Seçimden önce öğretmen bir dostumun şu anlattıkları
dikkatimi çekmişti. Aynı okulda öğretmen olan başka bir öğretmenden söz
ediyordu. Kendisinin ifadesiyle, “Sol bloğu destekleyen ve koyu bir şekilde
HDP/CHP’nin yılmaz bekçiliğini yapan öğretmen arkadaşının her gün yanına
gelerek, bu kadar gününüz kaldı, hatta son haftada, altı gün kaldı, beş gün
kaldı, dört gün kaldı ve görürsünüz, tehditlerini anlatıyordu. Son gün ise tehdit dozajını artırarak, ah
işte geliyoruz, gelir gelmez hesap vereceksiniz, yarından sonra bakın sizlere
neler neler edeceğiz” deyişini ibretle dinlemiştim.
Bu somut örneği
verdim ki malum kesimin zihin kodlarını daha iyi anlayalım. Çünkü resmin tamamı
ve Türkiye’nin her yerinden bu tür söylemleri duyuyorduk. Sosyal medya
üzerinden bu nutukları çok duyduk. Hatta sol blokun resmi ağızları da buna
benzer mesajlar veriyorlardı. Fakat arzuladıkları fırsatı yakalamadılar.
Halkımızın feraseti bunlara fırsat vermedi. Şimdide de sarhoş gibi sahada
birilerini suçlamaya çalışıyorlar. Demokrasi dedikleri putlarına bile ihanet
ediyorlar ve iktidarı destekleyen halka sözlü saldırılardan geri durmuyorlar.
Belki bu süreç içerisinde en çok sözlü saldırıya maruz kalan depremzede
vatandaşlarımızdı. Deprem illeri iktidarı destekledikleri için sol cenah onların
yaralı gönüllerini pis sözleriyle tekrar yaraladılar. Seçimin sonucu ve
kaybedişlerini depremzedelere yükleyerek kendi seviyesizliklerini bir kez daha
ortaya koydular. Ve hala bu cahil ve seviyesiz düşüncelerinden vaz geçmemişler.
Daha birkaç gün önce sözde sanatçı olan Eda Ece müsveddesi katıldığı bir ödül
töreninde “Deprem bölgesine yaptığımız her şeyi onlar başkaları yapıyor sandı,
sandıktan onu anladık” gibi çok seviyesiz bir açıklamada bulundu. Sol cenahı temsil eden farklı ağızlardan da
buna benzer açıklamalar hala devam ediyor.
İnsanlıktan ve medeniyetten nasibini almamış bu yaratıkların
beslendikleri fikriyatın iktidara geçmesi durumunda memleket insanları
açısından nasıl bir felaket olacağını hayal edin. İhtirasları yüzünden en
acımasız ve mimsiz medeniyetin tüm olumsuzluklarını sahaya süreceklerdi.
Kazanmadıkları halde sağa sola saldıran bu kesimin hangi anlayışla ve hangi
saiklerle Türkiye’yi yönetecekleri daha iyi anlaşılıyor.
Aynı şekilde seçim öncesinde birbirine seçim güzellemeleri
yapıp makam-mevki parsellemelerine kadar anlaşmışlardı. Fakat onların anlaşması
ve ilişkilerinin ne kadar yapay olduğunu bu günlerde daha çok anlıyoruz. Her biri diğerini günah keçisi ilan ediyor.
Seçim öncesinde birbirine toz kondurmayanlar bu günlerde birbirlerini bir kaşık
suda boğmaya çalışıyorlar. Eğer yerel seçimler olmasaydı bugünlerde
birbirlerini suçlama dozajının yüz katı daha fazlasını duyacaktık. Yani
bunların ittifakları da halkın selameti için değil sadece köprüyü geçene
kadardı.
Sonuç olarak; halka tepeden bakan, halkı cahil gören bu
zevatlar, cahilliklerinin farkında olmayan zavallı cehillerdir. Halkı
anlamaktan aciz olan, kendi hayat felsefesini karşıdakine karşı düşmanlık
üzerine kuran bu kişiler hiçbir zaman halkı temsil edemezler. Onun içindir ki
tek partili dönemden sonra hiçbir zaman tek başlarına iktidar olamamışlar. Bu halleriyle de hiç olmayacaklar gibi
duruyorlar. Rabbim, kendini bilmez ve cahil olan bu güruha fırsat vermesin.