1990’lı yıllarda bir afet sonrası dere yatağında ev yapan
bir vatandaşın evi sular altında kalmış ve o vatandaş, “Nerede bu devlet, nerede kalacak bu millet” diye feveran etmiş ve
bu söz o zamanki haber bültenlerinde meşhur bir replik olmuştu. O günden beri
yaşanan her olayda bu replik akıllara gelir.
Aylardır temel gıda ürünleri fiyatlarında yaşanan
karaborsa, stokçuluk, fırsatçılık ve fahiş yüksek fiyat artışlarının bilinçli
bir operasyonun ürünü olduğu ortadayken devlet nedense yeterli tedbirleri
almıyor veya almakta aciz kalıyor.
Fiyatları artırmak için hiçbir fırsatı kaçırmayan zincir
marketler ve tedarik zinciri bileşenleri, konu indirime gelince pek ağır
davranıyorlar ve indirim yapmamak için bilinçli ve provokatif bir direniş
sergiliyorlar.
Daha önce Kovid salgını, kuraklık, üretim zincirinin
aksaması, dolarda artış ve akaryakıt zamları sonucu yaşanan fahiş zamlar, tam
vergilerin indirimi ile kontrol altına alınıp fiyatların düşmesi beklenirken 24
Şubat Perşembe günü Rusya’nın Ukrayna’ya saldırmasıyla bu beyzadelere yeniden
fırsat doğdu. “Piyasada yeterli ayçiçek yağı yok” şeklinde
manipülatif haberler ve algı operasyonlarıyla stokçuluk ve karaborsa oyunlarıyla
fiyat yükseltmeye başladılar.
Vatandaşta bu oyuna farkında olmadan katkı sağlamaya
devam ediyor ve marketlere saldırıyor. Sen marketlere ülkede savaş ve kıtlık
varmış gibi bu şekilde saldırırsan marketlere ve spekülatörlere fırsat vermiş
olursun. Kimse kusura bakmasın hiç ihtiyacı yokken marketlere saldırıp zafer
kazanmış gibi 10 hatta 20 adet sıvı yağ alırsan, ekmeklerine yağ sürmüş
olursun. (ALLAH korusun) diyelim ki, ülkemiz savaşa girdi veya kıtlık oldu bu
durumda aldığımız 10-20 teneke yağı size yedireceklerini mi sanıyorsunuz? “Komşusu aç iken tok uyuyan bizden
değildir” diyen Peygamberin ümmeti olarak ne hala geldik? Bu ne aç
gözlülük? Bu ne bencillik? Bu ne kânaatsizlik?
Yaşanan görüntülere baktığımızda sanki Rusya Ukrayna’ya
değil de ülkemize saldırmış sanırsın. Hele bir TV kanalının, “45 günlük yağımız kaldı” diyerek adeta
provokasyona çanak tutması anlaşılır gibi değil.
Yeni
Bakan Vahit Kirişci, Rusya ile Ukrayna arasındaki krizin gıda piyasalarında arz
eksikliğine yol açtığı ve bu sebeple temel gıda ürünlerinin fiyatlarının
arttığı iddialarının gerçeği yansıtmadığını ve Türkiye'deki ayçiçeği üretiminin
2021 yılında yüzde 17 arttığını belirtti. Bakan Kirişci: “ …Ülkemizin 1-1,5 aylık tüketimimize ancak yetecek kadar ayçiçek
tohumu ve yağ stoku bulunduğu iddiaları tamamıyla gerçek dışıdır. Gerek
üretimimiz, gerek sektörün tedarikleri ve devir stoklarımız dikkate alındığında
ülkemizin yeterli miktarda ayçiçek yağı stoku bulunmaktadır. Netice itibarıyla
kamuoyuna yansıyan iddialar gerçeği yansıtmamakta olup, halkımızın endişe
edeceği bir durum söz konusu değildir." Şeklinde açıklama
yapıyor ve “stok sorunumuz yok” diyor buna rağmen bakanı dinleyen yok.
Yaşananlara
ve hükümetin aciz tavrına tepki gösteren AK Parti MKYK üyesi Şamil Tayyar, "Zincir marketlerle ilgili bu kaçıncı
fahiş fiyat, stok tartışması? Vatandaşın ne kusuru var? Neyi, niye boykot
etsin? Önce biz üzerimize düşeni yapalım sonra vatandaştan destek isteyelim.
Bunca rezilliğe rağmen kalıcı çözüm üretemiyorsak, bunun siyasi faturası ağır
olur" şeklinde duruma isyan etti.
Aralık
ayında yeni ekonomi politikasına geçtiklerini ve bu mücadeleyi “Ekonomik Kurtuluş Savaşı” olarak
adlandıran Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın başındaki devlet yönetimi neden üzerine
düşeni yapmıyor ve bu soruna çözüm getiremiyor? Devletin bu fırsatçılarla baş
etmekten aciz bir durumda olması kabul edilemez. Bu stokçu ve fırsatçılara
neden bir şey yapılamıyor? Bu amaçla yasa değişikliği yapıldı ve gümrük vergisi
sıfırlandı ve KDV yüzde 8’den yüzde 1’e indirildi. Lakin değişen bir şey
olmadı. Peki, bütün bu sorun ve operasyonlar yaşanırken şimdi biz soruyoruz!
Nerede bu devlet? Ne yapacak bu millet? Bir cevap var mı?
İstanbul Ziraat Odası Başkanı Ömer Demir’in “Gıda darbesi yapıyorlar" uyarısı
karşısında yapılacak
olan bu oyun içerisinde olanlara yönelik, “Ekonomik
darbe yapmak” amacıyla halkı devlete karşı kışkırtmak iddiasıyla dava
açılıp hapis ve işyerlerini kapatma kararları verilmelidir. Yoksa bu kısır
döngü devam edecektir. Wesselam…
0 yorum