“Araba devrilince yol gösteren çok olur”
derler ya. Madem öyle ve 14 Mayıs ve 28 Mayıs seçimlerinde Kılıçdaroğlu’nun
arabası devrildi yol gösterelim gayrı.
Neydi o, 6’lı masa diye tanımladığın
derme çatma üzerinde yemek yemenizden başka bir işe yaramayan masan?
Neydi o, kilo üzerinden hesaplarsak,
tanesi 80 kilodan 7 kişinin, 5 ton 600 gr tuttuğu ahtapot kolları gibi
Cumhurbaşkanı yardımcıları?
Neydi o, toplumun % 98’inin sevmediği
kolunun altına girip mutabakat imzaladığın o ümit diye sarıldığın Ümit ?
Neydi o, adam meydanlarda İHA’lar,
SİHA’lar, Deniz altılar, TCG Anadolu, Togg, duble yollar, dev şehir hastaneleri
ile havasını atarken mutfakta elinde tutuğun, iki hafta sonra da fiyatı 4
liraya düşen o soğan?
Neydi o, “Kadınlar için son çıkış,
kadınların katılacağı son seçim” diye tutturduğunuz o saçma sapan propaganda
malzemesi ki 21 yıldır iktidardaydılar ve kadınlar tırnak içinde “Özgürlüğün
dibini” yaşıyordu?
Neydi o, katılımın yüksekliği oranında
tanjantının ve kotanjantının düşeceğini bilmene rağmen milleti ha bire sandığa
davet etmeler?
Neydi o, sandığa gelip bana oy
vermeyecekseniz günaha girmeyin oy kullanmayın saçmalığı, seçmen korkusu ve
dindarlık kokusu?
Neydi o, HÜDA PAR’a karşı başlattığınız o
kirli karalama kampanyası? Nerede kalmıştı o demokratlığınız ve dilinizden
düşmeyen o adalet söylemi?
Neydi o, başına bela olan “Londra’dan 300
milyar dolar getireceğim” şeklindeki para ithal etme çıkışı ve bir türlü cevap
veremediğin ortada duran neyin karşılığında sorusu?
Neydi o, hiçbir sıfatın olmadan
milletvekili bile değilken vatandaş Kemal olarak; “Sevgili Rus dostlarımız, dün
bu ülkede ortaya saçılan montajlar, kumpaslar, Deep Fake içerikler, kasetlerin
arkasında siz varsınız. Eğer 15 Mayıs sonrası dostluğumuzun devamını
istiyorsanız, elinizi Türk’ün devletinden çekin. Biz hâlâ
işbirliğinden ve dostluktan yanayız” şeklinde attığın garip twit?
Neydi o, Gebzelilere ve İnegöllülere
attığın klasik vaat bayat numara olan “Cumhurbaşkanı seçildiğimde gerekli
işlemleri tamamlayıp en geç altı ay içinde Gebze'yi ve İnegöl’ü il yapacağım”
şeklindeki SMS?
Neydi o, hesap uzmanı olduğunuz halde
169-40= 129 şeklindeki Bağdat’tan dönen ucube hesap?
Neydi o, futbol kulüplerinin köküne
kibrit suyu dökecek popülist “TRT’de maçlar şifresiz olacak” şeklindeki seçim
vaadin?
Neydi o, millet sizin geçmişte yaptığınız
bedava traktör vaadinizle eğlenirken ortaya attığınız bedava ev söylemi?
Neydi o, Kandil’de senin için yakılan ve
önünü hiç aydınlatmayan aksine seni karanlığa sürükleyen o kandillere bir kez
olsun üfürmeyişin?
Neydi o, Sırrı
Sakık’ın “Kılıçdaroğlu da açık ve net olarak önümüzdeki dönem ne
yapacağını kamuoyuyla paylaşmalıdır. Kapalı kapılar ardında söylenenlerin,
kamuoyuna da bunların deklare edilmesi gerekir” söylemi altındaki ezikliğin?
Neydi o, çekiç darbesi hükmündeki Sırrı
Süreyya Önder’in sizin için söylediği “Bazı şeyler taahhüt etti. Bunları yerine
getirmek zorunda” sözleri karşısında kafanızı eğip örs pozisyonunu alman?
Neydi o, Van, Ağrı, Mardin, Hakkâri,
Şırnak, Batman, Muş ve Diyarbakır’da aldığın HDP/YPS oylarına karşılık Allah
rızası için bir teşekkür etmeyi çok görmen?
Neydi o, Erdoğan ile çıktığın ringde 13
kemiğin kırılmış iken seçim gecesi ortaya çıkıp maçın galibi senmişsin gibi
yıkılmadım ayaktayım, türü zafer açıklaması? Açıklamanızın ardından neydi o
sizi alkışlamalar ve alkışla karşılık vermeniz ve mağlup olduğunuzu unutman?
Neydi o, “Ben Kemal geliyorum” afişiyle
her yerde karşımıza çıkmanız ama gitme vaktiniz geldiğinde millet sizi
kovduğunda, istenmediğiniz halde “Ben Kemal gidiyorum” demesini bilmemen?
Neydi o paradan altı sıfırı silen
Erdoğan’a siyasetten de altılı masa etrafında biriken siz altı siyasetçiyi de
silme imkânını veren?
Nedir bu, sen var oldukça şu Recep Tayyip
Erdoğan’ın ne bileğinin ne de belinin bükülemeyeceği şuuruna varamaman?