Tüm dünyayı etkisi altına alan coronavirüs salgınıyla
yaşamaya alıştığımız bugünlerde en fazla muhtaç olduğumuz, en çok ihtiyaç
duyduğumuz hakikattir dua.
Her zorluktan sonra, başımıza gelen her felaketten
sonra, duçar kaldığımız her musibetten sonra sarılıyoruz duaya.
Açıyoruz ellerimizi yüce Yaradana; bizi yoktan var
eden El Halık olan Allah’tan yardım ve inayet diliyoruz.
Bu süreçte, ebedi hayat olan ahiret daha fazla
aklımıza geliyor, dolaysıyla ebedi hayat için daha çok hazırlık yapma derdinde
ve hedefinde oluyoruz.
Namazlarımıza eskisinden daha fazla dikkat ediyoruz.
Sünnetlerimizi kaçırmamaya gayret ediyoruz. Sosyal hayattaki ilişkilerimize
daha fazla ihtimam gösteriyoruz. Ailemiz ve çocuklarımıza karşı daha fazla
ilgili oluyoruz.
Zevkleri körelten ölüm aklımızdan çıkmıyor bugünlerde.
Günün belirli saatlerinde bütün dünyevi düşüncelerden sıyrılıp tefekküre daha
fazla zaman ayırıyoruz.
İnsan olarak kendimizi tanıma çabamız sürüyor sürekli.
Ne kadar aciz olduğumuzun farkına varıyoruz bir kez daha.
Kendimizi tanıdıkça, azamet sahibi Allah’ın güç ve
kudretinin nasıl da sonsuz olduğunu öğreniyoruz. Kendimizi tanıdıkça, bizi
yaratan Rabbimizi daha iyi tanıyoruz.
Ve, yüce Allah’ın dünyanın dengesini değiştiren küçük
askeri (corona) karşısında ne kadar da zayıf ve çaresiz olduğumuzu anlıyoruz.
Rabbimizi tanıdıkça, beşeri bir akılla tam idrak
edemediğimiz sonsuz gücünün farkına vardıkça, insan olarak acziyetimiz ve
mahcubiyetimiz artıyor.
Evet aciziz, mahcubuz Allah’ım! Bizi yoktan var ettin,
bizi sevgili Resul’ünün ümmetinin bir ferdi olarak dünyaya gönderdin, dünyada
bize sayısız nimetler verdin, bizi güçlü kıldın, imkân sahibi yaptın. Ama biz
kıymetini anlayamadık, değerini bilemedik bize verdiğin nimetlerin.
Zengin olduk, fakiri görmezden geldik. Makam sahibi
olduk, garibana üsten bakmaya başladık.
Camiler yaptık, yaptığımız camileri lüks halı ve
zengin desenlerle donattık, ama camileri dolduramadık, gençlerimizi cafe ve
sokaklardan alıkoyamadık.
Savaşlardan dolayı evlerini terk etmek zorunda kalıp
kapımıza gelen muhacirlere ensar olmamız gereken yerde onlara potansiyel suçlu
muamelesi yaptık.
Zalim emperyalistler, mazlumları katlederken, İslam
coğrafyasının zenginliklerini sömürürken bizler olanlara seyirci kaldık ve ne
acı ki içimizdekilerden kimileri savunmasız insanların üzerlerine bomba
yağdıran küresel güçlere destek verdi.
İfsat ediciler batıl düşünce ve fikirleri toplumumuza
empoze ederken, gençlerimizin değerlerinden uzaklaşması için gece gündüz planlar
yapıp çalışırken, bizler ise sessiz kaldık, topumun ıslahı konusunda
sorumluluklarımızı yerine getiremedik.
Değerini bilemedik Allah’ım bize verdiğin imkânların,
kıymetini bilemedik Allah’ım bize verdiğin nimetlerin.
Şimdi geriye dönüp bakma zamanıdır, şimdi
yaptıklarımızdan ve yapmamız gerekip de yapmadıklarımızdan pişmanlık duyma
zamanıdır.
Şimdi, bizleri yoktan ver eden, varlığından haberdar
eden ve bize bu dünyada sayısız nimetler veren Allah’ın yüce dergâhına sığınma
zamanıdır.
Şimdi, acizliğimizi, mahcubiyetimizi, zayıflık ve
çaresizliğimizi itiraf edip yerlerin ve göklerin yaratıcısı olan Allah’a kulluk
vazifemizi en güzel şekilde yerine getirme zamanıdır.
Şimdi ellerimizi açma ve gözyaşları içinde yüce
Allah’a münacatta bulunma zamanıdır.
Şimdi dua zamanıdır; Ey Rabbimiz! Bizi bağışla, bizi
affet, bize merhametinle muamele et. Bizi doğru yoldan ayırma, bizi hayatı
boyunca Kur’an ve sünnete tabi olanlardan eyle. Duçar kaldığımız sıkıntı ve
zorluklara karşı sabır ve metanetimizi artır. Ey Rabbimiz! Milletimizi,
memleketimizi, İslam beldelerini ve bütün insanlık ailesini her türlü
afetlerden, musibetlerden ve salgın hastalıklardan muhafaza eyle!