Şimdi
ne alaka diyeceksiniz. Anlatayım… Ayasofya camiinin ibadete açılması, geçen
haftanın en önemli konusuydu. Şüphesiz ki, Cumhuriyet tarihinin en önemli
olaylarından birisiydi. Birçok kişi bu hükümetin veya Erdoğan’ın Ayasofya Camisini
ibadete açmasının imkân haricinde olduğunu, Cumhuriyet kurulurken Ayasofya ile
ilgili gizli anlaşmalar olduğunu, değil Erdoğan’ın hiç kimsenin Ayasofya’yı ibadete
açamayacağını, olayın hükümet üstü bir olay olduğunu, kırmızı kitabın önemli
bir dipnotu olduğunu falan filan söylüyordu.
Onlardan
birisi de kimdi, biliyor musunuz? Bendim… Yanıldık işte! Toplumumuzda “Ben
dememiş miydim?” cilerin olduğunu biliyorsunuz. Bir konu onların dediği gibi
çıktığında ortalığı inletirler, burunları havada ortaya çıkarlar ve “Ben
dememiş miydim?” diyerek kafalarını çıkarırlar. Yanıldıklarında ise hiç
seslerini etmezler, diyeceğim ama değil. Başka bir türkü söylerler. Benim gibi
tahmini karavana çıkıp “Yanıldım arkadaş diyecek kaç kişi var ki?” Uçakları
olan Selçuk Bayraktar’ın bile Ayasofya’yı ibadete açamayacağını düşünüyordum.
Yanıldık işte!
Ama
şöyle bir gerçek de var ki, Ayasofya’nın açılması en çok partisi HDP zarar
görmesin diye partisinden istifa eden ama partisinin onu ihraç ettiği
zinacılıkla suçlanan FillehTuma Çelik’i sevindirdi. Ayasofya yankıları ve çıkan
ses Tuma’nın imdadına yetişti.
Bir
zamanlar “Zamanlama manidar”cılarımız da vardı. Onlara ne oldu? Zamanlama
manidar değil mi? Sadece Tuma Çelik sevinmedi. Partisi de en az onun kadar
sevindi. Çünkü bir kirli külotları ortaya çıkmıştı yoksa kirli çamaşır mı demem
gerekiyordu? Önemli değil bu ayrıntı. Ayasofya’nın ibadete açılması onlara da
rahat bir nefes aldırdı. Kısacası Ayasofya’nın ibadete açılması Cumhuriyet
tarihine, Tuma Çelik’in zina olayı HDP tarihine birer damga vurdular.
Zina
konusuyla gündeme gelen HDP’li Tuma Çelik gündemimize namus kavramını, tekrar
getirmişti. Daha karpuz kesecektik, namus kavramını masaya yatıracaktık. Namus kâbus
mudur? Değil midir? Konusunu masaya yatıracaktık. Konuya ışık tutacaktık.
Ayasofya açılınca Tuma Çelik de tabanı yağlayıp kaçtı işte. Tuma Çelik
hayatında hiç şükretmemiş olsa bile kalıbımı basarım ki Ayasofya açıldığı için
şükretmiştir.
KENAR YAZISI
Zina konusuyla gündeme gelen HDP’li Tuma Çelik
gündemimize namus kavramını, tekrar getirmişti. Daha karpuz kesecektik, namus
kavramını masaya yatıracaktık. Namus kâbus mudur? Değil midir? Konusunu masaya
yatıracaktık. Konuya ışık tutacaktık. Ayasofya açılınca Tuma Çelik de tabanı yağlayıp
kaçtı işte. Tuma Çelik hayatında hiç şükretmemiş olsa bile kalıbımı basarım ki
Ayasofya açıldığı için şükretmiştir.