Evet, dünyanın dört bir tarafından onurlu Müslümanlar, ayağa kalkmalı ve konvoylarla sınır kapılarını zorlamalı, karadan, denizden ve havadan Gazzelilerin imdadına yetişmelidir.
Gazze’de her gün kıyamet sahneleri yaşanmaktadır. Siyonist işgalciler istisnasız her gün, Müslümanların üzerine tonlarca bomba atarak kıyameti yaşatmaktadırlar. Müslüman çocuklar bu bombalar altında can verirken, civardaki sözüm ona Müslüman devlet yöneticileri siyonist katillere yardım etmeye devam etmektedirler.
Gazze’ye komşu sözde Müslüman ülke yöneticileri, kayıtsız şartsız siyonist katillere köle gibi hizmet etmeye ve zulümlerine aşağılık bir şekilde alet olmaya devam ederlerken; Müslüman halklar Gazze’ye yürümek için yola çıkmaya çalışmaktadırlar. Cezayir’den yola çıkan DİRENİŞ KONVOYU Tunus ve Libya üzerinden Mısır'a vardı. Buradan da Gazze’ye geçmeye çalışacaklar.
Ancak siyonist katillerin en sadık tasmalı elemanı olan Sisi ve aşağılık rejimi, bu konvoyun Mısır’a girişine izin vermedi. Mısır’a varmış olanları da gözaltına alarak türlü eziyet ve işkencelerden sonra sınır dışı etmek üzere kendi ülkelerine geri göndermeye başladı. Yani siyonist katillerin Müslümanlara yönelik soykırımına karşı çıkacağına, siyonist işgalcilerin katliamlarına sesini yükseltmeye çalışan duyarlı insanları işlevsiz hale getirmek için katil yahudilerden daha gaddar bir şekilde saldırıya geçmektedir.
Daha önce, ‘bu direniş konvoyu’ benzeri eylemlerin hemen her ülkeden özellikle Müslüman ülkelerden yola çıkması gerekirdi. Ve öyle baskın ve etkili yöntemler kullanılmalıydı ki, Gazze’ye yönelik bu katliamlar daha ilk günlerde durdurulacak şekilde caydırıcı hale getirilmeliydi. Gecikmeli de olsa bu hayırlı eylem başladı. Elbette siyonist işgalcilerin ‘tasmalı elemanı gibi misyon yüklenmiş’ olan bu kukla diktatörler bu Direniş Konvoyunun amacına ulaşmaması için her türlü ihaneti sergileyeceklerdir.
Ama bütün engellemelere rağmen; duyarlı insanlar harekete geçmeye başladılar. Bu uyanış artarak devam ediyor ve siyonist işgalciler için sonun başlangıcı olacaktır. Siyonist işgalcilerin baş katili; “eğer biz düşersek, bizimle beraber çok yer de düşer.” Demiş. Evet siyonist baş katil, yakında lanetli devleti ile beraber yok olacağını biliyor. Bu yok oluşun olabilecek en hızlı şekilde gerçekleşebilmesi için onurlu Müslümanların çok daha hızlı harekete geçmeleri ve güçlerini bir araya getirmeleri gerekiyor.
Şimdiye kadar Türkiye’den, Suriye’den, Irak’tan, Suudi’den, Ürdün ve Mısır’dan on binlerce kişi yola çıkmalıydı. Sınır kapıları zorlanarak açılmalıydı ve her türlü yardımın Gazze’ye ulaşması için bu konvoylar öncülük etmeliydi. Katil Amerika’nın gönderdiği bomba sayısı kadar, duyarlı ve izzetli insanlar da çoktan Gazze’ye varmış olmalıydı. Sadece gıda yardımları değil, her türlü silah ve cephane de bu konvoylar eliyle Gazze’ye ulaştırılmalıydı.
Evet, dünyanın dört bir tarafından onurlu Müslümanlar, ayağa kalkmalı ve konvoylarla sınır kapılarını zorlamalı, karadan, denizden ve havadan Gazzelilerin imdadına yetişmelidir. Güç olmadan siyonist katillerin geri adım atacakları yok. Halen büyük bir pervasızlıkla, neredeyse her gün Suriye'yi, Lübnan’ı, Irak’ı ve bütün bir Filistin’i bombalamaya devam etmektedir.
Onurlu insanların el ele vererek, planlı ve sürekli bir şekilde siyonist katillere karşı harekete geçmeleri gerekir. Onların katliamlarını durduracak tek şey, onurlu bir şekilde bir araya gelmek ve Allah’ın emri olan birlikte hareket etme izzet ve şerefini tüm dünyaya göstermektir. Müslümanların gücü varsa bu katliam ve işgal durabilir, eğer güçleri yoksa bu işgal arsızca devam edecektir.
Kahhar olan Allah, izzetli Müslümanların onurlu mücadelelerini bu dünya da aziz kılarken; siyonist işgalcilere yardım etme ve destek olma zilletini ortaya koyanları da kahr u perişan edecektir inşallah…