitelerinin artırılması ve bu yaşam sitilinin rutin
hale getirilmesi gerekmektedir. Normal kiloda olan hastalarda daha çok bir
iskelet sistemi patolojisi üzerinde durulmalıdır. Alkol, sigara ve sedatif ilaç
kullanan hastalarda horlama şikayetleri ve uyku apnesi daha ağır seyreder.
Hastaların mümkün olduğunca alkol ve sigara kullanmamaları ve sedatif etkiye
sahip ilaçlardan uzak durmaları tavsiye edilmelidir” ifadelerine yer verdi.
“Gün boyu uyku halinin günlük hayatı etkilemesi cerrahi tedavi
gerektirir”
Durmuş, uyku apnesinin cerrahi tedavisinin ne zaman yapılması
gerektiği hakkında bilgi vererek, “Ağır uyku apnesi olanlarda, oksijen
satürasyonunun yüzde 90’nın altında olması, gün boyu uyku halinin günlük hayatı
etkilemesi, hastada dikkat çekici anatomik problemin olması, ameliyatın
yapılmasında engel teşkil edecek medikal problemin olmaması cerrahi tedavi
olması gereken durumlardır” ifadelerini kullandı. İHA
0 yorum