Bundan iki gün önce Batman Basınının bir çağrısı olmuştu.
Gayet yerinde ve çok güzel, anlamlı bir çağrıydı. Bu çağrı, yeni açılan Batman
Eğitim ve Araştırma Hastanesi dolayısıylaydı.
“Batman Basını olarak
başka illerde görev yapan profesör ve doçent doktorlara tarihi çağrıda
bulunuyoruz; kültürüyle yetişip büyüdüğünüz memlekete hizmet etme sırası
sizlere geldi. Batman Eğitim ve Araştırma Hastanesi ile siz değerli
akademisyenlerimizin memleketinize hizmet etmelerini sağlayacak olan uygun
şartlar oluştu; şimdi ahde vefa sırası sizlere geldi.” diyor, Batmanımızın
sesine ses olan yerel basınımız.
Ben de yerel basınımızın bu çağrısına eşlik ediyorum. Ve
diyorum ki “Bu şehirde doğmuş, büyümüş; bu şehrin ekmeğinden yemiş, suyundan
içmiş her ilim ve bilim insanımızı şehirlerine davet ediyorum. Buyurun, gelin
kendi şehrinize değer katın, hemşehrileriniz sizden istifade etsinler.”
“Coğrafya kaderdir” der, ünlü sosyolog ve düşünür İbn
Haldun. Bu söz insan ile yaşadığı coğrafya arasındaki zorunlu etkileşimi ifade
eden güzel bir söz. Yani bizim kim olduğumuzu veya nasıl biri olduğumuzu biraz
da yaşadığımız coğrafya belirler.
Yaşadığımız coğrafya gerek fiziksel itibarıyla gerekse de
mizaç itibarıyla üzerimize tesir eder. Yaşadığımız coğrafyanın havası, suyu,
yerleşim tarzı vs. hep üzerimizde bir iz bırakır. Yani aslında bir bakıma bize
bir kimlik katar.
İşte insan ve yaşadığı coğrafya, köklerinin beslendiği
topraklar insan üzerinde bu kadar etkiliyken ve arada böylesi kuvvetli bağlar
varken, bir insanın kendi köklerinin geldiği topraklardan bağımsız yaşaması
neredeyse mümkün değil.
Mesela Allah Resulü -sallallâhu aleyhi ve sellem- için de bu
böyle olmamış mıdır? Her ne kadar Medine kendisine kucak açmış olsa da O -sallallâhu
aleyhi ve sellem-, her zaman Mekke’ye bir özlem duymuş ve Mekke’nin yeri O’nda
hep ayrı olmuştur.
Yani bu memleket sevgisi, hem fıtrattan hem de ahde vefadan
gelen bir durum. İşte bundan dolayı da olsa ben Batmanlı profesörlerin,
doçentlerin, doktorların; ilim ve bilim adamlarının Batman Basınının, dolayısı
ile Batmanlı hemşehrilerinin bu çağrılarına kayıtsız kalmayacaklarına
inanıyorum. En asından öyle umuyorum.
Aslında bu çağrıdan da öte bir davettir. Batman’ın, Batman
insanının kendi bağrından çıkardığı değerli, birikimli şahsiyetleri tekrar
şehirlerine davet etmeleri kadar doğal bir talep, davet olamaz. Bu insanlar,
zamanında şehirlerinde, şehrimizde imkân yetersizliği ve çalışma alanı
kıtlığından dolayı başka şehirlerde hizmet etmeye gittiler. Bu bir yere kadar
da anlaşılır bir durum.
Ama artık bizim şehrimizde de çalışma imkânları ve ortamları
mevcut. Batman Eğitim ve Araştırma Hastanesi bu anlamda güzel bir fırsattır.
Ben inanıyorum ki bu anlamda şehrimizin bağrından çıkan bu ilim, bilim
insanları da böyle bir gelişme bekliyorlardı.
Şehrimizden çıkmış, bu toprakların mayası ile yoğrulmuş ilim
ve bilim insanlarımızın her biri bir nehir misali Batmanımıza akarlarsa,
inşallah bir derya olup çıkarlar burada.
Bu şehir bizim şehrimiz, bu sokaklar bizim sokaklarımız, bu
insanlar bizim insanımız. Bu şehri güzelleştirecek olan da biziz harap edecek
olan da biziz. Bu şehri ihya ve inşa edecek olanlar da bizleriz. Her birimiz
kendi şehrimizden şikâyetçi olmak yerine, şehrimizi yaşanılır kılmanın hedefi
peşinde olmalı ve bu anlamda her çabaya da destek vermeliyiz.
Son olarak inşallah,
bu çağrının muhataplarından gerekli karşılığı görürüz. Duamız ve temennimiz bu
yönde.
Selam ve dua ile.
0 yorum