382

 

 

6-7-8 Ekim olayları toplumuzda ve dindar kitlede tam bir kırılma ve travmaya yol açtı. İnsanlarımız Moğollar ve Haçlıların tarihte okudukları vahşiyane saldırıları ile topyekun ortadan kaldırılma tehlikesi ile karşı karşıya olduklarını gördüler. Saldıran vahşi çeteler, kesim farkı gözetmeden İslam kokusu gelen herkesin ve herkese saldırdılar. Faşizmin alasını uyguladılar. Kıyafet ve dillerinden dolayı insanlarımız katledildi. Evleri, kurumları ve işyerleri yakılarak talan edildi.

Olayları başta provokasyon olarak yorumlayan ve halkı kandırmak isteyen HDP cenahı görüntülerin ortaya çıkması ve yaşanan gözaltı ve tutuklamalara tepki gösterdi. Bu yüzsüzlük yetmezmiş gibi birde vahşice ve canavarca hisle adam öldürmekle suçlananlara avukatlarını gönderdi.

Mağdur yakınları ve dindar çevrelerde bazı kişilerin yakalanmasına rağmen soruşturmanın etkin bir şekilde yapılmadığı ve genişletilmeyerek sulandırıldığı dillendirilmeye başlandı. İlk olarak güvenlik nedeniyle dava Ankara’ya alındı. Sanıklar mahkemeye çıkarılmadan, olayda yaralı kurtulan Yusuf Er ve mağdur aileler dinlenmeden ard arda tahliyeler yaşandı. İnsanlığa karşı suç kapsamında açılması gereken dava basit saldırı diye açıldı. Talimat verenler ve azmettiriciler davaya dahil edilmedi.

Mahkeme tam bir yıl sonra 5 Ekim’de Ankara 2’inci Ağır Ceza Mahkemesinde görülmeye başlandı. 24 Nisan 2017 tarihinde ayak takımı denilecek 24 şahsa çeşitli cezalar verildi. Ancak asıl suçlular Selahattin Demirtaş, HDP MYK’sı ile Öcalan davaya dahil edilmedi.

O dönemde yazdığım yazıda şu ifadeleri kullanmıştım:

“Şimdi, bölgemizin kanaat önderleri ve liderleri 6-7 Ekim olayları ve yaşananların BOP’un ve “Küresel bir 28 Şubat”ın sonucu olduğunu görmeleri ve yaşananları iyi okumaları ve ona göre bir yol haritası çizmeleri gerekir. Aksi takdirde bölge ve Ortadoğu’da emperyalistlerin oyun ve komploları ile halklar arasında telafi edilemez düşmanlıklar meydana gelecektir.”

Maalesef bölgemizde Müslümanlara yönelik planlar ve katliamlar artarak devam ediyor ve Müslüman halklar bu oyun ve planları farkına varamıyor.

Evet, dünya var oldukça mazlumlar için bir milat olan Yasin Börü ve arkadaşlarının şehadetini hiç kimse 6-8 Ekim vahşetini unutmayacak ve unutturulmayacaktır. Katliamı yapanlarda bu mazlumların kanında boğulmaya devam edecektir.

Her yıl olduğu gibi 7 Ekim tarihinde Yasin Börü ve arkadaşları Şehitler Kervanı Platformu tarafından organize edilen programla Yeniköy Mezarlığı'ndaki kabirleri başında anılarak, katliam ve katliamı planlayanlar lanetlendi. ABD ve mayın eşeklerine de şu mesaj verildi:  “Bakın! Bu mazlum şehidlerin kanları ile halkımız uyandı ve planlarınız bozuldu. Silahlarının ve maddi gücünüz hiçbir işe yaramadı ve yaramayacak. O günden beri gün yüzü görmediniz ve görmeyeceksiniz!”

Bu kanlı projeyi hayata geçirenler İslam ve insanlık tarihinin bu şekilde katliamlarla dolu olduğunu ancak Hakk ehlini hiçbir zaman davasından vazgeçiremediklerini göremediler. Bölgemizi kan gölüne çeviren kan baronları, akıttıkları kanda boğulmaya devam edecekler. Tarih hiçbir zaman kan içici despotları hayırla yad etmedi. Geçmiş atalarınız Firavun, Nemrut, Şeddad, Moğol ve haçlılar gibi tarihte lanetle anılacaksınız. Kendi halkına sırf Müslüman oldukları ve İslam’ı benimsedikleri için katledenleri hiçbir zaman unutmayacağız.

Her 7 Ekim’de olduğu gibi her zaman mazlumlar hep hayırla, zalimler hep lanetle anılacaklardır… Selam ve dua ile…

 

Ryan Reynold

0 yorum

FİKRİNİZİ BELİRTİN

Zorunlu alanları doldurunuz *