Kendilerinin ve ailelerinin rızası doğrultusunda
evlenip yuva kurmalarına rağmen haklarında açılan kamu davası sonucunu binlerce
kişinin "cinsel istismar" yaftasıyla cezaevine atılması tepkilere
neden oluyor.
Genç yaşta evlendikleri nedeniyle çocukları ve
aileleriyle birlikte mağdur edilen on binlerce kişinin gözü, hükümetin yapacağı
yeni bir düzenlemede.
Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Hukukçu Rıdvan
Yapıcıoğlu, genç evlilik konusunun toplumun kanayan bir yarası haline geldiğini
söyledi.
Genç evlilik mağdurlarının mağduriyetinin bilinçli bir
şekilde görmezden gelindiğini, konunun gündeme gelmesine rağmen her seferinde
üstünün kapatılmaya çalışıldığını belirten Yapıcıoğlu, genç evliliğin istismar
olmadığını ifade etti.
Eşlerinin rızasıyla bir hayat kurmuş ve evlilik
gerçekleştirmiş kişilere yönelik, geçmişe dönük yasa ve geçici bir madde ile
düzenleme yapılması gerektiğini vurgulayan Yapıcıoğlu, mutlu bir yuva kurmuş
insanların mağduriyetlerinin sonlandırılmasının elzem olduğunu kaydetti.
“Rızayla yapılan evlilikler’ cinsel istismar’ kapsamında
değerlendiriliyor”
Yapıcıoğlu, “Ülkemizde 6284 sayılı yasa ve
uluslararası sözleşme kapsamında 18 yaş altındaki evlilikler yasal olarak
mümkün değil. Ancak daha önceki dönemlerde tarafların, yani ailelerin rızasıyla
evlenen insanlar mevcut. Bu, toplumun kanayan bir yarası haline geldi.
Ailelerin ve tarafların rızasıyla geçekleşen evlilikler ‘cinsel istismar’
kapsamında değerlendirilmektedir. Aslında yasa sonrasında evliliklerini
yaptıkları halde kiminin çocukları olmasına rağmen kişiler istismarcı damgası
yiyerek şu anda cezaevlerinde tutulmaktadırlar.” dedi.
“Sürekli erteleme, oyalama söz konusu”
Yaklaşık 8 bin civarında genç yaşta evlilik mağdurunun
cezaevinde olduğunu aktaran Yapıcıoğlu, “Bunların eşleri, çocukları, anne ve
babaları bu uygulamalardan dolayı mağdur edilmiş durumdalar. Bu konu daha
öncede gündeme geldi. Bununla ilgili yasal bir düzenleme yapılması gerekiyor.
Bu hususla ilgili olarak bir dönem bazı çalışmalar yapılacağı söylendi fakat
sürekli bununla ilgili olarak bir ertele ve oylama söz konusu. Bu evlilikler
aslında bir istismar veya suiistimal değil. Genç yaştaki evliliklerle ilgili
ailelerinde, taraflarında rızası var.” diye konuştu.
“Kadınlar eşlerinin cezaevinden çıkışını
gözlemektedir”
Genç yaşta mutlu bir evlilik yapıp bir düzen
kurmalarına rağmen eşlerin ‘istismarcı’ damgası vurularak cezaevine
gönderilmelerinin kabul edilemez olduğunu vurgulayan Yapıcıoğlu, şöyle devam
etti:
“Kadınlar eşlerinin cezaevinden çıkışını gözlemekte,
çocuklar babasız bir şekilde mağdur edilmektedir. Kimileri herhangi bir
gelirleri olmadığından dolayı çok büyük mağduriyetler yaşamaktadır. Bu aileler
eşlerinin bırakılmasını talep ederken bir kesim bunların suçlu, istismarcı
olduğunu belirterek kendilerini cezaevlerinde daha uzun süre tutmak için çalışmalar
gerçekleştirmektedirler. Bu kesim ayrıca kendilerini mağdur olan kadınların
koruyucusu olarak belirtmektedir. Aslında bunlar, aileleri daha fazla mağdur
eden kesimlerdir.”
“Mağduriyetler sonlandırılmalı”
Yaşanan mağduriyetlerin son bulması gerektiğini söyleyen
Yapıcıoğlu, “Biz küçük yaştaki kişilere karşı işlenen suçların affedilmesini
veya bunların serbest hale getirilmesi gerektiğini söylemiyoruz. Eşlerinin
rızasıyla bir hayat kurmuş ve bir evlilik gerçekleştirmiş kişilerin geçmişe
dönük yasa, geçici bir madde ile düzenleme altına alınmasını talep ediyoruz.
Hayat şartları içesinde bir şekilde aile ve mutlu bir yuva kurmuş insanların
böylelikle mağduriyetlerinin sonlandırılmasını talep ediyoruz.” ifadesini
kullandı.
Sadece cezaevinde olan mağdurlar değil onların
eşlerinin, çocuklarının ve ailelerinin de mağdur edildiğine dikkat çeken
Yapıcıoğlu, “Bu mağduriyetin bir an önce giderilmesi gerektiğini düşünüyoruz.”
dedi.
“Düzenlemenin yapılmasının önünde herhangi bir engel
yok”
Hükümetin bu konuda acilen üzerine düşen sorumluluğu
yerine getirmesi gerektiğini belirten Yapıcıoğlu, son olarak şunları söyledi:
“Bu mağduriyetin giderilmesi için en büyük sorumluluk
iktidar ve Cumhurbaşkanlığı kurumundadır. Buna benzer olaylarda, hatta daha
ağır durumlarda bile daha önce düzenlemeler yapıldı. Geçici maddelerle bu
hususla ilgili bazı düzenlemeler yapıldı. Bu konuda da böyle bir düzenlemenin
yapılmasının önünde herhangi bir engel yok. Ancak her seferinde bir şekilde
öteleme, oyalama taktiği yapılarak bu mağduriyetler görmezden geliniyor.
Toplumun kanayan bu yarası maalesef halen devam ediyor. Bu mağduriyetlerin bir
an önce giderilmesi için tüm sorumlular elini taşın altına koyması gerekiyor ve
buna bir son vermesi gerektiği kanaatindeyiz.”(İLKHA)
0 yorum