İnsanlar ikiye ayrılırlar, birincisi gidenler, ikincisi
gelenler. Bir de üçüncüsü vardır, orta yerde duranlar, yani insanları “gidenler
ve gelenler” diye ikiye ayıranlar, yani bizler.
Gidenler neden güzel insanlardı bilemiyoruz. Galiba gitme
vaktine gelinceye kadar güzelleşmiş olmalıydılar. Gittiklerinde birden bir
boşluk oluştuğu için mi, bu boşluk hemen fark edildiği için mi, bilemiyoruz.
Gidenlerin güzel insanlar olduğunu galiba biraz da şuradan
anlıyoruz; ister istemez giderken geriye kimleri bıraktığına bakıyoruz, gözümüz
o anda giden kadar güzel birisini göremediği için böyle düşünüyor olmalıyız.
Bildiğimiz en net görüntü, gidenlerin hep güzel olması. Şurası da var, söz
konusu bu güzel insanların daldaki meyvenin kızarması gibi son hallerine
şahitlik etmemizin de katkısı vardır.
Belki uzun zaman sonra aynı ocaktan yine güzel insanlar
çıkacaktır ama belki biz göremeyeceğimiz için bugüne bakarak böyle karamsar
düşünüyor olabiliriz.
Özellikle şu iki üç yıl içerisinde çok sayıda güzel
insanımızı ahirete yolcu ettik, bu yoğunlukta başka bir zaman dilimi
hatırlamıyorum. Bunların birçoğu tanınmış simalar olduğu için medyada da gündem
oldu, geniş kitleler tarafından yâd edildi, güzelliklerine dair haklarında şahitlik
edildi. İnşaallah öyledirler, Allah onları güzellerle birlikte eylesin.
Ama biz biliyoruz ki gidenler içinde öyle güzeller vardı ki,
insanların çoğu bunların farkında değildi. Daha doğrusu bu güzeller
güzelliklerini teşhir etmeyi hiç düşünmemişlerdi. Onları Allah katında
güzelleştiren çilelerinden, hicretlerinden, hasretlerinden, zindanlarından ve
ulaştıkları irfanî makamlarından söz etmekten hiç hoşlanmazlardı. Birilerinin
yaptığı gibi onların ne zindan hatıraları vardı ne de çile romanları ne belgeselleri
vardı. Onlar her şeylerini alıp Rablarına gittiler.
Biz şimdi gelenleri bilmiyoruz, henüz tanımadık ama
bildiğimiz bir şey var ki, gidenler güzeldi, hem de çok güzellerdi.
Evet, önemli olan Allah Teala’nın Güzeller listesinde olup
olmamaktır. Bu yüzdendir ki Müslümanlar olarak hepimiz “veteveffenâ
mealebrar – iyilerle, güzellerle birlikte canımızı al” diye
yalvarırız.
Güzeller Güzeli Yusuf Aleyhisselam da bunun için çırpınmış,
“teveffenî müslimen ve elhıqnî bıssalihîn” buyurmuştu.
Gelenleri bilmiyoruz derken karamsar değiliz, giden
güzellerin yerini dolduracak kişilerin gelmesi için hem yalvarıyoruz hem
çırpınıyoruz hem de onların yollarını düzeltmek için çukurları dolduran
çakıllar olmaya çalışıyoruz.