Çocukların sokaklarda oynadığı oyunların yerini büyük oranda dijital oyunlara bıraktığı günümüzde bu durum beraberinde teknoloji bağımlılığını da getiriyor. Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de teknoloji bağımlılığı gün geçtikçe halk sağlığı sorunu haline geliyor.
Gerekli
tedbirler alınmadığında teknoloji bağımlılığı, madde bağımlılığı gibi ruha ve
bedene zarar verebilecek bir hastalığa dönüşebiliyor. Özellikle çocukların
ekran başında geçirdikleri sürenin bağımlılığa dönüşmesi, aile ve sosyal
hayatlarında sorunlar yaşamasına neden olabiliyor.
Kontrolsüz
ve sınırsız kullanılan teknoloji, özellikle çocuklarda psikolojik, sosyal ve
fiziksel açıdan birçok sıkıntıyı beraberinde getiriyor. Teknoloji bağımlığının
zararlarına dikkat çeken uzmanlar, ailelere bu konuda önemli uyarılarda
bulunuyor.
Uzman
Klinik Psikolog Cumali Aydın İLKHA'ya konuyla ilgili değerlendirmelerde
bulunarak ailelere önemli tavsiyelerde bulundu.
"Ailenin;
çocuğu teskin etmek, yemek yedirebilmek ya da başından savabilmek için ekrana
teslim etmemesi gerekiyor"
Çocuklarda
dijital bağımlılık yaşanması sürecinde en büyük işin ailelere düştüğünü dile
getiren Aydın, "Çocuklar kendilerini kontrol etmekte zorlanırlar,
çocukların kendilerini kontrol etmesini sağlayabilmek ya da o kontrolü
sağlayabilmek ebeveynin üzerine düşen bir sorumluluktur. Ailenin ilk yapması
gerekenlerden bir tanesi; çocuğu teskin etmek, yemek yedirebilmek ya da
başından savabilmek için ekranlara teslim etmemeleri gerekiyor. Aile çok
daralabiliyor, sıkılabiliyor ya da çocuğa yemek yedirmekte zorlanabilir
anlayabiliyorum ama bununla baş etmenin yöntemi telefon, tablet ya da
bilgisayar değildir öncelikle ailenin bunu kesmesi gerekiyor." dedi.
"Çocuk,
söze değil yapılan davranışa bakar"
Ailelerin
doğru bir örneklikle sözden ziyade davranışlarıyla örnek olması gerektiğinin
altını çizen Aydın, "Telefon ya da tabletle sürekli vakit geçiren bir
ebeveynin, çocuğuna 'bu telefon veya tablet çok zararlı' demesi çocuk için bir
şey ifade etmez. Çocuk, söze değil yapılan davranışa bakar. Ebeveynlerin
öncelikle davranışlarıyla çocuklara örneklik teşkil etmesi çok önemlidir. Bir
diğer nokta ise ebeveynlerin ağız birliğinin olması gerekir. Annenin 'evet'
dediğine baba 'hayır', babanın 'evet' dediğine anne 'hayır' demeyecek. Beraber
bir araya gelecekler, herhangi bir kural konulduğunda bunu ağız birliği ile
ifade edecekler ve benzer bir tutumla bu kuralın sürdürülebilmesi için
uğraşmaları gerekir. Diğer türlü hem kurallar çok net ve kestirilebilir
olmayacak hem de baba ile yaşadığı çatışmada anneye, anne ile yaşadığı
çatışmada babaya sığınabilecek. Bu süreçte yaptığı yanlış davranışların
sürdürülebilmesinin önü açılmış olacak. Ağız birliğinin olması çok önemli bir
noktadır." şeklinde konuştu.
"Çocukların
elinden cihaz alındığında, tabiatına uygun aktivitelerle o süreci doldurmak
gerekiyor"
Çocukların
elinden cihaz alındığında onun yerine eğlenebilmesi ve vakit geçirebilmesini
sağlayabilecek bir alternatif koyulması gerektiğini belirten Aydın,
"Çocuğun elinden bir şey alıyorsak muhakkak onun yerinin doldurulması
gerekiyor ki çocuk o davranışı sürdürebilsin. Çocuk yapı itibariyle
hareketlidir, yerinde durmaz, onun tabiatına uygun aktivitelerle o süreci
dolduracağız ki çocuk bu davranışı sürdürebilsin. Peki ne yapılmalı? Muhakkak
spor yapılmalı, çok önemli bir noktadır. Çocuğun yeteneğine uygun, sevdiği spor
dallarına yönlendirmek, muhakkak arkadaşlarıyla vakit geçirebilecek alanlar ve
zamanlar oluşturmak gerekiyor. Çocuğu parka götürerek arkadaşlarıyla vakit
geçirtebiliriz ya da arkadaşlarını yanına davet edebiliriz. Eskiden annelerimiz
bir pasta, börek yaparak çocukların arkadaşlarıyla vakit geçirmesini
sağlarlardı. Böylelikle sosyal medyayı aldık, onun yerine bir şeyler koymuş
olduk. Çocuk alması gereken eğlenceyi ve keyfi alabileceği daha farklı yollar
bularak o davranış daha tutarlı olabilir." diye belirtti.
"Aile
içi çatışma ve problemlerin muhakkak minimize edilmesi gerekiyor"
Çocukların
gelişimsel dönemine uygun olarak dijital kullanımına belli bir sınır koymak
gerektiğine dikkati çeken Aydın, "Özellikle 0-3 yaş grubunun kesinlikle
sosyal medyadan, telefondan ya da ekrandan uzak kalması gerekiyor. Sonrasında 3
ve 4 yaşlarında günlük 20-30 dakika, 4-5 yaşlarında 30-40 dakika, 5-6
yaşlarında günlük 1 saat oynayabilir. Tamamen ortadan kaldırmıyoruz, çocuğa
oynayabileceği zamanlarda oluşturuyoruz. Özellikle ebeveyn denetimine olan
sağlayan 'korumalı mod' uygulamaları kullanılabilir. Hem ebeveynlerin aynı
zamanda içi de rahat eder hem de çocuklar uygunsuz içeriklerden uzak olarak
sosyal medya veya bilgisayarları kullanabilme imkânı elde ederler. Aile
içerisinde bir çatışma varsa, insanların birbirine alan açmadığı, saygı
duymadığı ve sevgi göstermediği bir durum varsa bu tür olumsuz durumların
çocukta görülebilme ihtimali çok daha yüksektir. Aile içi çatışma ve
problemlerin muhakkak minimize edilmesi gerekiyor. Bu çocuk ne oluyor da bu
noktaya gidiyor sorusunun yanıtı; eğer aile içi çatışmalar ise o zaman
bağımlılık bir sonuçtur, sürece bakalım deriz. Aile içi iletişimin onarılması
ve var olan problemlerin giderilmesi çok önemlidir. Böyle yapıldığı takdirde
çocuğun sosyal medya, telefon veya tablet başından kalkarak aile ile vakit
geçirmesi çok daha olası olur. Ailecek muhakkak plan ve program yapılmalı, her
gün akşam bir saat beraber çay içilmeli, bir şey yapılmalı ve bunlar teknolojik
aletlerden uzak kalınarak yapılmalıdır. Bunlar yapıldığı takdirde çocuğun
sosyal medyadan uzak kalması daha beklenilebilir bir durumdur eğer bu olmuyorsa
muhakkak bir uzmandan yardım alsınlar." ifadelerini kullandı. (İLKHA)
0 yorum