Uygulanan ablukadan dolayı uzun zamandır Gazze'ye gıda ve ilaç gibi temel insani ihtiyaçlar girmiyor.
Mısır sınırında bulunan Refah kapısı siyonist işgal rejimi tarafından ele geçirildiğinde Mısır hükümetinin hiçbir tepkisi sözkonusu olmadı.
Ürdün sınırında insani malzemenin girişinde asıl zorluk çıkaranın Ürdün krallığı olduğu ortaya çıktı.
Gazze hava sahası sürekli saldırı altındayken siyonist teröristler izin vermediği sürece havadan da bir yardım çalışması söz konusu olmuyor.
Geriye bir tek Gazze sahili kalıyor.
İnsani yardım kuruluşları da bu tek seçeneği değerlendirmek ve ablukayı kırmak için denizden Gazze'ye ulaşmaya çalışıyor.
Sadece gıda taşıyorlar ve açlıkla boğuşan Gazze'ye yardım etmeye çalışıyorlar.
Ama dış görünüşlerine bakarak Gazze'ye abluka uygulayanların insan olduğunu düşünerek hata ediyorlar.
Filistin topraklarında bulunan işgalci güç, tarihin gördüğü en zalim, en insanlıkdışı hissiyata sahip topluluğudur.
Hiçbir insani ve ahlaki değere sahip olmadıkları gibi insani olan her şeye düşmandırlar.
Dünya tarihinde herhalde bebek öldürmekten zevk alan, bunu övünerek anlatan bir ordu ve o orduya sınırsız destek veren böylesine aşağılık bir halk daha gelmemiştir. Yardım için izin vermeyen, verdiğinde de yardım için toplananların üzerine bomba yağdıran böyle alçak, böyle lanetli bir topluluk gelmemiştir.
Ve herhalde böyle lanetli bir topluluğun her cürmü pervasızca işlediği, her yaptığının yanına kar kaldığı şimdiki gibi bir zaman dilimi yaşanmamıştır tarihte.
Madleen isimli gemi taşıdığı insani yardımla Gazze sahiline ulaşamadan engellendi.
Yine uluslarası sularda, yine eşkıyalık, yine korsanlık...
Mavi Marmara gemisi uluslarası sularda saldırıya uğradığında ve yardım gönüllüleri şehid edildiğinde Gazze'de şimdi yaşananlar ölçeğinde bir savaş da yoktu, ama o katliam, o korsanlık gerektiği gibi bir tepkiyle karşılaşmadı.
Malta açıklarında yardım gemisi saldırıya uğradığında yine gerekli ve yeterli bir tepki yoktu.
Öyle görünüyor ki aynı formatta tüm girişimlerin akıbeti de bu şekilde olacak.
İşgalci terörist çete, korsanlık yapmaya devam ediyor ve her yaptığı yanına kar kalıyor.
Oysa birçok kimse Madleen gemisine umut bağlamıştı. 12 kişi vardı, ama dünyada tanınan ve ses getirebilecek kişilerden oluşuyordu bu yardım aktivistleri.
Gece daha korsan baskın eylemi gerçekleşmeden baskıya giren bir gazete "Ufukta Gazze göründü" gibi bir başlık atmıştı.
Ama ufukta Gazze görünmüyor.
Soykırımcı vahşetin yaşandığı bir dönemde iktidar sahiplerinin kınamadan öteye geçmediği bir siyasal atmosferde Gazze hep sislerin arasında kalacak ve görünmeyecek!
Yardım gemilerine savaş gemileri eşlik ettiğinde, küresel vicdan harekete geçip tepkiler söylemden eyleme dönüştüğünde Gazze görünür olacak ve kısa sürede yaralarını sarmaya başlayacak.
Mevcut şartlarda ufuksuzluğumuzun acılarını çekmeye devam edecek, büyük sözler söylerken yüzümüze tutulan aynada zillet ve esareti kabullenmiş simalar göreceğiz.
İnsan olmanın, insanca gelecek hesapları yapmanın yolunun Gazze ufuklarını berraklaştırma, soykırımcı vahşetin ancak güçle engellenebileceğini anlamaktan geçtiğini artık görmemiz gerekir.