Geçen yazılarımızda Diderot
etkisi, kelebek etkisi ve domino etkisinden bahsetmiştik. Bu haftaki yazımızda
kobra etkisinden bahsedeceğiz.
Kobra etkisi, bir meseleyi
bir sorunu halletmek için yapılan bir hareketin, yapılan bir açıklamanın,
manevranın sorunu daha da kötüleştirmesine ve derinleştirmesine verilen
isimdir. Siyasette ve ekonomide işler ters gittiğinde aklımıza gelir kobra
etkisi…
Evet, ortada herkesin
konuştuğu ve icma ile herkesin kabul ettiği bir sorunumuz belki de sorunlarımız
vardır. Ve bu sorunlara yapılan her türlü müdahale işleri daha da içinden
çıkılmaz bir hale getirmektedir. Bu durum “Kobra Etkisi” ile izah edilir.
Kobra etkisinin hikâyesi şu;
olay yeri Hindistan… İngilizlerin Hindistan’ı işgal ettiği 1800’lü yıllar…
İşgalin ilk dönemleri İngilizler hesapta olmayan bir sorunla karşılaşırlar. O
da her yerde karşılarına çıkan ve birçok askeri sokup ölümlerine de sebep olan
kobra yılanları…
Daha önce Afrika’da
uyguladıkları bir planlarını burada da devreye sokarlar. Orada bir kurbağa
getirene bir miktar para verirler. Garibanlar nerede bir kurbağa buldularsa
getirdiler. Popülasyona bu müdahale elbette ki beraberinde başka bir sorunu
getirecekti. Sivrisinekler artmıştı. Afrikalı garibanlar sivrisineklerden el aman
ettiler. Bu sefer de hergeleler sivrisinek ilacını astronomik bir fiyatla
onlara satmışlardı.
Burada da aynı şeyi yapmayı
denediler. “Ölü bir kobra getirene şu kadar para…” Bu şekilde askerleri kobra
tehlikesinden kurtulacaktı. Sokacaklarsa da Hintlileri soksundu…
Hintliler adeta “Kobralara
ölüm” sloganıyla kobra avına çıktılar. Kobralar Hintliler için bir gelir
kaynağı olmuştu. Ama günbegün yılanların sayısı azalıyordu. Ta ki güngörmüş
cênîksipî (tecrübeli) birisi devreye girene kadar; “Kobraları öldürmeyi
bırakın. Kobra besleyin. Seri üretime geçin. Sinnül bülûğa ulaşan kobraları
öldürün, adrese teslim edip paranızı alın.
Anlayacağınız bugünkü
alabalık ve tavuk çiftlikleri gibi kobra çiftlikleri kurdular.
İngilizler ödemelerini
düzenli yapıyorlar, işçinin alın teri kurumadan paralarını veriyorlardı ama bir
sorun vardı. Kobraların sayısında azalma yoktu. Aksine artış vardı. Ajanları
aracılığıyla işin aslını Hintlilerin kobra çiftliklerini kurduğunu
öğrenmişlerdi. İşler sapa sarmıştı. Artık ölü kobra karşılığı herhangi bir
ödeme yapılmayacağını ilan ettiler.
Doğal olarak bu ilandan sonra
Hintlilerin kobra besleyecek halleri yoktu. Başlarına bela olacak bütün
yılanları Hindistan sokaklarına salıverdiler. İngilizlerin sorunu bitirmek
adına yaptıkları hamle sorunu daha da büyütmüştü. Kobra etkisi dediğimiz
meselenin aslı buydu.
Hükümet konutta KDV
indirimine gitti. Normalde beklenen konut fiyatlarının düşmesidir. Peki, sonuç
nasıl oldu? Fiyatlar tavan yaptı. Gel de aklınıza kobra etkisi gelmesin.
Hükümet işler rayına girsin
diye teşvik paketleri açıklıyor. İşler rayından çıkıyor. Yumurta, bildiğimiz
yumurta altın gibi olmuş. Her tavuk artık altın yumurtlayan tavuk payesine
ulaşmış durumda.
Hükümet fiyatlar düşsün diye
KDV’yi %1’liyor. Peki, sonuç ne oluyor? Ters orantı. % 8 KDV ile 30 lira olan
yumurta kolisi, %1 KDV ile 40-50 lira. Kura kalkanlı müdahale yapılıyor, kur
dizginleniyor. Parası olan parasına para katıyor, bir zamanlar hükümetin gözde
elemanları olan fakir fukara kan ağlıyor. Soruna müdahale sorunu içinden
çıkılmaz bir hale getiriyor. “Kürt sorunu vardır” diyor sorunlar baş
gösteriyor. “Kürt sorunu yoktur” diyor yine sorunlar baş gösteriyor. Tam kobra
etkisi…
Hükümet bir karar açıklıyor
ve “Yanlış yapanlar, haksız yere fiyat arttıranlar bilsinler ki enselerindeyiz”
diyor. Peki, sonuç ne oluyor, gidip yanlış yapanların enselerini tıraş ediyor.
Seçimler yaklaşıyor ve
hükümet kobra etkisi türbülansında debeleniyor. Her müdahale başka bir sorunu
tetikliyor. Seçimleri kazanmak istiyorsa türbülanstan kurtulmalı, ense
tıraşından vaz geçip kendisine yeni bir yol bulmalıdır, yol bulmazsa bir yol
açmalıdır, bunu da yapamazsa yoldan çekilmek zorunda kalacaktır. Hayat bize
bunu söylüyor.
0 yorum