Allah Teâlâ zulmü haram kılmış, zalimi lanetlemiştir.

Peygamber Aleyhisselam, ‘Küfür devam eder ama zulüm devam etmez’ diye buyurmuştur.

Zulmün cürmünü sadece yapan zalim değil, bu zulme seyirci kalan, imkân ve olanakları olduğu halde engel olmayanlar da ortaktır. Çünkü zalim, bu zulmü tek başına yapmamaktadır.

Gazze’de 595 gündür Siyonist zulüm ve katliam devam etmektedir. Her gün kadın ve çocuklar katledilmekte, bir halk topyekûn açlık silahıyla ortadan kaldırılmaya çalışılmaktadır. Basit derme çatma çadırlara karşı tonluk zırh delici bombalar kullanılmakta. Kadın ve çocukların feryadı arş-ı alayı inletmektedir.

Bir çocuğun bir bebeğin açlıktan ağlaması normal ve doğaldır, günlük hayatta karşılaşılan vakalardır. Ama koca koca adamların açlıktan ağlaması hepimizi sarsmalı, gayrete getirmelidir. Ama maalesef bu manzara bile bizleri gaflet uykusundan uyandırmamaktadır.

Bu zulmün destekçisi, finansörü olan ABD Başkanı Trump, Arap ülkelerine yaptığı ziyaretle trilyon dolarları toplayıp gitti. Her ne kadar bazı antlaşmalar, silah satışları deniliyorsa da bu antlaşmaların içeriği, karşılığı, ne alacağı da muammadır.

Trump’a haraç olarak bu parayı verenler keşke Gazze için de bir şeyler yapabilselerdi… İnsani yardımların girmesini şart koşsalardı. Ama maalesef bu dahi yapılmadı. Tek korku ve endişeleri, onları o makam ve koltuğa oturtanların emir ve talimatlarını yerine getirmek, efendilerini öfkelendirmemek.

Bu zulüm devam etmeyecek. İşlenen her zulüm, dökülen her kan, mazlumları zalimlere karşı daha bilemekte, zalimlere karşı olan kin ve nefreti daha da artırmaktadır.

Bir buçuk yıldır her gün her saat, her dakika, bu zulme maruz kalan, her şeyini, en sevdiklerini ve en yakınlarını kaybeden bir Gazzeli için hayatın çok da bir anlamı kalmamıştır. Hayat ve yaşama anlam katan tek şey, bu zulmü kendilerine yapanlardan intikam almak.

Şartlar ve ortam öyle bir noktaya gelecek ki zalimlerin tek bir dost ve velisi kalmayacaktır.

Son günlerde İspanya, Hollanda, İngiltere’de gerek halk nezdinde gerekse parlamentolar düzeyinde işgal rejimine yönelik silah satışının yasaklanması, bağımsız Filistin devletinin tanınması gibi tartışma ve müzakereler bu yalnızlaşmanın adımlarıdır.

Hz. Ali’ye atfedilen ‘Mazlumun zalimden intikam alacağı gün, şüphesiz zalimin zulmettiği günden daha çetin olacaktır’ sözü bu çetin günü tarif etmektedir.

Gazzeli mazlumların intikam alacağı gün, Siyonistler için bugünlerden çok daha çetin olacaktır.

Bu zulüm ve devran böyle asla devam etmeyecektir.

Masum bebe ve çocukların kanının ateşi Siyonist rejimi ve ona destek verenleri yakacaktır.

Mazlumların feryadı, bu zulme destek verenlerin zulüm tahtlarını yerle yeksan edecektir. Öyle ki onların ölümüne ne gök ne de yer ağlayacaktır.

Firavun, kendi taht ve saltanatını sürdürmek için İsrailoğulları’nın doğan bütün erkek çocuklarını katlederek bir soykırım uyguladı. Buna rağmen saltanatını devam ettiremedi. Tahtını ve bütün geleceğini helak edecek Musa’yı bizzat kendi sarayında büyüttü.

Allah Teala da bu zulüm sistemini diğerleri gibi yerle yeksan edecektir. Küfür devam eder ama zulüm devam etmez kaidesince Siyonist zulüm de bitecek ve tarihin çöplüğündeki yerini alacaktır.

Esas önemli olan biz imtihanımızı nasıl veriyoruz, nasıl bir gayret ve çalışma içerisindeyiz?