382

Geçtiğimiz Çarşamba Günü Batman Belediye Başkanı Sabri Özdemir, Beşiri ve İkiköprü Belediye Başkanları ile 18 belediye ve 3 il genel meclis üyesi İçişleri Bakanlığı kararı ile görevden uzaklaştırıldı.

13.10.2015 günü İçişleri Bakanlığı Mahalli İdareler Genel Müdürlüğü'nün görevden alma yazısı Batman Valiliği'ne gelmesinin ardından uzaklaştırma kararı Valiliğin 14.10.2015 Çarşamba günkü yazısı ile Batman ve diğer belediyelere bildirildi.

Valilik tarafından belediyeye gönderilen yazıda şu ifadelere yer verildi: "... Mülkiye Müfettişlerince yürüten araştırma ve inceleme neticesinde düzenlenen rapor gereğince Anayasa'nın 127'inci maddesi ve 5393 sayılı Belediye Kanununun 47'inci Maddesi uyarınca Bakanlık Makamı'nın 19.10.2015 tarihli onayı ile görevden uzaklaştırıldıkları ilgi yazı ile bildirilmiştir."

Burada atıf yapılan Anayasa'nın 127'inci maddesi ile 5393 sayılı Belediye Kanununun 47'inci Maddesi'ne kısaca bakalım:

Anayasa MADDE 127: Mahalli idarelerin seçilmiş organlarının, organlık sıfatını kazanmalarına ilişkin itirazların çözümü ve kaybetmeleri, konusundaki denetim yargı yolu ile olur. Ancak, görevleri ile ilgili bir suç sebebi ile hakkında soruşturma veya kovuşturma açılan mahalli idare organları veya bu organların üyelerini, İçişleri Bakanı, geçici bir tedbir olarak, kesin hükme kadar uzaklaştırabilir.

5393sayılı Belediye Kanununun Görevden uzaklaştırma başlığı altındaki 47'inci Maddesi: 

"Görevleriyle ilgili bir suç nedeniyle haklarında soruşturma veya kovuşturma açılan belediye organları veya bu organların üyeleri, kesin hükme kadar İçişleri Bakanı tarafından görevden uzaklaştırılabilir. Görevden uzaklaştırma kararı iki ayda bir gözden geçirilir. Devamında kamu yararı bulunmayan görevden uzaklaştırma kararı kaldırılır. Görevden uzaklaştırılanlar hakkında; kovuşturma açılmaması, kamu davasının düşmesi veya beraat kararı verilmesi, davanın genel af ile ortadan kaldırılması veya görevden düşürülmeyi gerektirmeyen bir suçla mahkûm olunması durumunda görevden uzaklaştırma kararı kaldırılır..."

Peki, buraya nasıl geldik ona bakalım:

20 Temmuz Suruç'taki bombalı saldırı sonrası önce Adıyaman'da bir askerin öldürülmesi sonrada Ceylanpınar'da evlerinde uyurken iki polisin PKK tarafından öldürülmesinden sonra bir çatışma süreci başladı. Bu süreçte harekete geçen HDP ve DBP teşkilatları ard arda sözde "özyönetim" ile "özerklik" ilan etmeye başladılar. Bununla Devletin ve Türk halkının en hassas olduğu noktaya bastılar. Batman'da Bağlar Mahallesi'nde 15 Ağustos Cumartesi günü Sabri Özdemir ve Gülistan Akel ile bazı sivil topum örgütü temsilcilerinin de bulunduğu ortamda bir mahalle için sözde 'özerklik' açıklaması yapıldı. Yapılan açıklamada, "Bu rejim ve tüm kurumlarını meşru görmediğimizi açıkça beyan ediyoruz." denildi.

Ardından 19 Eylül Cumartesi günü Sason'a bağlı Kelhasan Köyü Kilim Mezrası'nda PKK'ye yönelik düzenlenen operasyon bölgesine canlı kalkan olarak girmek isteyen Sabri Özdemir'in de aralarında bulunduğu 83 kişi Jandarma ekipleri tarafından gözaltına alındı ve 21 Eylül de 26 kişi tutuklandı.

Şimdi herkesin dilinde 'seçilmişleri halk seçer, halk görevden alır' sözü var. Tabi ki bu doğrudur katılıyorum. Buna itiraz eden olmaz. Ancak HDP ve DBP ve paralelindeki akımlarda buna inanıyorlar mı? Bunu irdelemek lazım. Acaba "Özyönetim" ve "özerklik" açıklamaları ve atılan diğer adımlar bir anlık kızgınlık ve öfke hali içerisinde oldukları için mi yaptılar? Kesinlikle hayır. Ya da bu adımları atarken bunun sonucunun buraya varacağını tutuklama ve görevden uzaklaştırmaların yaşanacağını bilmiyorlar mıydı? Tabi ki biliyorlardı. Çünkü bu ani bir refleks olarak yapılmış bir hareket değil, bir siyasi projenin bilinçli olarak adım adım uygulanması idi ve uygulandı. (Sonuçları bilinerek ve kasıtlı olarak) 

Seçim sürecinde görevden uzaklaştırma kararı ne kadar doğrudur? Seçim sonrası beklenemez miydi? Bu durum AK Parti'ye fayda mı, zarar mı getirir? düşünmek lazım.

Görevden alma kararı sonrası protesto ve basın açıklamaları oldu ve Batman Belediye Başkanı Sabri Özdemir, İçişleri Bakanlığı'nın kararını tanımadıklarını söyledi. Gerçekçi olmak lazımsa kararı tanısan ne olur tanımasan ne olur.  Pazartesi günü (bugün) yeni başkan seçilecek ve DBP geçici olarak belediye meclis üyesi Huriye Başçı'yı vekil olarak atadığı basına yansıdı.

Şimdi bu özyönetim ve özerklik ilan edenler ilan ettikleri zaman nasıl komik bir duruma düştüklerini görmediler mi acaba? Hem bir ilin veya ilçenin belediyesini devletin kanun, kuralları ve gönderdiği parasıyla yöneteceksin. Daha sonrada kalkıp ben özerklik ilan ediyorum diyerek ayrı bir devlet olduğunu ilan edeceksin. Ortada gerçekten çok çelişkili ve trajikomik bir durum vardı. Sonrada tanımadığın devletin polisi askeri gelip seni gözaltına alacak, cezaevine atacak ve sende kuzu kuzu kabul edeceksin. Bu nasıl bir iştir? Özerklik ve hendek meseleleri kusura bakmasınlar ama çocukların "kale bizimdir" oyununa benzedi ve olan halka oldu. 

Peki, bütün bunlara rağmen Sabri Özdemir gibi kişiler neden bu tuzağı kabul ettiler bu oyunu oynadılar. Yukarda da dediğim gibi görevleri siyasi bir projeyi uygulamak idi ve bunu yaptılar.

Batman Express Yazı İşleri Müdürü Mehmet Şah Ayaz, Cuma günkü "Yine Başkansız kaldık!" adlı yazısının bir bölümünde  "...Sabri Özdemir seçildiği hatta aday olduğu günden bugüne, Cami ile Kilise arasında kalan derviş gibi iki tarafa da yaranmadı ve örgüt ile devlet arasında sıkıntı yaşamaya ilk günden beri başladı. İlk günlerden beri örgüte uyum sağlamak için çok sıkıntı yaşayan, Özdemir bir ara istifa etme aşamasına geldiğine bile şahit olmuştum. Ama onu iktidara taşıyan iradeye ihanet etmemek adına, bu sadakatini sürdürerek, tüm eylem ve etkinliklere katılmaya çalıştı..." diye Özdemir'in sıkıntılarını yazdı.

Şimdi "İrademe dokunma" şeklinde Sabri Özdemir'e gaz veren partizanlar, yandaş görünümlü STK temsilcileri ve köşe yazarları halkın seçtiği Sabri Özdemir'in belediyeyi gerçekten yönetebildiğine inanıyorlar mı? Neden herkesin bildiği halkın seçtiği değil de, atanan kadroların belediyeleri yönettiği gerçeğini görmezden gelerek Sabri Özdemir'i öne sürüp, ona "Donkişotluk" görevi vermeye çalışıyorlar.

Unutmayalım ki,  Eski Belediye Başkanı Nejdet Atalay'da görevden alınıp cezaevine konuldu ve kampanyalar ve baskılar sonucu nerdeyse cezası bitince bırakıldı. Peki Atalay için meydana çıkanlar, yazanlar neden cezaevinden çıkınca Atalay'a sahip çıkmadılar. İradem dediklerini neden liste dışı bırakıp dışladılar. Atalay olsun, Serhat Temel olsun, Bengi Yıldız olsun; bunlardan bahseden veya nerde oldukları bilen ve konuşan var mı? Hayır. Yarın aynısını Sabri Özdemir için de yapacaksınız bari Özdemir'e gaz vererek onu öne sürmeyin.

Son olarak makam ve mevkilerin geçici olduğunu ve bunlara bağlı olan tarafgirlik ve sözde dostlukların geçici olduğunu unutmayalım...

 

Selam ve dua ile...

Ryan Reynold

0 yorum

FİKRİNİZİ BELİRTİN

Zorunlu alanları doldurunuz *