Aylardır gündemi meşgul eden Mahalli İdareler Genel
Seçimleri nihayet pazar günü yapıldı ve çoğu kesim tarafından sürpriz sayılacak
sonuçlar ortaya çıktı. Öncelikle Gazze’de yaşanan vahşet ve buna karşı etkili
bir adım atılmaması ve Ramazan ayından dolayı önceki seçimlere göre seçimlere
katılım oranı yüzde 7-8 kadar düştü. Sandığa gitmeyen yaklaşık 14 milyon
seçmenin çoğunda AK Parti’nin Gazze politikası, ekonomik sıkıntılar, fahiş
fiyat artışlarına engel olunamaması ve emeklilerin sorunlarına çözüm
bulunmamasının etkisi olduğu görülüyor. AK Parti ile cumhur ittifakı seçmeni
tepkisini böyle ortaya koydu.
AK Parti kurulduğu günden bu yana ilk defa seçimlerde 2’inci
parti durumuna düştü. Oy kaybı ile birlikte birçok belediye kaybetti. Sadece az
farkla da olsa Hatay Büyükşehir Belediyesini 2 dönem sonra geri almayı başardı.
AK Parti oylarında neden düşüş yaşandı? diye baktığımızda öncelikle yukarıda
yazdığım başlıkların yanında, yanlış aday seçimleri ve YRP ile HÜDA PAR’a karşı
takındığı tavrın etkili olduğu görüldü. Her alanda olduğu gibi siyasette de
“kibir kaybettirir” gerçeğini göz ardı etmeyelim. AK Parti kurmayları güç
zehirlenmesi yaşadıklarını fark etse ve seçmeninin taleplerini iyi okusalardı
bu sonuçla karşılaşmazlardı. 10 ay önce ittifak yaptığın partileri küçük görüp
‘nasıl olsa seçmen bana oy veriyor’ dersen ve üstelik emekliler başta olmak
üzere toplumun geniş kesimlerinin taleplerini görmezden gelirsen, Gazze’de
vahşet yaşanırken, işgalci terör rejimi ile ticarete engel olmazsan bu sonucu
bile bile alırsın. AK Parti bu seçimlerde kendi ayağına sıktı. Kendi seçmeni ya
sandığa gitmedi veya YRP, HÜDA PAR ve diğer partilere oy verdi. Balkon
konuşmasında seçimi değerlendiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sonuçları açık yüreklilikle
değerlendireceğiz. Öz eleştirimizi cesaretle yapacağız. Henüz kesinleşmemekle
birlikte sandık sonuçları bize ülkemiz genelinde mahalli idarelerde irtifa
kaybı yaşadığımızı gösteriyor. Elbette yerel bazda yaşanan bu gerilemelerin
sebeplerini ayrıca masaya yatıracağız. Kaybettiğimiz, geriye düştüğümüz her
yerde sebepleri çok iyi tespit edecek ve gerekli müdahalelerde bulunacağız…”
dedi.
Seçimlerde belediye başkanlıklarında yerel dinamikler ve
yanlış aday seçiminin etkisi de çok oldu. AK Parti belediye başkanlığında az oy
alırken, belediye ve il encümen seçimlerinde daha fazla oy aldı. Yine aday
yapmadığı ve başka partiye gidenlerden dolayı da darbe aldı.
CHP’ye gelirsek; uzun süre sonra ilk defa seçimlerden 1’nci
parti olarak çıktı. Tabi bu oyların sadece CHP’nin oyu olmadığını herkes
biliyor. İmamoğlu ve Yavaş, çeşitli vaatler ve siyasi rüşvetlerle İYİ Parti’yi
iyice boşalttıkları ve İYİ Parti’nin oylarının CHP’ye büyük oranda kaydığı
görüldü. Batı illerinde DEM Parti göstermelik aday (Nedim Şener’in tabiriyle
tavşan aday) çıkararak, kendi adaylarını CHP içinde göstererek yaptığı açık ve
örtülü anlaşma ile tabanını CHP’ye yönlendirdi. Böylece DEM Parti’de geçen yıl
yüzde 8,82’ye düşen oyları 5,62’ye düştü. Batman başta olmak üzere bölgede
tabanını küstüren ve hezimet yaşamaktan korkan DEM Parti, ilk kez 4 madde de
olsa Batman’da seçim vaadi açıkladı. Seçimleri boykot edeceğini açıklayan
tabanını ikna etmek amacıyla dışladıkları Leyla Zana’yı sahaya sürdüler ve ‘bu
defalık’ tabanı ikna ettiler. Aynı zihniyet neden Zana’yı batıda değil de
sadece Kürt illerinde sahaya sürdü? Batıda Kandil’in talimatı gereği CHP’ye
çalıştılar ve bunun bozulmasını istemediler. Sonuçta DEM Parti, ülke geneli
3’üncülüğü YRP’ye kaptırdı.
HÜDA PAR ise, ana akım medyanın karartma uygulamasına, CHP,
İYİ Parti ve DEM Parti’nin antipropagandalarına rağmen ülke genelinde oyunu
artırırken, Batman’da 2’inci parti oldu.
Sonuç itibariyle bu seçimi CHP kazanmadı, AK Parti’nin
“kibirli” ve “halka tepeden bakan” genel merkez yöneticilerinin tavrı sonucu
seçimi kaybettiler. Bakalım AK Parti nasıl bir yol izleyecek? Bölgede “nasıl
olsa kayyum atıyoruz” demiştiler. Bunu mu yapacaklar? Yoksa DEM Parti ile
farklı bir yola mı girecekler? Siyasette yarın ne olacağı belli değil. Selam ve dua ile…