Yakın zamanda tesettürlü
kardeşlerimiz başta olmak üzere birçok kişinin damarına basan; “Tesettürün Arka
Yüzü/Başörtüsü Politik Midir?” isimli bir video yayımlandı. Videoyu çeken kişi,
tutunacak sağlam dallar bulduğunu sanarak gayet özgüvenli şekilde oturmuş kamera
karşısına. Çok yanlış yerden tutunduğunun farkında mıdır ya da siyaset mi
yapmaya çalışıyor sorgulanası mesele. Sosyolojik yorumlar yaparak kendince
"başörtüsü" meselesinde sıkıntı yaşayan kadınların sesi olmuş birisi.
Ne acı ve ne komik! Başörtüsünü madde olarak görüp cinsiyetçi, politik, şekilci
diyerek yaklaşanlara, güya tepkisini onların diliyle, tam da onlar gibi
yaklaşarak veriyor.
İlk olarak tesettürün ne anlama
geldiğini, neyi temsil ettiğini, bir Müslüman için ne anlam taşıdığını
kesinlikle bilmiyor. Tesettürün erkeğin dikkatini dağıtma amacı taşıdığı,
kadınların sadece evlenince takması gerektiği gibi kulaktan dolma sözler
aslında hiçbir şey bilmediğini ortaya koyuyor. Kafasındaki algı yüzünden
tesettürün ve tesettürlü insanların bu halde olduğunun farkında değil mi, merak
ediyorum.
Birkaç kitaptan bahsederek
kendince tesettürün tarihine değiniyor ama tesettürün emredildiği, tesettürün
mahiyetini anlatan kitaptan, Kur'an'dan bahsetmiyor. Yorumları tamamen
ideolojik ve sorunu çözmek yerine kördüğümleştiren cinsten. Kitaba değinme
amacı ise kesinlikle başörtünün tarihini anlatmak değil. Çünkü bu kitaptan
sadece ‘ahlaksız kadınların belirlenmesi amacıyla başlarını örttükleri’
bilgisine değiniyor.
İki din adamıyla program
yaptığını ve bu “iki din adamı”nın tesettürle alakalı soru istemediklerini dile
getiriyor. Gerekçeleri ise bu konunun politik bir konu olduğunu düşünmeleri ve
bu savaşın içerisine girmek istememeleri. Kur’an’da saçları örtmek var desek
bir türlü, yok desek bir türlü demişler. Ağlasak mı gülsek mi bilemiyorum.
Tesettür konusunu konuşmaktan, savaşın içerisine girmekten, Kur’an’da var olanı
haykırmaktan aciz insanlara “din adamı” tabirini kullanmak cehaletin zirvesi
olmalı.
Ha bir de Ayasofya'nın Camii
yapılışına da değinmiş. Dini değil, siyasi güç gösterme çabası olduğunu
düşünüyor. Camii oluşu bayağı dert olmuş olmalı ki "Osmanlı döneminde de
bütün kiliselerin camii yapılması da dini değil siyasidir, güç
gösterisidir" gibi bir gaf yapıyor, komik. Hayırseverin birisi ülkemizdeki
kiliseleri bir gezdirse iyi olur, her kilise camii olmuş mu olmamış mı öğrense.
Kadının neresinin görünmesini ve
neresinin görünmemesini konuşan bir şeyin politik olmadığını söylemeyin diyor.
O zaman mini etek de politiktir, kadına dair tartışma konusu edilir birçok
kesimde. Ama kimse çıkıp da mini etek politiktir diye kamera karşısına oturmaz.
Tesettürü madde haline getirme
çabaları boşa, bu maya tutmaz. Kendisini en çaresiz hissettiği şey ise aldığı
“açılmak istiyorum” e-postalarıymış. Çok e-posta alıyormuş da!
Bu sadece provokasyonla yandaş
edinme çırpınışlarıdır.
Bu zamana kadar tesettür
konusunda hep bir algı operasyonu oldu. Öyle nefretle doldu ki beyinler nefret
sözlerini söylemekten hiç çekinmediler. Başörtüsü duymayı engelliyor o yüzden
okullarda başörtüsü yasaklanmalı diyen profesörler, başörtülüler giremez
tabelaları, güvenlik meselesi diye birçok yerde yaşanılan gerilimler. Tesettürü
alıp laboratuvarlarda sosyolojik mesele olarak inceleyen kesim tesettürlü
kadınları eğitimsiz, işsiz bırakarak “yobaz” mührünü vurdu. Milletin
meclisinden kovulan kadın, okullarda saçını açması için zorlanan kadın, büyük
markaların, şirketlerin çalışma hakkı vermediği kadın, askeriyeye alınmayan
kadın… ne yazık ki bu liste uzar gider. Bu kadınların hepsi tesettüründen
dolayı sıkıntı yaşadı, yaşatıldı. Peki, bunlar yaşanırken başörtüsü politik
değildi de şimdi mi politik oldu? Ya da politikleştiren kim? Yine tesettürlü
kadınlar mı? Çelişki içinde çelişki.
Hakikaten kadınları rahat mı
bıraksanız artık. Başörtüsünü inanarak mı takar, örfü veya adeti olduğu için mi
takar, aile zoruyla ya da isteğiyle mi takar ister kafadan tırnağa örtüye mi
bürünür, ister sadece saçını mı kapar… Kendinizi “özgür” hissettiğiniz yarım
kıyafetinizle insanların başörtüsüne laf etmeseniz artık!
Son olarak, “bizim sesimiz olmak
istemişsin” ya, bırak biz kendi sesimizi yazılarımızla, yetiştirdiğimiz
evlatlarla, gururla taşıdığımız tesettürümüzle çıkarırız. Gölge etme…
0 yorum