382

 

Müslümanlar her konuda olduğu gibi dini, içtimai ve siyasi konularda da şuurlu ve bilinçli olmalıdırlar. Maalesef Müslümanlar birçok hayati alanı ihmal ettikleri için, yapılan oyun ve planları görmediklerinden hep mazlum, ezik ve perişan oluyorlar.

Daha önce yazdığım "Din ayrı siyaset ayrı safsatası" adlı yazımda da belirttiğim gibi;  Üç yüzyıldır ortaya çıkan laiklik fikri ile İslam düşmanları insanlığı dinden; İslam Ümmeti'ni de İslami yaşamdan uzaklaştırmak için şeytani plan ve söylemler geliştirdiler. Emperyalistler bir taraftan bizleri parçalayıp birbirine düşman ederken bir taraftanda aramıza fikri fitneler koyarak, Aziz dinimiz İslam ve İslami düşünceye derin darbeler vurdular ve vuruyorlar. Bizi tankla-tüfekle İslam'dan uzaklaştıramayanlar 'Laiklik' ve 'siyaset' söylem ve oyunlarıyla istedikleri yöne çektiler.

Bizleri İslam'dan uzaklaştıramadan bize hükmedemeyecekleri bilen emperyalistler; "Dini siyasete alet etmemeli", "Din ayrı siyaset ayrı", "Dini siyasete karıştırmamalı." gibi söylemlerle dini toplumdan ve hayattan kopardılar.  Oysa din, dünya ve ahreti kapsayacak şekilde hayatın bütün alanlarını düzenler. Din hayata karışmasın demek, (Haşa), ALLAH(CC) bize karışmasın demektir. Dini emirlere ve prensiplere karşı olmak, ALLAH'A karşı çıkmak demektir. Ancak İslam düşmanları bunu öyle ustalıkla yapıyorlar ki, kimse bunu fark etmiyor bile.

Evet, bizi siyasetten uzaklaştırdılar ve siyaset kötü bir şeymiş gibi bize lanse ettiler. Böylece bizlerde saf saf siyasetten, dolayısıyla yönetimden uzak durduk. Böyle olunca da, onlar istedikleri kanunları getirip bizi İslam dışı rejim ve sistemlerle yönettiler. Bu oyunları gören alim ve rehberlerimizin algı operasyonları ile itibarlarını zedeleyerek etkisiz hale getirdiler veya katlettiler.

Değerli dostlar!

Şöyle bir düşünelim ve İslam coğrafyasına bakalım! Zamanında işgal edilen ülkeler veya sömürge iken bağımsızlık mücadelesi verilen ülkelere bakalım. Osmanlı, Mısır, Suriye, Hindistan, Pakistan, Libya vs. hangisine bakarsak bakalım bu ülke halklarının mücadelelerinin ön saflarında alimlerimiz, münevverlerimiz kısaca başrolde İslam vardır. Ancak zafer elde edildikten sonra maalesef Müslümanlarının 'siyasi şuur' eksikliği, oynanan oyunları görmemeleri, siyaseten saflık göstermeleri sonucu, cephede kazandıkları zaferleri masa başlarında kaybettiler. İngilizler, Fransız, İtalyan ve diğer emperyalistler çekildiler ancak yerlerine yerli işbirlikçilerini bıraktılar ve bunlar onların yapamadığı icraat ve zulümleri fazlasıyla yaptı.

Bakınız Şehid Seyyid Kutub, Mısır'ı örnek vererek bunu ne güzel anlatıyor:

"Beyaz İngilizler, askeri güçleri ile birlikte Mısır'ı terk etmek zorunda bırakıldıkları gün, yerlerini boş bırakmadılar. Yerlerini her hususta onlara vekâlet edecek Esmer Yerli İngilizlere bıraktılar. Bu Yerli Esmer İngilizler, ihlâs ve samimiyetle Beyaz İngilizlerin şarkısını söylüyor, çalgısını çalıyor, gösterdikleri hedefleri gerçekleştiriyor ve bu konuda onların yokluğunu asla hissettirmiyorlar..."

Bu sıkıntıyı tüm Ümmet olarak halen çekiyoruz. Halkını düşünmeyen İngiliz ve diğer emperyalistlerin kuklaları sahte kahramanlar türetilerek halka önder olarak sunuldu ve halen sunulmaya devam ediliyor. Eğer bizler hayatın diğer alanlarında olduğu gibi siyaset ve yönetim alanında da şuurlu ve bilinçli olmaz isek, kimin dost, kimin düşman olduğunu bilemeyiz. Bize dost gibi yaklaşıp sureti haktan görünen kişi, kurum ve devletleri de, onların sinsi oyunlarını da göremeyiz. Olumlu ve faydalı yaptığını düşündüğümüz bir çok faaliyetin aslında kimlerin değirmenine su taşıdığını göremeyiz.

Şu anda Ümmetin içinde bulunduğu hal böyle değil mi? Müslümanlar batılıların oyunları ve silahlarıyla birbirlerini öldürüyor. Müslümanları birbirine kırdırarak bertaraf ederken, kendi asker ve halklarını da tehlikeye atmadan planlarını uygulamış oluyorlar. Bir çok devlet ve örgütte batının oyuncağı olduğunu görmeden; kimisi 'cihad', kimisi 'milliyetçilik' yaptığını zannediyor.

 

İşte bizler İslam'dan uzaklaştığımız, Allah ve Resulu'nun bizlere göstermiş olduğu yolu terk ettiğimizde Allah'ın mümin kullarına verdiği feraset ve basiretten de uzak kaldığımızdan oyunları görmüyoruz. Unutmayalım ki, bir alimin deyimiyle siyasi şuurdan yoksun Müslüman ruhsuz ceset gibidir. Cihad, mücadele ve şuurdan yoksun Müslümanın ne kendine nede cihana bir faydası olmayacaktır. Wesselam...

Ryan Reynold

0 yorum

FİKRİNİZİ BELİRTİN

Zorunlu alanları doldurunuz *