Hz. Meryem, üç semavî dinin yani İslam, Hristiyanlık ve Yahudiliğin kabul ettiği en önemli kadınlardan biridir. İslam inancına göre o, Hz. İsa’nın annesidir ve iffet, iman, sabır ve teslimiyetin sembolü olarak görülür. Kur’an-ı Kerim’de ismi geçen tek kadın olan Meryem, aynı zamanda bir sûreye adını vermiştir. Bu yönüyle o, hem inanan kadınlara örnek gösterilmiş hem de Allah tarafından seçilmiş ve yüceltilmiştir.
Kur’an’a göre Meryem, İmran ailesine mensuptur. Bu aile, Allah tarafından üstün kılınmış ve seçilmiş bir soydur. Meryem’in babasının adı İmran, annesinin adı ise Hanne’dir. Hanne uzun yıllar çocuk sahibi olamamış, sonunda Allah’a dua ederek doğacak çocuğunu O’na adamaya söz vermiştir. “Rabbim! Karnımdakini sana adadım, benden kabul buyur.” şeklindeki duası Kur’an’da yer alır. Hanne bir kız çocuğu doğurduğunda şaşırmış, çünkü erkek beklemekteydi. Ancak Allah onun adağını kabul etmiş ve Meryem’i koruması altına almıştır.
Meryem, küçük yaşta Kudüs’teki Beytülmakdis tapınağına bırakılmıştır. Onun bakımını peygamber Zekeriya üstlenmiştir. Kur’an, Zekeriya’nın her ziyaretinde Meryem’in yanında rızık bulduğunu ve Meryem’in bu rızkı “Allah katındandır” diyerek açıkladığını anlatır. Bu olay, onun Allah’ın özel himayesinde olduğunu gösterir.
Gençlik çağına geldiğinde Meryem’e Allah tarafından Cebrail gönderilmiştir. Cebrail ona, Allah’ın onu seçtiğini, tertemiz kıldığını ve âlemlerin kadınlarına üstün eylediğini söylemiştir. Melek, Meryem’e bir oğul müjdesi vermiştir. Meryem buna şaşırarak “Bana bir erkek dokunmadı, ben iffetsiz bir kadın da değilim” demiş, fakat melek bu doğumun Allah’ın kudretiyle gerçekleşeceğini açıklamıştır. Böylece Meryem, Allah’ın “ol” emriyle mucizevi bir şekilde Hz. İsa’ya hamile kalmıştır.
Doğum zamanı geldiğinde Meryem, toplumdan uzaklaşıp bir hurma ağacının altına sığınmıştır. Sancılar içinde Allah’a yakarmış, hatta “Keşke bundan önce ölseydim” demiştir. Ancak Allah ona seslenmiş, altından bir su arkı çıkarmış ve hurma dalını silkeleyerek taze hurmalar dökülmesini sağlamıştır. Bu anlatım, Allah’ın onu yalnız bırakmadığını ve hem bedensel hem ruhsal olarak desteklediğini gösterir. Meryem bu şekilde, hiçbir erkek dokunmadan Hz. İsa’yı dünyaya getirmiştir.
Meryem, bebeğiyle birlikte kavmine döndüğünde halk onu suçlamış, iffetini sorgulamıştır. Meryem konuşmamaya yemin ettiği için onlara cevap vermemiştir. Bunun üzerine bebek İsa Allah’ın izniyle beşikte konuşmuş ve “Ben Allah’ın kuluyum, bana kitap verdi, beni peygamber yaptı.” diyerek hem annesinin masumiyetini hem de kendi peygamberliğini ilan etmiştir. Bu olay, Meryem’in iffetini koruduğunu ve Allah’ın mucizesine tanıklık ettiğini göstermiştir.
Kur’an, Meryem’i inananlara örnek bir kadın olarak sunar. O, Allah’a tam bir teslimiyetle bağlı, sabırlı, temiz ve iman dolu bir insandır. Allah onu seçmiş ve melekler tarafından yüceltilmiştir. “Ey Meryem! Allah seni seçti, tertemiz kıldı ve seni âlemlerin kadınlarına üstün eyledi.” ayeti, onun bu özel konumunu ifade eder.
Hristiyanlıkta Meryem, “Bakire Meryem” veya “Meryem Ana” olarak anılır. Katolik ve Ortodoks inançlarında ona “Tanrı doğuran” anlamındaki “Theotokos” unvanı verilmiştir. Hristiyan inancına göre Meryem, Hz. İsa’yı mucizevi bir şekilde doğurmuştur ve İsa Tanrı’nın Oğlu’dur. Ancak İslam, bu inancı reddeder. İslam’a göre Meryem, bakiredir ve oğlu İsa Allah’ın kudretiyle doğmuştur, fakat ne Meryem Tanrı’nın annesidir ne de İsa Tanrı’dır. Kur’an bu konuda açıkça “Allah, bir çocuk edinmekten münezzehtir” buyurur.
Kur’an’da Meryem ismi 34 defa geçer ve 19. sûre tamamen onun adını taşır. Bu durum, onun İslam’da ne kadar saygı gören bir figür olduğunu gösterir. Peygamberimiz Hz. Muhammed de “Dünya kadınlarının en hayırlısı Meryem bint İmran’dır” diyerek onun üstünlüğünü vurgulamıştır.
Sonuç olarak Hz. Meryem, Allah’a olan inancı, iffetini koruması, sabrı ve teslimiyetiyle insanlığa örnek olmuş bir kadındır. O, mucizevi bir şekilde Hz. İsa’yı doğurmuş, inancını hiç yitirmemiş ve Allah’ın lütfuna mazhar olmuştur. İslam’da bir peygamber olmasa da Allah tarafından seçilmiş, temizlenmiş ve âlemlere örnek kılınmış bir kul olarak anılır. Hz. Meryem’in hayatı, inançla sınanmanın, sabırla direnişin ve ilahî adaletin en yüce örneklerinden biri olarak kabul edilir.





