2021 yılı, içerisinde ağır tahribatlarla beraber son dakika
golüyle ekonomik krizi de sıkıntılara ekleyip sancağı 2022’e devretmeye
hazırlanıyor.
Yıllar; akan nehir gibi, bir sonraki yıllara devrediliyor.
Biz buna Türkçe olarak yılbaşı diyoruz. Yılbaşı Türkiye dahil çoğu ülkenin
kabul ettiği miladi takvimin son gününden ilk gününe geçiş gecesidir. Yani, 1
Ocak bu takvime göre yılın ilk günüdür.
Yılbaşı konusu açılınca asimile olmuş vatandaşlar olarak
aklıma ilk gelen hindi ve (asla) milli (olmayan)Piyango’dur. Bu vakitlerde
piyango kuyruklarında ciddi yığılmalar oluyor. Bu yıl ekonomik kriz sebebiyle
ne olur ya da ne oluyor bilmiyorum ama özellikle gençler bu kumara kendilerini
kaptırmış, habire harcama yapıyorlar. Diller ve gönüllerindeki sözcük, “Ya çıkarsa!”
Büyük ikramiyenin çıktığını varsayarak konuya girersek şöyle
diyebiliriz. Haram olan bir şeyin kimseye hayır getirmediğini herkes biliyor.
Ama işin içerisindeki para olunca, paranın kokusu nefisleri cezb ediyor. Gelen
haram paranın huzur getirmediğini hatta huzuru götürdüğünü hocalarımız her
vakit dillendiriyorlar.
Geçen yıl İttihad-ul Ulema’nın “FETVA KURULU” sayfası bu
işin çirkinliğini göz önüne getirmek için bir bildiri yayımlamıştı. Bildiri,
fıkıh konusunu barındırdığından dolayı eksik ve fazla olmaması adına tamamını
buraya alacağım, buyurun beraber göz atalım;
“Yılbaşı çekilişlerinin haramlığı ile ilgili birden fazla
gerekçe zikredilir. Ancak bu husus Salt fıkhi olarak ele alındığında, meselenin
arka planında karşımıza Allah’u Teala’nın Kur’an-ı Kerim’de açıkça haram
saydığı ve Pislik – iğrenç olarak addettiği kumar çıkmaktadır. Sayısızca türü
bulunan kumar, sadece masa başında para
karşılığında oynanan oyunlar değildir. Bilakis ihtimal ve şansa dayanarak para
karşılığında oynanan her türlü oyun,
eğlence ve çekiliş kumardır. Bir oyunun kumar olup olmadığını belirten
temel ölçü şudur.
Elde edilmesi kesin değil de sadece ihtimalle veya şansa
dayanan ve karşılığında ödeme yapılan her türlü muamele kumardır.
Yılbaşı çekilişleriyle ilgili durum da aynıdır; milyonlarca
insan bilet alıp, belki bu parayı kazanırım diye düşünüyor, ama bunun sonunda
milyonlar değil sadece bir veya birkaç kişi kazanıyor. Yani az da olsa bir
menfaat veriliyor ve bununla ilgili kazanma şansı ve ihtimali bekleniyor ki
kumarda da aynı durum söz konusudur.”
İbare çok açık ve anlaşılır vaziyettedir. Ama şunu da
belirtelim ki, bu işin sıkıntısını dile getiren sadece elleri öpülesi
Seydalarımız değildir elbette. Bunu istatistikler çoğu sefer ortaya döküyor. Bu
piyangoyu kazanıp hayatları kararanların isimlerini ve hayatlarını buraya
alacak değilim. Zira, Google ve YouTube’de çok kişi bunları işlemiş. İsteyen
herkes rahatlıkla ulaşabilir.
Bu tür şans oyunlarından kazandıkları paralar ile hayatı alt
üst olmayan bir talihli(!) bile yok. Onun için onlara Milli Piyango
talihsizleri desek daha isabet etmiş oluruz. Hepsinin de hayat hikayeleri aynı
ve aynı acı ile hayatları son buluyor. Evli olanlar ilk olarak eşlerini boşamak
ile işe başlıyorlar. Paraları kumar ve gece hayatında bitiriyorlar.
Başladıkları noktaya geldiklerinde ise yanlarında hiç kimse kalmadığından
dolayı tek başına, sokak köşelerinde ya da huzur evlerinde hayatlarını
kaybediyorlar. Birbirlerini tanımayan fakat aynı kaderi paylaşan bu insanlara
mikrofon uzatılırsa dillerinde ortak bir sözcük dolanır: ‘Çok pişmanım!’
Sen, Kardeşim! Bu
istatistikler ortadayken ve alimlerimizin ısrarla üzerinde durduğu bu kumar ile
huzursuzluğu hala istiyor musun?
0 yorum