Filistin soykırımında bedel ödeyen/ödemeye devam eden, dünyanın desteklediği HAMAS’tır. Son dönemde ise el-Fetih, öne çıkarılmaya çalışılıyor. Liderleri işgalci İsrail ile anlaşmalı ve kölesi olan bir yapı, lideri ve liderleri şehid edilen bir yapıya alternatif olma konusunda utanmalıdır. Kölelik, farz değil; ama arz ediliyor. Doksan yaşının üzerinde olan Abbas’ın Filistin için hayatının son günlerinde yapacağı tek iyi şey; HAMAS’ın hakkını vermesi ve geri çekilme onurunu göstermesidir.
Direnişte evleri başlarına yıkılan, masum çocukları ve savunmasız kadınları öldürülen, halkı Guantanamo tipi çöldeki cezaevlerinde işkenceye tabi tutulan Filistin’in sahibi ne Abbas’tır ne de el-Fetih’tir. Bu işin bedelini soykırıma uğrasa da izzetli bir direnişle karşılayan HAMAS’tır. Şayet bu gerçek kabul edilmiyorsa HAMAS’ı anlaşma ve muhatap almada neden bu kadar uğraşılıyor? Abbas’ı ve yardakçılarını masaya oturtsalar ya! Böyle bir tiyatroya karşı direnişin durmayacağı gerçeğini işgalci israil de ABD de biliyor. Yoksa meseleyi sadece esirlere indirgemek eksik bir tespit olarak kalacaktır.
Tüm bunları düşünerek Abbas’ın ister dünyanın tüm meclislerinde konuşması ister Gazze’ye yerleşmesi hiçbir anlam ifade etmiyor protokolü icra etme dışında. Bu sebeple okkalı bir tokat atıp ABD ve avanelerine Netenyahu’yu meclislerinde konuşturmaya fiili bir cevap verme cesaretinde bulunmak isteniyorsa, HAMAS’lı bir yetkili davet edilseydi daha mantıklı olurdu.
ABD’nin bu günlerde “arabulucu” sıfatıyla tekrar HAMAS VE işgalci arasında masa kurması da başka bir aymazlık ve utanmazlık… Her halükarda işgalciye sınırsız silah ve parasal desteğini, siyasal destekle pekiştirip açıkça işgalciyi savunacağını beyan ettikten sonra “arabulucu” olduğunu söylemek, kendisiyle çelişmektir. Kavga eden iki kişiden birinin tarafını tut, destekle ve sonra da aranızı bulayım de… Kargalar da güler buna. Bu anlamsız ve gülünç girişim yetmiyormuş gibi kavga eden suçluya(işgalci israile) söz geçiremediğin aşikâr iken, karşı tarafı (HAMAS’ı) savunmaya çalışanların (İran’ın), saldırmaması için seyircileri (diğer ülkeleri) yardıma çağırmak gibi bir adaletsizlik sergilemek ancak ABD patentli olabilir. Doğrusu ona da yakışıyor.
Peki, insana sormazlar mı, İran’ı vazgeçmeye çalışmaktan çok işgalciyi durdursana! Silah, maddi ve siyasi destek vermesene! Yaptırım uygulayıp bu yaramaz çocuğunun kulağını büksene! Şımarttığın bu zalimi engellesene! Neden onu bu hale getirecek her imkânı sunuyorsun?
ABD şunu bilmelidir ki dünya eskisi gibi değil. İlk fırsatta boyun eğmiş gibi görünen her ülke, bu adaletsizlik karşısında dik bir duruş sergileme çabasında olacaktır. Bunun adı ya isyan ya da adil bir dünya olacaktır. Şu bir gerçektir ki bu dünyanın içinde işgalci İsrail ve ABD olmayacaktır. O sebeple zulüm ve soykırım ne kadar koyu olursa olsun, zalimler sonlarını hazırlıyor demektir.