32


Öyle ya da böyle, şu korona illeti her yerde olduğu gibi bölgemizde de ciddi bir artış eğiliminde olduğu görülmektedir. Nasıl çıktı; nasıl yayıldı? Yapay olarak mı üretildi? Yoksa yarasadan, maymundan, domuzdan mı bulaştı. Bunları sorgulayacak zamanımız kalmadı maalesef.

                Dünyanın başına bela olan covıd 19 virüsü, hayatımızı derinden etkilediği apaçıktır. Artık olağan hayat seyrimizde ve alışkanlıklarımızda, istesekte istemesekte bazı radikal değişikliklere gitmek zorundayız. İş hayatımızda, sosyal hayatımızda hareketliliğimiz azaldı. Eş dost akraba ziyaretleri yapılmaz oldu. Çocukların okulları kapanır duruma geldi. Aile içi ilişkilerimiz yer yer gerilirken, fırsata çevirenler açısından da bir dizi güzellikler meydana getirdi. “Her şerde bir hayır vardır.” diyerek bu süreci sağlıklı bir şekilde sürdürmek, birinci derecede kendi sorumluluğumuzda olduğunu hatırlatmakta fayda vardır.

                Bir eğitimci olarak gözlemlediğim, hastalık sürecinin en çok etkilenen kesiminin çocuklarımız olduğudur. Her ne kadar Milli Eğitim Bakanlığımızın uzaktan eğitim yolu ile çocukların eğitimden geri kalmaması için aldığı tedbirler olsa da hiçbir şekilde yüz yüze eğitimin sağladığı verimliliği kazandırmadığı, istatistikî verilerle sabittir. Genelde yapılan ve özelde de okullarda ölçülen EBA, EBA TV,  CANLI DERS PLATFORMLARI; EĞİTİME YÖNELİK YOU TUBE KANALLARI, ETÜD PROGRAMLARI, EĞİTİM KONULU SOSYAL MEDYA KANALLARI’na katılım tüm kategorilerde yani ilk, orta, lise ve üniversite düzeylerinde maksimum %35 civarındadır. Yani kaba bir tabirle 20 Milyon öğrencinin 7 milyonu uzaktan eğitimden faydalanırken, 13 milyonu maalesef yapılan eğitimlerin dışında kalıyor.

                Bu veriler bizlere korkunç bir gerçekliği göstermektedir. Eğitimden mahrum bir nesil yetişiyor. Veya şöyle izah edelim. Eğitimin dışında kalan çok büyük bir kitle ile karşı karşıyayız. Peki, siz bu kitleyi içeri alamazsanız bu kitle nerelere sürüklenecektir? Cevap basittir aslında. İnternetin ve medyanın zararlı alanlarına ve faydasız eğlence platformlarına mahkûm edeceksiniz. İşin vahametinin farkında değiliz Ancak bu hastalık süreci birkaç yıl devam ederse geleceğimiz çok büyük risk altında olacaktır. Böyle biline.

                Eğitimsiz, bencil, sosyal yönden zayıf, toplumsal değerleri bilmeyen, yardımlaşma, dayanışma sevgi kavramlarını takmayan bir nesil ve bir gençlik hayal edin. Böyle bir senaryo toplumun çöküşüdür.

                Bu sebepten sağlıklı kalmak ve virüsün bulaşıcılığından korunmak için gereken tedbirleri alalım. Ancak çocukların eğitimi için çareler, projeler, yeni yollar çözümler geliştirelim.

                Eminin devlet büyüklerimiz ve bilim kurullarımız bu konuda yollar, çözümler geliştirmek için kafa yoruyorlar; ancak ebeveynler olarak bizlerde elimizi taşın altına koymalıyız diye düşünüyorum. İmkânlar dâhilinde çocuklarımız için evde eğitim olanaklarını oluşturabiliriz. Bu olanaklar için illa internetin olması şart değildir. Çocukların kitaba ulaşmasını sağlayıp çalışması için motive edebiliriz. Hali hazırda aile içinde birbirimiz ile daha fazla zaman geçirmek zorunda kalmamız hasebiyle örf, ahlak, ibadet, inanç değerlerimizi çocuklarımıza aşılayabiliriz. Onlarla daha sıkı, sevgiye dayalı ilişkiler kurabiliriz. Annelerimizin dedelerimizin yaşam tecrübelerini anlatmalarını isteyebiliriz. Çocukların eğilimlerini denetleyip zararlı içeriklere ulaşmalarını kısıtlayabiliriz. Arkadaş ortamlarını ve sosyal medya ortamlarını takip edebiliriz. Belki de yoğun iş temposunda bunların hiç birini yapmayacaktık; ancak madem böyle bir durumla karşı karşıyayız; bu şer görünen vaziyeti hayra çevirebiliriz.

                Sonuç itibarı ile kokuşmuş sistemlerin ve insan avcılarının çocuklarımızı elimizden almalarına mani olmalıyız. Ve bunun için yollar, yöntemler geliştirmeliyiz. Yoksa maazallah, sağlığımız ile beraber geleceğimiz de virüsün kurbanı olacaktır. Vesselam.

 

Ryan Reynold

0 yorum

FİKRİNİZİ BELİRTİN

Zorunlu alanları doldurunuz *