Başta siyaset olmak üzere ulusal düzeyde birçok platformda ismi etrafında çeşitli tartışmalar yaşanan Şeyh Sait hakkında Batmanlılara ne düşündüklerini sorduk. Şeyh Sait’in kendi tarihleri için önemli bir isim olduğunu ve giriştiği kıyam hareketinin İslam için olduğunu dile getiren vatandaşlar, onu ve dava arkadaşlarını rahmetle andıklarını dile getirdiler.
Şeyh Sait’in bu toprakların bağrından çıkmış bir değer olduğunu ifade eden ve onun İslam davası için mücadele ettiğini söyleyen Mehmet Akdaş isimli vatandaş, “Onun dürüst bir insan olduğuna inanıyorum. O, dini için mücadele etmiştir. Bu toprakların bağrından çıkmış bir değerdir. Biz Kürtler, onu atamız olarak sayıyoruz. Bu herkes için de öyledir. Kim ne çamur atıyorsa atsın. Bizim için önemli değildir.” ifadelerini kullandı.
“Hala mezarının bilinmemesi haksızlıktır”
Şeyh Sait’in ve dava arkadaşlarının mezar yerlerinin hala bilinmemesinin büyük bir haksızlık olduğunu söyleyen İzzettin Çapar isimli vatandaş ise, “Şeyh Sait kıyamından bugüne kadar bu bölgeden öyle bir adam çıkmamıştır. Bu bölgede böyle iyi, milletine, insanına faydalı birisi yoktur. Mücadelesi gerçek bir mücadeleydi. O haksızlığa karşı kıyam ettiği için idam edildi. Hala mezarının bile nerede olduğu bilinmiyor. Devlet adaletli olsaydı ona sahip çıkılırdı. En azından mezar yeri açıklanırdı. Fakat yapılmıyor ve böyle gidiyor. Şeyh Sait çok iyi bir dava adamıydı.” şeklinde konuştu.
“Şeyh Sait’in davası başarılı olsaydı bu coğrafyaya adalet gelirdi”
Şeyh Sait’in bölge halkının hassasiyetleri çerçevesinde bir kıyam yaptığını ve başarılı olması durumunda bölgede adaletin tesis edilebileceğini söyleyen Mehmet Gelir isimli vatandaş, “Mezopotamya ve Ortadoğu topraklarında bugüne kadar Şeyh Sait gibi davasına sadık ve bu uğurda geri adım atmadan ölene kadar davasını tamamlayan kimse gelmedi diyebilirim. Bu noktada şunun altını çizmek isterim ki bütün Ortadoğu ve Mezopotamya halkları, belki de dünyanın en iyi, en hoşgörülü insanlarıdır. Fakat maalesef onlara liderlik yapanlar, hep haklıyı ezmeye ve hakikati yok etmeye çalışmışlardır. Şeyh Sait kıyamı da bu çerçevede ele alınabilir. Halkının dini hassasiyetleri ve talepleri doğrultusunda giriştiği kıyam, maalesef halka rağmen halkçılık yapan otoriterler tarafından bastırıldı.” diye konuştu.
“Şeyh Sait başını dini için verdi”
Şeyh Sait’in İslam dini için yapılan kıyama önderlik ettiğini söyleyen İbrahim Arslan ise, “Şeyh Said dini için başkaldırmıştır. Onun davası bir menfaat, ırk, saltanat davası değildi. İdam edileceği anda son isteği sorulduğunda, kalem kağıt isteyerek bizlere vasiyet niteliğinde "Benim bu değersiz dallarda asılmama pervam yoktur. Muhakkak ki mücadelem Allah ve dini içindir." diye yazarak ölüme başı dik gitmiştir. Sadece bu durum bile onun davasını ve amacını anlamaya yeterdir. Bana göre o olmasaydı şu an dini özgürlükler bakımından durumumuz daha kötü olabilirdi. O başını dini için vermiş bir şehittir.” dedi.
MUSTAFA KAYNAK