image


Yaptığı yazılı açıklamada Atalay, teknoloji çağı olarakadlandırılan bu dönemde bilgisayar, tablet, telefon ve internet kullanımınınartık hayatın vazgeçilmez gereçleri haline geldiğini söyledi.

Atalay, internetin temel ortaya çıkış̦ amacının bilgiyekolay, ucuz, hızlı ve güvenli ulaşmak, iletişimi kolaylaştırmak olmasına rağmeninternetin tahmin edilenden de hızlı yaygınlaşmasının aşırı kullanıma ve yenibir bağımlılık türü olarak nitelenebilecek internet bağımlılığına yol açmayabaşladığını belirtti.

Gelişen çağa hızla ayak uyduran Türkiye’de de internetkullanımının giderek yaygınlaşması nedeniyle bu yeni tanımlanan bozukluk içinuygun bir zemin oluşturduğunu ifade eden Atalay, Türkiye’de internetbağımlılığı probleminin, teknolojiye yatkın olan gençlerde ve çocuklarda dahafazla görüldüğüne dikkat çekti.

Atalay, artık ailelerin çocuklarının internet kullanımınınyol açtığı sorunlar nedeniyle bu bağımlılığın tedavisinin arayışına girmeyebaşladığını vurguladı.

Bilinçsiz teknoloji kullanımının kimlik gelişimindegerilemeye sebep olduğuna işaret eden Atalay, bilinçli teknoloji kullanımınınise kimlik gelişiminde ilerleme sağladığının altını çizdi.

KİMLER RİSK ALTINDA?

Bağımlılık riski altında olanlara ilişkin bilgiler aktaranAtalay, “Aile içi çatışmalar yaşayan, sağlıklı iletişimi olmayan aile üyeleririsk altında. Hayatlarında kaliteli vakit geçirebileceği aktivitelerbulunmayanlar, sosyal ilişkilerinde kendini ifade etmekte güçlük yaşayanlarrisk altında. Aileleri teknolojiyi olumsuz ve bilinçsiz kullanan bireyler,spordan uzak duran ve hareketsiz yaşamı tercih edenler risk altında. Olumsuz vebağımlı arkadaş çevresi bulunanlar, ders başarısı sürekli düşük olan ya da okuldışı faaliyetlere karşı isteksiz olanlar risk altında. Arkadaş edinme, iletişimkurma ve iletişimi devam ettirme becerileri az olanlar risk altındadırlar.”ifadesini kullandı.

“AİLELER ÖNCE KENDİLERİNDEN BAŞLAMALI”

Dijital okuryazarlık konusunda ailelerin kendilerinieğitmeleri gerektiğini kaydeden Atalay şöyle devam etti: “Aileler olarakyapılacak en önemli adımlardan biri, ailelerin kendi davranışlarındanbaşlayarak yani kendilerini gözlemleyip öyle çocuklarına bu konuda davranışsalgeri bildirim vermeleri çok önemli. Kitap okuma saatleri, duygularımızı farketme saatleri, birbirimizi fark etme saatleri, sessizlik saati gibi saatlerailelerin kendi dinamiklerini gözlemlemeleri açısından çok önemlidir.”

“ÇOCUKLARI SAKİNLEŞTİRMEK İÇİN DİJİTAL MEDYA KULLANMAKTANKAÇININ”

18 aydan küçük çocukların ekran maruziyetinden kaçınmasıgerektiğini ifade eden Atalay, ailelere şu tavsiyelerde bulundu: “18-24 ayiçinse; eğitim amaçlı içerikler kullanmak isteyen aileler, dijital ortamdakiiçeriğin yüksek kaliteli olduğundan emin olmalı ve içeriği çocukla beraberizleyerek anlamasına yardımcı olmalı. Çocukları sakinleştirmek için dijitalmedya kullanmaktan kaçının. 2-5 yaş içinse günlük 1 saat kaliteli içerik aileile izlenmeli. Yeni doğan döneminden okul öncesi döneme kadar yaratıcı,ekrandan bağımsız oyunlara öncelik verin. 6 yaşından büyükler ise tutarlı sınırlarbelirlenmeli, dijital ortam kullanma süresi (günlük 2 saatten fazla olmamasıöneriliyor) günlük yaşam aktivitelerini engellememeli. Okul çağı ve adolesandönemde dijital ortam kullanımı aile denetiminde olmalı. Çocuğun yatak odasındaekran olmamalı. Ortak kullanılan bir alana taşıyın. Yemekte ve yatmadan birsaat öncesinde ekran kullanımından kaçının. Dijital ortam olmaksızın ailebireyleri birlikte aktiviteler yapmalı. (Evde beraber akşam yemeği yemek,yürüyüşe çıkmak) Dijital ortam kullanımı gerçek hayattaki fiziksel aktivitenin,yüz yüze görüşmenin, yaparak öğrenmenin, uyku zamanının yerine geçmeyebaşladığında problem başlamıştır. Kendinizi eğitin. Kurallar belirleyin ve bunaöncelikle siz uyun.”(İLKHA)

0 yorum

FİKRİNİZİ BELİRTİN

Zorunlu alanları doldurunuz *