Emperyalistler bir yere girdi mi orası iflah olmaz.

O bölgenin var olan sorun ve problemleri çözülmesi yerine büyür, artar ve kangren haline gelir.

Zaten emperyalistler bir yere girmek ve orayı işgal etmek için kendilerine bahane üretirler.

O bölgeyi, devlet ve ülkeyi istikrarsız hale getirir, içerde kavga ve savaş çıkarır; etnik, mezhebi, bütün ayrılıkları körükler, birbirine düşman haline getirir. Halkı, fırkalara, hiziplere, gruplara ayırır.

Taraflar arasında kan davaları çıkartır. Öyle bir ortam oluşturur ki artık tarafların ortak paydalarda bir araya gelme, sorun ve problemleri çözme şartları ortadan kalkar.

Ülkede refah ve kalkınma bitirir. İşsizlik, fakirlik ve yoksulluk artar.

İnsanlar bir kurtuluş ve çare ararlar. Kendi dinamikleriyle sorunlarını çözemeyeceklerine inandırılırlar. Bütün gözler dışarıya çevrilir.

Pusuda bekleyen emperyalistler müdahale şartlarının oluşması için pusuda bekliyorlardır. Bunu hemen fırsata çevirirler.

Artık bir kurtarıcı edasıyla ülkeye girmek için her şey hazırdır.

Emperyalistler yaldızlı sözler ve sloganlarla ‘kurtarıcı’ edasıyla ülkeyi işgal ederler.

Ülke sözde kurtulmuştur. Ama gerçekte yeni bir işgal ve sömürü dönemi başlamıştır.

ABD bu şeytani planı çok iyi becermektedir.

Irak’ı, Afganistan’ı bu yolla işgal etti. Saddam rejimini devirdi, büyük fitnelere sebep olacak bir şekilde idam etti.

Libya’da Kaddafi’yi devirdi. Kaddafi’yi kendi halkına vahşice öldürttü.

Saddam ve Kaddafi gitti ama Irak ve Libya’ya huzur ve istikrar gelmedi. Afganistan, dünyanın en fakir ülkelerinden biri haline geldi. Milyonlarca insan uyuşturucu müptelası oldu.

61 yıldır Suriye’de büyük zulüm ve katliamlara imza atan Baas Rejimi devrildi. Beşar Esed, Rusya’ya sığınarak mülteci durumuna düştü.

Şam’daki cezaevi ve görüntülerini bütün dünya şaşkınlıkla izliyor. Sadece buradaki mazlumların kurtulması dahi için olsa buna değerdir.

Bu durum bütün Suriye halkına hayırlı olsun.

Suriye halkı çok dikkatli olmalı. Kurtarıcıyı dışarda değil kendi içlerinde aramalı. Ülkeye tam manada bağımsız ve adil bir yönetimin gelmesi için çaba sarf etmelidir.

60 yıldır istibdatla yönetilen ülkenin ve büyük bedel ödeyen halkın yaraları sarılmalı, bütün kesimleri içine alan bir yönetim inşa edilmelidir.

 

Ülkenin maddi ve manevi alanda ilerlemesi, yükselmesi için olağanüstü bir çaba ve gayret gösterilmelidir. Sorun ve problemlerini birbiriyle savaşarak, kavga ederek değil, kendi aralarında kardeşlik ve adaleti esas alarak çözüme kavuşturmalıdır.

Dışarda ellerini ovuşturan ABD ve siyonist işgal rejimine asla fırsat verilmemelidir.

Temennimiz, işgal ve zulme karşı Filistin ve mazlum halklar için bir umut ve hami olan güçlü Suriye’nin inşa edilmesidir.