Geçen hafta Doğruhaber Gazetesi yazarlar toplantısı münasebetiyle İstanbul’a gitmiştik. Yazarlarımızla bir araya gelmek, tanışmak ve fikirlerinden istifade etmek bizim için bir kazanım oldu.   Aynı zamanda organizasyonda emeği geçen ve bizlere ev sahipliği yapan misafirperver abilerimize teşekkürü bir borç biliyorum.

Toplantıyla ilgili farklı şeyler yazmak isterdim fakat otobüste başımdan geçen bir anekdotu sizinle paylaşayım: İstanbul’dan Bursa’ya geçerken telefonum çalmıştı. Karşıdaki doğrudan Kürtçe konuştuğu için ben de Kürtçe cevap verdim. Konuşmam biraz uzun sürdü. Fakat arada birilerinin homurdandığını ve Kürtçe konuşmamdan rahatsız olduklarını fark ettim. Sanki suç işlemişim gibi gözleri üzerimdeydi...

Oysa bir milletin zenginliği farklılıklarıdır. Farklı dilleridir. Ve diller Allah tarafından verilen bir nimettir. Birbirine üstünlük vesilesi değildir. Hiç kimse ırkından veya dilinden dolayı diğerlerinden üstün değildir. Bunu anlamayanlar veya yıllarca propagandaların etkisinde kalanlara acımakla birlikte onları da uyandırmalıyız. Dinimiz İslam’ın ve mukaddessatlarımızın gereği olan “Dillerimizin” birer ayet olduğunu hatırlatmalıyız.

Kim ne derse desin, bir millet kendi dilini yaşatmakla mükelleftir. Zira dil, bir milletin hafızasıdır. Bu hafıza kaybolunca o millet de tarihten siliniyor. Ve yıllarca memleketimizde Kürtçeyi hafızalardan silmek için çabaladılar. Yıllardır asimilasyon ve inkâr devam ettiği için kardeş olan Türk ve Kürtlerin arasına düşmanlık soktular. Bunu topluma yayan her kesime karşı topluca bir mücadele verilmelidir. Yıllardır cumhuriyetin, bu aziz milletin beyin belleklerine yerleştirmiş oldukları algıları hep beraber kırmalıyız.

Bu algıların kırılması için bize düşen farklı görevler vardır. Fakat bugünlerde en büyük görevimiz, okullarda tercih edilecek seçmeli derslerdir. Kurmanci, Zazaki dilleri seçmemiz ve seçtirmemiz bu görevde önemli bir yer tutuyor. Seçilebilecek dersler arasında milyonlarca vatandaşın ana dili olan “Kürtçe”ve “Zazaca” seçmeli ders olarak tercih edilmelidir. Hep birlikte çocuklarımızı bu derslere yönlendireceğiz. Ana dillerini öğrensinler. Dilimize önem vermezsek çocuklarımızın dil varlığıyla birlikte kültür varlığı da kaybolacaktır.

Geçmiş yıllarda Kürtçe ders seçimlerinin az yapılmasının bir nedeni de yeterince duyurulmamasıdır. Bunu etrafımıza yaymalıyız. Bu konuda anne ve babalar yeterince haberdar edilmelidir. Özellikle her öğretmen, seçmeli dersler konusunda öğrencilerin velilerini bilgilendirmelidir. Bu çalışmalar yapılarsa bu derslerdeki sayı çok daha artacaktır. Sayı artıkça da öğretmen ihtiyacı doğacak ki atamalarda bu bölümlere daha fazla atama yapılacaktır. Son atamalarda sadece 3 Kürtçe öğretmeni atandı. Bu bilinçli bir yaklaşım olsa da bu bölümlerin tercih edilmemesini gerekçe gösterebiliyorlar.

Sonuç olarak; ortaokullarda yüz binlerce öğrencinin seçebileceği Kurmanci, Zazaki dersler vardır. Bu konuda duyarlı olabilecek herkesi haberdar etmeliyiz. Çocuklarımızda “Ana dil”  bilincinin oluşması ve bu bölümlerden öğretmen atamalarının artması için bu derslerin seçilmesi önemli bir fırsat olarak önümüzde duruyor.