382

 

 

24 Haziran’da yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı ve 27. Dönem Milletvekilliği seçimleri süreci hızla ilerliyor. Ramazan ayının ve mevsim koşullarının etkisiyle önceki seçimlerde olan atmosfer ve seçim havası oluşmasa da adayların çalışmaları ve mitingler başladı.

7 Haziran 2015 Milletvekili seçimlerde “çözüm süreci” baskısı sonucu oluşturulan hava ile HDP’nin şişirilmesi ve tüm koşulların lehine evrilmesi ile yapılan planlar tıkır tıkır işledi. Ne var ki o dönemde bu şansı iyi kullanamayan HDP 1 Kasım 2015 erken genel seçiminde “devlet aklı” ve AK Parti yönetiminin manevrasıyla barajı geçmesi sağlandı.

7 Haziran seçimlerinde sözde çözüm süreci ile HDP’ye alan açılması, devlet güçlerinin HDP’ye yardımı ve göz yumması, 17-25 Aralık operasyonları sonrası Hükümet ile savaşan FETÖ yapılanmasının HDP’ye açık desteği ve AK Parti içindeki kripto FETÖ ve PKK sevicilerin “Truva” görevi yapması ve CHP ile sol örgütlerden, LGBT bileşenlerine kadar geniş bir kesim HDP’ye çalıştı. O dönemde sözde “Kürdi” ve “Muhafazakâr” bazı oluşumlarda HDP’ye destek verdi. Yerel yönetimleri ellerinde tutmanın ve çözüm sürecindeki kazanımların etkisiyle halka korku salan sözde “ikna komisyonları” ile muhaliflere göz açtırmadı. O dönemde AK Parti hükümetinin gaflet ve zafiyeti ile devlet kadrolarını ellerinde tutan FETÖ’nün sağladığı kurumsal destek sonucu halk üzerinde ciddi baskı oluşturuldu. Gerek FETÖ medyası, gerekse Doğan ve sol medyanın cilalaması sonucu HDP, halka adeta “devlet burayı bize terk etti, bizimle olan kurtulur” şeklinde tehdit ve uyarılarda bulundular.

Ak Parti içinse o dönemde her şey aleyhte görünüyordu. 17-25 Aralık kumpası ve FETÖ ile mücadelede henüz verim alınmamış, Cumhurbaşkanı Erdoğan kendi parti kurmaylarını bile bu konuda ikna etmekte zorlanıyordu. Gemi batınca ilkin fareler terk eder misali AK Parti’nin devrinin bittiği propagandası FETÖ ve onunla hareket eden dönemin güçlerince propagandası yapılıyordu. Bu propagandaya ve devletin bölgeyi PKK’ye terk edeceğine inandırılan kişi ve kitleler Ak Parti’den istifa ederek, özellikle bölgede HDP’ye geçmeleri sağlanıyordu. Bu arada eski derin devletin kurtları da anlaşılmaz bir şekilde HDP’ye geçiyorlardı. Tüm şartlar HDP lehine ve AK Parti aleyhine çalışıyordu. Bu arada FETÖ’nün uçaklarla seçmen taşımasını ve askeri birlik lojmanlarından HDP’ye çıkan yüksek oyları da unutmayalım.

HÜDA PAR’a gelecek olursak 7 Haziran seçimlerine 9 ilde bağımsız aday göstermeyi tercih etti. Son güne kadar Batman ve Diyarbakır adaylarının seçilme beklentisi yüksek ihtimal iken seçimden iki gün önce Diyarbakır’da HDP mitinginde patlatılan bomba ile HDP’nin barajı aşması ve HÜDA PAR’ın oylarının azaltılması ve korku atmosferi oluşturuldu.

24 Haziran’a gelirsek:

Bugün 7 Haziran’da olan şartlar artık yok. Köprünün altından çok sular aktı. Artık HDP’nin “çukur siyaseti” ile kaybettiği halk desteği ve sırtlarını sıvazlayan FETÖ yok. Çözüm süreci ile ele geçirdikleri devlet desteği; çatışma süreci ve 15 Temmuz darbe girişimi sonrası yok oldu. Artık HDP’nin o dönemde yaptığı megaloman ve kibirli siyaset anlayışı da yok. Onu destekleyen ve halka gözdağı veren örgütleri ve belediyeleri de yok. En önemlisi Türk solu ve LGBT dışında destek buldukları kesimde yok. Halk, artık çözüm süreci sonrası sözde “özerklik ilanları” ve “çukur siyaseti” ile ne olduklarını anladı. Kürtlerle birlikte hareket etmeyen ve Milletvekili Altan Tan’ın dediği gibi: kendisini “Türk solu ve Alevi milliyetçiliğine “ teslim eden HDP’nin bu halka zarardan başka verecek bir şeyi yoktur.

HDP’nin listelerine baktığımızda Batman’da 3 milletvekilinden 2’si liste dışı kaldı. Biri de anca 3. üncü sıraya yerleşebildi. Kendi milletvekilini başarılı görmeyip listeye bile almayan bir parti halka nasıl başarılı olduklarını anlatacak. Aynı şey AK Parti içinde geçerlidir. (Devam edecek)

 

Ryan Reynold

0 yorum

FİKRİNİZİ BELİRTİN

Zorunlu alanları doldurunuz *