383

 

 

İnsanlık tarihinde Peygamberler puta tapan insanlarla mücadele ederek onları Tevhid dini İslam’a davet etmiştir. En son Peygamberimiz döneminde putperestlik had safhada iken Tevhid inancı galip gelerek putperestlik yıkıldı.

Tabi putperestlik deyince aklımıza hemen Lat, Menat, Uzza gibi Mekke putları yani heykeller geliyor. Günümüzde her ne kadar bunların çağdaş versiyonları varsa da; biz heykellerden çok, putperestlik zihniyetinden bahsedeceğiz. Maalesef insanoğlu putperestlik sevdasından vazgeçmiyor. Birini terk ederken; Tevhide sarılmak yerine zihinsel olarak başka putlar bularak, batılda kalmakta ısrarını sürdürüyor. İşin ilginci bu tipler Mekke müşrikleri gibi kendilerini herkesten daha fazla hak yolda olduklarını söyler dururlar. Lakin içine battıkları “putçuluk” bataklığını fark etmezler.

Mekke müşriklerinin tek olan ALLAH’a ve tevhide davet edildiklerinde cevapları ne olurdu? “Biz babalarımızı ve atalarımızın dinini terk etmeyiz” derlerdi. (El Bakara: 170, Maide: 104, Lokman: 21 ayetleri gibi) Peki, şimdiki insanları tuttukları yanlış yol onlara söylendiğinde farklı bir cevap veriyorlar mı? Asla ve kat’a!

Zihinsel putçuluk birçok noktada kendini gösteriyor. Heva ve heveslerini “put” edinenlerden tutun, mal-makam sevgisi, tutulan partilerden, bağlı olunan liderlere kadar devam ediyor. Oysa Müslümanların ölçüsü İslam’dır. İslam körü körüne bağlılık ve itaati yasaklamadı mı? Peygamberimiz “Yaratana isyan konusunda yaratığa itaat yoktur” buyurarak bize yol göstermedi mi? Ahzab 67-68 ve El-Bakara 170. Ayetleri gibi ayetlerde itaatin ölçüsünü de, isyana itaatin cezası da bildirilmiştir. ALLAH’u Teâla (CC) Müslümanlara Kur’an’da güzel bir ölçü indirmiştir: “Onlar (mü’minler) ki, sözü dinlerler ve onun en güzeline (doğrusuna) uyarlar.” -Zümer: 18-

Öyleyse biz Müslümanlar ve aklıselim düşünen herkes kafasındaki ve kalbindeki “put”ları söküp atmalıdır. Bu manada insanı ALLAH yolundan, İslam yolundan alıkoyan, engelleyen her şey ve herkes “put” hükmündedir. İster bu kavimden kaynaklı milliyetçilik söylemleri olsun, ister bu İslam’ın önüne konulan “mezhepçilik”  ve “particilik” olsun. Hepsi de “put” ve “putperestlik” hükmündedir. Mekke’deki putların ne kendine nede başkasına bir fayda veya zararı yoktu. Ancak onların adı kullanılarak zamanın yöneticileri zulüm düzenlerini ve sultalarını devam ettiriyorlardı. Şimdide dünyayı yöneten güçler sinsi planlarla ideolojileri, partileri, örgütleri, mezhepçilik ve cemaatçiliği kullanarak bizi Hak yoldan ve Hak ölçüden uzaklaştırarak, düzen ve hegemonyalarını devam ettiriyorlar. Artık uyanmamız lazım değil mi? Uyanmak için kıyametin gelmesini mi bekleyeceğiz?

Kur’an’daki Peygamber kıssalarına baktığımızda insanların peygamberlerin tebliğ ve uyarıları ve mucizelerine rağmen nasıl olurda puta taptıklarına bir anlam veremeyiz. Şüphesiz Kur’an’da hilaf yoktur ve mutlak yaşanmıştır. Fakat “insanlar nasıl böyle akıllarını yitirmişler” diye düşünmekten kendimizi alamayız. Lakin günümüze baktığımızda aslında durumun pek farklı olmadığını görürüz. İnsanlığın İlim ve medeniyette bu kadar ilerlediği, teknolojik gelişmelerin hızla yükseldiği, bilgi ve iletişim çağında insanların haline baktığımızda geçmişteki insanların elleriyle yaptıkları puta tapmaları artık normal geliyor.

O zamanki insanlar elleriyle yaptıkları putlara taparken, şimdiki insanlar elleriyle yetki verip büyüttükleri kendilerinden farksız ve yeri geldiğinde kendilerine bile faydası olmayan insanları (Haşa) ilahlaştırıp söylediklerini ALLAH’ın emrinden üstün tutuyorlar. ALLAH’ın haram kıldığına helal diyorlar; insanlarımız uyuyor. ALLAH’ın helal kıldığına haram diyorlar insanlarımız uyuyor. Ölçü ve rotasını şaşıran insanlarımızı Hak yola yöneltmek, Mekke müşriklerinden daha zor. Çünkü yaptıklarını düşünmeden hak olarak görüyorlar.

Seçim sürecinde olduğumuzdan aynı minvalde seçimdeki tavrımıza bakalım! İnsanlarımız helali, haramı bırakmış açıkça küfre çağıran kişi ve partileri farklı saiklerle seçmekte bir beis görmüyorlar. ALLAH’a isyan edenlere; dost nazarıyla bakmamız bile haramken; onları başımızda yönetici yaparak, kanun yapma yetkisi veriyoruz. Bakıyoruz bazı insanlar; “partimiz (affedersiniz) bir eşek bile aday gösterse ona oy veririz” diyor. Kimisi de insanların zihinlerinin çağdaş putlarla uyuştuğunu bilircesine, “Çeketimi koysam kazanır” diyebiliyorlar. Oysa bizler bu “put zihniyetini” terk ederek, ALLAH’ın emri ve O’na vereceğimiz hesaba göre hareket etmeliyiz. Yanlışlığı emredenler, kendileri günah kazandığı gibi, ona uyanlar da günah kazanmaktadır. “Hiçbir günahkâr başkasının gü­nahını yüklenemez.” -Necm: 38- “Ve siz mutlaka (dünyada) yaptığınız şeylerden sorumlu tutulacaksınız.”-Nahl: 93- Buna göre, ALLAH’ın emrine muhalif olan her yol kesinlikle terk edilmelidir.

Beynimizi, aklımızı ve kalbimizi her türlü “putperestlik” kokan düşünce ve ameliyeden korumak dileğiyle…

 

Ryan Reynold

0 yorum

FİKRİNİZİ BELİRTİN

Zorunlu alanları doldurunuz *