383

 

 

Dört yıl önce Suriye'de ABD tezgahı ile sözde IŞİD ile PYD arasında Kobani'de yaşanan çatışma ve PYD güçlerinin IŞİD karşısında varlık gösterememesi ile “Kürtleri İslam’dan uzaklaştırma” senaryosu adım adım uygulanmaya başlandı.

O dönemi hatırlayacak olursak: Kürtlere, “bakın IŞİD size saldırıyor ABD ve Avrupa size sahip çıkıyor” yalanı ile Kürtler İslam’dan uzaklaştırılarak PYD üzerinden ABD ve israil’in kucağına itilmeye çalışıldı. Ancak Yasin Börü ve arkadaşlarının mazlumca katledişleri ile bu plan ellerinde patladı.

Şimdi o günlerde yaşanan kalleşlikler ve adım adım planlı vahşeti hatırlayalım:

6 Ekim günü Abdullah Öcalan’ın görüşmesinden dönen kardeşi Mehmet Öcalan, Abdullah Öcalan’ın şu sözlerini duyurdu: “15 Ekim’e kadar bekleriz, gelen heyetlere dediklerimizi onlara aktarırız, ondan sonra da yapacağımız bir şey kalmaz. Çözüm diye bir şey yoktur, müzakere diyorlar, müzakere diye bir şey de yoktur.”

Bu açıklamadan sadece birkaç saat sonra 6 Ekim akşamı Selahattin Demirtaş ve HDP MYK acil çağrı yayınlayarak, parti tabanlarına sokağa çıkma ve her tarafı Kobani'ye çevirme çağrısı yaptılar. Bu çağrının hemen ardından Türkiye genelinde saldırılar başladı.

Üç gün devam eden saldırılarda 54 kişi hayatını kaybetti. Yüzlerce eve, camiye, medreseye, Kur'an kursuna, okuma evlerine, kurumlar ve işyerlerine saldırıldı. Saldırılarda en çok HÜDA PAR ve ona yakın STK'lar hedef alındı. Olayların en acısı Diyarbakır'da bayramın 4. günü olan 7 Ekim'de Kurban eti dağıtan Yasin Börü ve beraberindekiler Kürdistan tarihinde ve bu coğrafyada görülmemiş şekilde vahşi ve barbarca bir şekilde işkence ile şehid edildiler.

Peki, bu vahşete karşı, "sokağa inin" çağrısı yapan Demirtaş ne yaptı? Taraftarlarına bayrağa ve Atatürk büstlerine saldırmayın dedi. Yapılan barbarca vahşiyane katliamları görmezden gelen Demirtaş, Atatürk büstlerinin derdine düşmüştü.

Olaylar sırasında yuvasına çekilen devlet güçleri dindar halkın katledilmesini seyrederek, bu vahşete ortak oldu. Dehşete düşüren olaylar karşısında sinen halk da evine çekildi.

8 Ekim günü gece yarısında Abdullah Öcalan, HDP’nin İmralı heyetine bir mesaj gönderdi. 9 Ekim’de Diyarbakır’da bir basın toplantısı düzenleyen Demirtaş, suçluluk psikoloji sonucu kameralar karşısında boncuk boncuk terledi.

Olaylar öncesinde 21 Eylül 2014’te DBP D.Bakır İl Başkanı Zübeyde Zümrüt, Diyarbakır'da bir konuşma yaparak, Diyarbakır’da IŞİD'e destek veren 400 derneğin kurulduğunu söylemişti. Bu da gösteriyor ki bu saldırıların alt yapısı çoktan planlanmıştı.

2014 yılı Ramazan ayında Filistinliler katledilirken D.Bakır’da iftar çadırı kurmak isteyen ABD Adana Başkonsolosu John L. Espinoza Peygamber Sevdalılarının çabasıyla bunu yapamayınca yeni planı devreye soktu. ABD'nin Adana Başkonsolosu ne zaman bölgeyi ziyaret etse olaylar artıyordu. Başkonsolos 6-7 Ekim olaylarından önce de Doğu ve Güneydoğu'ya gelmişti. İşin ilginci Selahattin Demirtaş'ın da 6-7 Ekim olaylarından önce ABD ziyareti olmuştu. Olaylarda ne hikmetse bu ziyaretlerin ardından gerçekleşti.

Olaylar planlı, programlı bir kanlı senaryonun projenin hayata geçirilmesi idi. Amaç bölgeden dindar kitleyi öldürmek veya en azından korkutarak bölge dışına kaçmasını sağlamaktı. Amaç açıkça: "İslamsız bir Kürdistan" idi. Fakat yaptıkları hesap 90'lı yıllarda olduğu gibi bir avuç imanlı Müslümanın direnişi ve İslam’a, İslami kurumlara ölüm pahasına sahip çıkması ile bu kanlı proje akim kaldı. (Devam edecek…)

 

 

Ryan Reynold

0 yorum

FİKRİNİZİ BELİRTİN

Zorunlu alanları doldurunuz *