“Ey Cemaati Müslimin! Sakın ha kaçak rakı içmeyin! Kaçak rakı içmek kesinlikle haramdır ve hem de birçok yönden haramdır!

“İçki içme günahının yanı sıra kesin ölüme sebep olduğu bilindiği için ayrıca intihar etmiş sayılacağı için de haramdır!

“Muhterem cemaat! Kaçak rakıyı içmek de imal etmek de daha birçok yönden haramdır;

“Birincisi devlete vergi verilmediği için haramdır.

“İkincisi; devletimizin kendisinin veya müsaadesiyle resmi yoldan imal edilen rakıya rakip olduğu ve satışlarını düşürdüğü için haramdır. “Üçüncüsü; Rakı bizim! ulusal içkimizdir, ulusal içkimizin adını kötüye çıkardığı ve kalitesini düşürdüğü için de haramdır. İlla ki kaçak bir içki imal edeceklerse rakıdan başka bir şey imal etsinler, çünkü rakı Mustafa Kemal’in içkisidir. Dolayısıyla kaçak rakı devletin resmi ideolojisini de lekelemektedir!”

“Cemaat-i Müslimin! Sadece kaçak rakı imal etmek ve içmek değil, ruhsatsız, vergi vermeden kaçak yollardan oynatılan her türlü bahis ve kumar oyunları da aynı şekilde haramdır...”

Yanlış anlamayalım, böyle bir hutbe yoktur ve olamaz, o an içimizden geçenleri dile getirelim istedik. Devletin bu konuda sergilediği içinden çıkılmaz siyasete vurgu yapmak istedik.

Bugün ayyuka çıkan kadın cinayetlerinin ve trafik kazalarının yüzde altmışının içki yüzünden olduğu ve hem de resmi yollardan satılan içkiden olduğu ortadayken bunun için kılını kıpratmayan yetkililerin kaçak içkiye savaş açmalarına insan tebessüm ediyor ve böyle hutbeler yazdırıyor.

Diyorum ki, içki içerek başta hanımlarını, çocuklarını, anne babalarını vahşice katleden sarhoş canavarlar keşke kaçak rakı içselerdi, belki tetiğe dokunamadan, elindeki bıçağı saplamaya fırsat bulamadan oracıkta kendileri geberirlerdi.

Veya trafiği birbirine katmak, birçok kişinin ölümüne sebep olmak için otomobiline binen canavar adayının içtiği içkinin sahte olmasından dolayı daha kontağı çevirmeden koltuğuna yığılıp geberiverdiğini öğrenseniz üzülür müydünüz?

Ama biz bir Müslüman olarak bugün sahte içkiden ölenler için üzülüyoruz, keşke bu şekilde aniden ölmeselerdi, yaşasalardı belki tövbe ederlerdi diyoruz. Çünkü nice sarhoşun içkiyi bırakıp Allah’a ibadete yöneldiğine şahit oluyoruz.