CHP kendi tarihinde şimdiye
kadar doğru dürüst Türk dindarlardan ve özelde Kürtlerin dindarlarıyla birlikte
sekülerlerinden de oy alamamıştır. Bu günlerde ise partiler bazında bazılarıyla
aşikâr bir şekilde bazılarıyla sözde saklı olan ama oda aşikâr olan bir
ittifakla tüm dindarların ve Kürtlerin oyuna taliptir. Asıl soru şu:
Türkiye’deki dindaralar ve özelde Kürt seçmeni CHP’ye oy verecek mi? Ya da onun
Cumhurbaşkanı adayını destekleyecek mi?
Şu bir gerçek ki
Türkiye’deki tüm dindarlar ve Kürtler, CHP’nin yaptıklarını asla
unutmayacaktır. Diğer bir soru ise, CHP partnerliğini kabul eden partilerin
kendi içinde barındırdıkları dindarları ve özelde Kürtleri bu kadar ters
istikamette yürütmeye çalıştıkları seçmenin refleksi ne olacak? Ya da CHP’ye
koltuk değneği olan kendi partilerine tepkileri ne olacak? CHP’nin dine
karşı bakışı ve yıllarca Kürtlere düşmanlık etmesi seçimle ilgili söz konusu
seçmende nasıl bir sonuç doğuracak? Lakin CHP, bugünlerde binbir maskeyle tüm
muhafazakârın ve Kürtlerin oylarını devşirmeye çalışıyor. Bazı siyasi
partiler de ihtiraslarının peşine takılarak onların değirmenlerine su taşıyor.
Peki, halk bu tuzağa düşer mi?
Hiç sanmıyorum. Zira CHP’nin yaptığını bu halkın unutması imkânsızdır. Her ne
kadar binbir maske takmışsa da ve “Helalleşme” güzellemeleriyle yola
çıkmışlarsa da zihniyetlerinin değişmediğini herkes biliyor. Evet, bu
zihniyetin gerçekliğini ve değişmediğini CHP’nin ilk kurucularından ve Genel
Başkanlığını yapan İsmet İnönü ve günümüzdeki son CHP sözcüsü Özgür Özel
üzerinden vermek istiyorum. CHP’nin kurucularından ve ilk dönemlerinde Genel
Başkanlığını yapan İsmet İnönü, “Elimizde güç varken hocaları kaldıralım,
gençliğin kafasını Allah-Peygamber gibi boş kavramlardan
kurtaralım” diyordu. Şu anda onun mirasçıları olan ve aynı partinin
bugünkü sözcüsü Özgür Özel de, “Kur’an öğretmek ortaçağ
zihniyetidir” diyor. Yani anlayacağınız din konusunda CHP ilk
çizgisinden bir milim dahi sapmamıştır.
Diğer konu ise Kürtlerin hakları ve varlıklarıyla ilgili CHP’nin
düşünceleridir. Yine bu konuda İsmet İnönü şöyle diyordu, “Her ne
pahasına olursa olsun ülkemizde yaşayanları Türkleştirecek, Türkler’e ve
Türklüğe karşı çıkanları yok edeceğiz” sözleri her Kürdün
hafızasındadır. Yine aynı partinin son sözcüsü Özgür Özel, HÜDA PAR’ın
parti programında “Türkçeyle birlikte Kürtçe ikinci resmi dil
olsun” vurgusuna sert eleştiri getirmiş ve bunu söyleyen kişilerle
görüşmeyi dahi büyük bir kabahat olarak görmüştür. Yani bırakın Kürtleri ve
Kürt haklarını, bunu dile getirenlerle görüşmeyi dahi suç olarak gören bir
zihniyetten söz ediyoruz. Şimdi tekrar soruyoruz. Böyle bir zihniyete sahip bir
partiden Kürt haklarıyla ilgili bir adımın atmasını beklemek saflıktan başka
bir şey olabilir mi? Aynı şekilde Kürtleri buraya kanalize eden, sözde
Kürt hakları adına siyaset yapan HDP’yi nereye oturtmak gerekir? Kürt
seçmenini, Kürt düşmanı olan CHP’ye koltuk değneği yapmaya çalışanların maskesi
de bu seçim ittifakında düşmüştür.
Aslında tarihsel süreciyle meseleye baktığımızda, Kürt ve Türkleri ayıran ve
her ikisinin çatısı olan “İslam” olgusuna darbe vuran CHP zihniyetidir. Bin
yılı aşkın bir zamanda Türk ve Kürt tarihi birlikteliğinde idari paylaşımın ve
dil haklarının verilmesi konusunda CHP Kürtlere ihanet etmiştir. Tarihsel
süreçte bu birlikteliği sağlayan İslam olmuştur. Hatta Kurtuluş savaşı
sırasında omuz omuza savaşmanın tek çatısı İslam’dı. Bu kardeşliğe darbe vuran
ve hala bu konuda en uç noktada siyaset yapan yine CHP’dir. Fakat bugün
onların oylarına muhtaç olduğu için köprüyü geçene kadar onlara kur
yapmaktadır.
Buradan CHP’nin gemisine bindirilmeye çalışılan tüm dindarlara ve özelde
Kürtlere sesleniyorum. CHP’nin tarihsel sürecinden bugüne kadar “Din
düşmanlığı” ve “Kürt düşmanlığı” kurumsal hale gelmiş bu yapının
gemisine binilebilir mi? Yıllardır tüm dindarlara savaş açan ve haklar
konusunda Kürtlere yaptıkları ortadadır. Kürtlerin dilini dahi “x” dil
olarak zabıtlara geçiren CHP’nin gemisine binilir mi? Aynı şekilde
Türküyle-Kürdüyle dindar olan herkese karşı “Tevhid-i Tedrisat” noktasında bir
milim bile taviz vermeyen CHP’nin gemisine binilebilir mi? İttifaklarla ilgili
bir tarafta eksiklikler var diye “din” ve “dil” konusunda
halkın değerlerini ve varlığını kabul etmeyen birileri desteklenebilir mi? Ey
dindarlar ve ey Kürtler, inancınızı ve dilinizi kabul etmeyen CHP’nin gemisine
binilir mi?...
Sonuç olarak; hiçbir değerimizi kabul etmeyen ve yıllarca bu halka kan kusturanlara kırmızı kart gösterme zamanı gelmiş, geçmiş bile. Aynı şekilde sizleri bu zihniyetin güçlenmesine baston yapmaya çalışanlara da kırmızı kart gösterme zamanı gelmiştir. Ve bu kırmızı kart 14 Mayıs’ta seçim sandıklarında olması gerekir.