Cumhurbaşkanlığı programı çerçevesinde bu sene yine Malazgirt Zaferi’nin 953. Yıl dönümü kutlamaları yapıldı.
Tarihi kaynaklardan aktarıldığı gibi, 1071’de Malazgirt Meydan Muharebesi’nde Sultan Alparslan'ın ordusunda Kürtler, Türkler, Araplar ve İslam'la şeref bulmuş diğer kavimlerden Müslümanlar, düşmana karşı omuz omuza savaşmış ve mübarek kanları bu topraklarda birbirine karışarak zaferler elde etmişlerdir.
HÜDA PAR Genel Başkanı Sayın Zekeriya Yapıcıoğlu da Cumhurbaşkanlığının daveti üzerine kutlama programlarına iştirak ederek, Bizans ordusuna karşı kazanılan zaferi yad etmenin yanında, tarihte yaşanan birliktelik ve beraberliğin önemine de bir anlamda katkı sunmanın örnekliğini göstermişlerdir.
Genel Başkan Sayın Zekeriya Yapıcıoğlu’nun kutlama programına katılmalarını hazmetmeyen kimi marjinal, seküler güruh ve gruplar günlerdir HÜDA PAR’a saldırılar gerçekleştirerek iftiralar atmakta, yalan yanlış bilgiler üzerinden kara çalmaktalar.
Müslümanların Bizans ordusuna karşı elde ettikleri zaferden rahatsızlık duyan karanlık mihraklar, bunu perdelemek için HÜDA PAR’a ve Genel Başkanına yönelik mesnetsiz suçlamalarda bulunuyorlar.
Kendilerini gazeteci diye niteleyen bazı sözde kalemşorlar, HÜDA PAR’ı örgüt uzantılı göstermeye çalışarak iftiralarını pervasızca yaymaya çalışmaktadırlar.
Bu tetikçilerin saldırı yöntemleri, ancak ahlak ve şeref yoksunu kimselerin başvuracağı yöntemlerdir.
HÜDA PAR’ı ve onun Genel Başkanını karalamak adına bütün terbiye ve ahlak kurallarını bir kenara bırakanlar, ultra düzeyde yalan ve iftiraya başvurmada bir beis görmemekteler.
Sözde gazeteci geçinen zırvalardan biri çıktığı karanlık mahfillerin ‘Sözcü’sü olan ‘kanalizasyon’da HÜDA PAR’ı karalamaya çalışırken, iftira atmaktan ve yalan konuşmaktan çekinmeyerek kendilerinin yani parti yetkililerinin, başka örgütlerin devamı olduklarına dair açıklamaları/röportajları olduğunu yüzü kızarmadan höykürüyordu.
Başka biri çıkıp HÜDA PAR Genel Başkanının Ahlat’taki resmine tepki göstererek, ‘bunlar İstiklal Marşına, başkente vs. karşılar’ diyecek kadar ahlaksızlaşıyordu. Anayasanın ilk dört maddesini de kaldıracaklarını söylediklerini söylüyordu.
Sözde siyasetçinin biri de çıktığı bir televizyon ekranında, bazı komutanların bir etkinlikte belediye başkanının eşinin elini sıkmadıklarını söyledikten sonra konuyu getirip HÜDA PAR’a bağlıyordu.
Türkiye’deki siyaset, basın ve medyanın böyle bir pervasızlığı var ve bunun önüne geçen de yok maalesef.
Üç kuruşluk adamlar aldıkları sahte etiketlerle olmadık şeyleri varmış gibi göstererek milyonları manipüle ediyorlar. Yalan konuşuyorlar, iftira atıyorlar ama ne yazık ki karşılaştıkları öyle kayda değer bir müeyyide de olmuyor.
Normalde iddia ettiklerini kanıtlamakla mükellef olanların, bu görevlerini yerine getirmeleri istenir. Aksi takdirde yalancı, müfteri, şizofren, karaktersiz diye damgayı yemeye mahkum olmaları ve bir daha konuşacak yüzlerinin olmaması lazım.
Üç kuruşluk adamların gazetecilik adı altında başkalarına yalakalık yapmak adına bütün meymenetsiz işlere tevessül ettiklerinin farkındayız. Ama bunu ‘Adam gibi Adam’lara yapmaya kakışırlarsa herhalde hukuk önünde bunun hesabını vermekten kurtulamayacaklardır!
Bir de şunu ifade edeyim; sağda-solda, sokakta-caddede, meydanda-platformda ‘Adam gibi Adamlar’ üç kuruşluk adamların korkulu rüyası olmaya devam edeceklerdir!
HÜDA PAR bu memleketin gerçeğidir ve bu memleketin selameti için durmadan gayret ediyor. Onun için hep kötülük simsarlarının saldırısı altında. Biliyoruz ki meyve veren ağaç taşlanır!
HÜDA PAR, bu milletin huzuru ve geleceği için çalışmaya devam ederken, onu karalamaya çalışan bu saldırgan iftiracılar karşısında hukuki ve meşru her türlü hakkın sonuna kadar kullanılması gerektiğini de bir kez daha hatırlatmak istiyorum!