3


          Şehir küçük olunca insanlar da küçük olur. Hayatın sürdürüldüğü küçük yerlerde yaşam koşulları hayatın üzerinde etkindir.  Hayatın tüm alanları olan kültür sanat ve ticaret gelişmez. Günlük geçim kaynakları sınırlıdır. Arz ve talebin az olduğu gibi, insanları karalayan bir dil hâkimdir. Küçük şehirde samimiyet vardır, Ancak enerjisi azdır. Hayat durgundur. Burada yaşayan insanlar hem bedensel hem de zihinsel olarak fakirdir. Âdete doluya koysan olmaz boşa koysan dolmaz. Yaptığın her tercih ondan vazgeçmekle sonuçlanır. Bu şehirde okuyan biri iseniz de;  hayat yavaş aktığı için içinize kapanırsınız. Bu üzerinize gün boyu kalıcı olur.  İnsanlar az olduğu için tehdit olarak kabul edilir. Rakip insanları ortadan kaldırmak için her türlü hile,  tertip, yalan ve iftiraya başvurulur.  Karşıtlarını itibarsızlaştırırlar.

 

          Bu ortamı yaratan insanlar hiç ummadığınız, fark etmediğiniz kuvvetlerle birlikte propaganda araçlarını devreye sokarak faaliyetlerinizi sekteye uğratır, bunu bazen anlamadan sadece üzerinizde  hissetmekle  iktifa edersiniz. Bu dışlanma, düşmanlık saldırı neden oluyor diye düşündüğünüzde; kendileri için küçük yerin avantajlarından yararlanan kişiler avamı belli alanlarda hapsetmiş, onları yönlendirmek için üzerlerinde kullandıkları araçların birer kopyalarını oluştururlar. Bu benzerlik aynen kendileri gibi avamda da ikiyüzlülük kültürü bir davranış biçimi alır, bu kötü davranış olmazsa ekmeğini kazanmaz varsa ticari faaliyeti yürümez,  böylece yalnızlaşma derken kendinize şöyle dersiniz: bu insanlar Müslüman değiller mi neden bu kadar insani ve İslami olmayan değerler tüm benliklerini sarmış, hayıflanarak bir bilginin hikmetli sözü aklınıza gelir “havasın dini yoktur” (mecaz) farkına vardıktan sonra

 

            Yukarıda anılan olumsuz ve insan karakterinin yozlaştırıcı davranış biçimini yaygınlaştıranlar,  halk üzerinde bu havanın sahada kalıcı esintilerini garantilemek için yoğun çaba içerisindedirler. Bunlar karşısında, ben de varım, diyen birinin siyaset arenasında görünmesini istemezler. Sahada görünen bu kişiye karşı her türlü engeli çıkarırlar, kıyameti koparırlar.  Hz. Alinin duasında:  “Yarabbi Benden Neyi Alırsan Al Ama Cesaretimi Alma” evet her türlü engeli aşmada yardımcı ve anahtar olan öğüt verici o sözü  hatırlayarak korkakların korku saldığı yalan hile  ve iftira  işleterek amaçlarına ulaşan insanların gerçek çehreleri ortaya çıkacaktır. Hele bu şecaatin yanında ışığınız da varsa  ve ışığınıza güveniyorsanız parlarsınız. Artık size karşı yıpratıcı söylem ve eylemlerle mücadele edenler;  aynen cahiliye döneminde olduğu gibi bu ümmetin firav’nu unvanını alan  ve Ebulhakem sıfatını taşıyan ki o kureyş içinde  güya her türlü  davaları akıl çerçevesinde  sonuca bağlayan Amr b. Hişam’ın  kazandığı bu mertebe; adalet adına biçilmiş bir rolden ibaret olduğu, asıl işlevinin ise zulmün yedumu için bu sıfatı kazandığı, cesareti ve ışığı olan insanlar tarafından asıl adının Ebucehil (cahiliyetin babası) olduğu gerçeği anlaşılacaktır.  Emin ve güvenilir gözüyle bakılan kimseler ortama eriştiklerinde; bireylerin toplumların nasıl sömürüldüğünü, gerçeklerin üzeri nasıl örtüldüğünü, yaldızlı sözlerle nasıl aldatıldıklarını, mukaddesatlarından aldıkları değerler vasıtasıyla alınları ak insanlar tarafından açığa çıkar

 

   Anlaşıldığı kadarıyla bu küçük şehirde zihinsel ve fikirsel olarak fakirliği aşmadan cesaret ve ışığı kazanmadan çevre ile temas etmeden yaşarsanız  sizi örnek alacak  kişi veya kişiler çıkmaz  “insan temas etmezse yaşayamaz”  güzel sözü uyarınca  kendiniz ve savunduğunuz değerler  bir ölü mesabesindedir ilgi ve temas insanlara can suyudur  bu hakikatleri kendinize sembol yaparak  meydanda ben de varım dediğinizde ikiyüzlülük kültürünün iş gördüğü bu küçük şehirde  sevenleriniz olduğu için  artık değerleriniz korunmuş  etrafınız güvendedir temas ettiğiniz insan sayısı çoğalır amacın için yapılan etkinlik  ve varsa ticari faaliyetin kapsamı genişler siyaset yapacağın alan genişler ayak oyunlarından da kurtulmuş olursunuz 

 

     Netice bir başka olurken, gün gelir, müşrikler sevr mağarasında peygamberi görmez. Gün gelir, İbrahim (A.S) i yakmayan ateş serinletir. Gün gelir,  hikmeti bilinmeyen Asa ‘i Musa (A.S.) ya karşı faaliyete geçerek sihirleriyle hile ve desise oynatan insanlar hakkı batıl gösterme alışkanlıklarından vazgeçer, hülasa inkar edilen gizlenen ve aşağılanan hakikat gün yüzüne çıkınca, mücadele meydanında artık sihir yok, firavn yok, Karun yok, Haman yok, sihirbazlık yoktur.  Sahibi tarafından bile hikmetinden bihaber olan ASA’ i Musa  (A.S.) gerçeğini görmüş bir halk ve tüm etkisini yitirmiş, bayatlanmış bir batıl gün ışığında belirir 

Ryan Reynold

0 yorum

FİKRİNİZİ BELİRTİN

Zorunlu alanları doldurunuz *