382

 

 

100 yıl önce başlayan ihanet planında 100 yıl sonra ikinci aşamaya geçildi. İngiliz ordusunun 9 Aralık 1917'de Osmanlı Devleti'nden aldığı Kudüs’te, işgalin 100. yılında ABD'nin kirli planları devreye girdi ve 6 Aralık 2017 günü büyük şeytan ABD’nin israil kölesi başkanı Donald Trump’ın Kudüs ile ilgili şer planını açıkladı.

O dönemde bu gelişme sonrası Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın çağrısı ile 13 Aralık Çarşamba günü İstanbul'da Kudüs gündemiyle olağanüstü toplanan İslam İşbirliği Teşkilatı’nca (İİT), Doğu Kudüs’ün Filistin’in başkenti olduğu kararı alındı. Hem üye ülkeler hem de tüm ülkelere Filistin devletini ve başkentini tanıma çağrısı yapıldı. Gerek bu karar gerekse BM’de Türkiye’nin yoğun çabasıyla alınan tarihi karara rağmen ABD dünyaya meydan okurcasına; 14 Mayıs 2018 günü Tel Aviv’deki büyükelçiliğini Kudüs’e taşıma kararını uyguladı. Haftalardır Gazze’den “Büyük Dönüş Yürüyüşü” ve 3.üncü intifayı başlatan Filistinliler ABD'nin büyükelçiliğini işgal altındaki Filistin'in başkenti Kudüs'e taşımasını protesto etmek için Gazze Şeridi sınırına yürümeleri ve israil katillerinin ateş etmesi ile şu ana kadar 66 sivil kardeşimiz şehid düştü ve binlerce kişi de yaralandı.

Bu vahşiyane katliam ve soykırım nedeniyle başta Türkiye olmak üzere dünya ayağa kalktı. Ne var ki israil ve kölesi ABD sadece güçten anlıyor. İİT dönem başkanı olan Türkiye’nin girişimleri ile 18 Mayıs 2018 Cuma günü İstanbul'da olağanüstü İslam Zirvesi yapılarak önemli kararlar alındı. İİT İslam Zirvesi Konferansı Olağanüstü Toplantısı'nın 30 maddeden oluşan sonuç bildirgesinde, Filistin'e uluslararası barış gücü gönderme yolu da dahil olmak üzere, Filistin halkına uluslararası koruma sağlanması çağrısında bulunuldu. Önemli ve cesur kararlar alınmasına rağmen alınan bazı kararlarda beklentilerin altında kaldı.

İslam ülkelerinden BM’den “Barış gücü” talebi değil, israil’e karşı İslam devletlerinin birlik olmaları, israil ile her türlü münasebetin kesilmesi ve israil ile iş yapan her devlet ve kuruma ambargo uygulanacağının açıkça belirtilmesi ve bunun hassasiyetle uygulanmasını istiyor ve bekliyoruz. Bu birliğin sağlanması sonrası atılacak adım; israil ve ABD ile tüm İslam düşmanlarının anlayacağı dilden cevap verilebilmesi için “Filistin devleti ordusu” kurularak her türlü destek verilmesi olmalıdır. Bunun dışında alınacak kararlar kağıt üzerinde kalmaktan ve konuşmalarda havada kalmaktan öteye geçmeyecektir.

Halklar, siyasi partiler, cemaatler, STK’lar, basın ve fertler olarak üzerimize düşeni yapmalıyız. En başta Kudüs davasını sürekli gündemde tutarak, Filistinli kardeşlerimizin yalnız olmadıklarını tüm dünyaya göstermeliyiz. Mitingler, basın açıklamaları vs. ile hükümetler üzerinde baskı kurarak İsrail yok oluncaya kadar mücadelemizi devam ettirmeliyiz.

Batı emperyalizmi ve dünya siyonizminin israil’i korumak amacıyla İslam ülkelerini tek tek zayıf düşürmek ve kaosa sürüklemek için yaptıkları düşmanca oyun ve saldırıları görelim. İçimizdeki ihtilafları bırakarak “Furkan Savaşı”na odaklanmalıyız. Aksi halde israil, ABD, emperyalist ve siyonist vampirler, Müslümanların ihtilaf ve birlik olmamalarının kullanarak, daha çok İslam beldesi talan ve Müslüman kanı dökmeye devam edecekler.

Selam ve dua ile… (Yazı devam edecek)

 

 

 

100 yıl önce başlayan ihanet planında 100 yıl sonra ikinci aşamaya geçildi. İngiliz ordusunun 9 Aralık 1917'de Osmanlı Devleti'nden aldığı Kudüs’te, işgalin 100. yılında ABD'nin kirli planları devreye girdi ve 6 Aralık 2017 günü büyük şeytan ABD’nin israil kölesi başkanı Donald Trump’ın Kudüs ile ilgili şer planını açıkladı.

O dönemde bu gelişme sonrası Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın çağrısı ile 13 Aralık Çarşamba günü İstanbul'da Kudüs gündemiyle olağanüstü toplanan İslam İşbirliği Teşkilatı’nca (İİT), Doğu Kudüs’ün Filistin’in başkenti olduğu kararı alındı. Hem üye ülkeler hem de tüm ülkelere Filistin devletini ve başkentini tanıma çağrısı yapıldı. Gerek bu karar gerekse BM’de Türkiye’nin yoğun çabasıyla alınan tarihi karara rağmen ABD dünyaya meydan okurcasına; 14 Mayıs 2018 günü Tel Aviv’deki büyükelçiliğini Kudüs’e taşıma kararını uyguladı. Haftalardır Gazze’den “Büyük Dönüş Yürüyüşü” ve 3.üncü intifayı başlatan Filistinliler ABD'nin büyükelçiliğini işgal altındaki Filistin'in başkenti Kudüs'e taşımasını protesto etmek için Gazze Şeridi sınırına yürümeleri ve israil katillerinin ateş etmesi ile şu ana kadar 66 sivil kardeşimiz şehid düştü ve binlerce kişi de yaralandı.

Bu vahşiyane katliam ve soykırım nedeniyle başta Türkiye olmak üzere dünya ayağa kalktı. Ne var ki israil ve kölesi ABD sadece güçten anlıyor. İİT dönem başkanı olan Türkiye’nin girişimleri ile 18 Mayıs 2018 Cuma günü İstanbul'da olağanüstü İslam Zirvesi yapılarak önemli kararlar alındı. İİT İslam Zirvesi Konferansı Olağanüstü Toplantısı'nın 30 maddeden oluşan sonuç bildirgesinde, Filistin'e uluslararası barış gücü gönderme yolu da dahil olmak üzere, Filistin halkına uluslararası koruma sağlanması çağrısında bulunuldu. Önemli ve cesur kararlar alınmasına rağmen alınan bazı kararlarda beklentilerin altında kaldı.

İslam ülkelerinden BM’den “Barış gücü” talebi değil, israil’e karşı İslam devletlerinin birlik olmaları, israil ile her türlü münasebetin kesilmesi ve israil ile iş yapan her devlet ve kuruma ambargo uygulanacağının açıkça belirtilmesi ve bunun hassasiyetle uygulanmasını istiyor ve bekliyoruz. Bu birliğin sağlanması sonrası atılacak adım; israil ve ABD ile tüm İslam düşmanlarının anlayacağı dilden cevap verilebilmesi için “Filistin devleti ordusu” kurularak her türlü destek verilmesi olmalıdır. Bunun dışında alınacak kararlar kağıt üzerinde kalmaktan ve konuşmalarda havada kalmaktan öteye geçmeyecektir.

Halklar, siyasi partiler, cemaatler, STK’lar, basın ve fertler olarak üzerimize düşeni yapmalıyız. En başta Kudüs davasını sürekli gündemde tutarak, Filistinli kardeşlerimizin yalnız olmadıklarını tüm dünyaya göstermeliyiz. Mitingler, basın açıklamaları vs. ile hükümetler üzerinde baskı kurarak İsrail yok oluncaya kadar mücadelemizi devam ettirmeliyiz.

Batı emperyalizmi ve dünya siyonizminin israil’i korumak amacıyla İslam ülkelerini tek tek zayıf düşürmek ve kaosa sürüklemek için yaptıkları düşmanca oyun ve saldırıları görelim. İçimizdeki ihtilafları bırakarak “Furkan Savaşı”na odaklanmalıyız. Aksi halde israil, ABD, emperyalist ve siyonist vampirler, Müslümanların ihtilaf ve birlik olmamalarının kullanarak, daha çok İslam beldesi talan ve Müslüman kanı dökmeye devam edecekler.

Selam ve dua ile… (Yazı devam edecek)

 

Ryan Reynold

0 yorum

FİKRİNİZİ BELİRTİN

Zorunlu alanları doldurunuz *