“Hızlandırılmış eğitim” diye bir kavram girmişti hayatımıza. Seksenli yıllarda öğretmen açığını kapatmak için iki yıllık hızlandırılmış bir eğitimle on binlerce öğretmen yetiştirilmişti. Daha sonra bu “hızlandırılmış eğitim” yolu emniyet ve askeriyede de uygulandı ve uygulanmaya devam ediyor.

“Hızlandırılmış eğitim” o meslek için zorunlu bilgilerin yoğunlaştırılmış bir şekilde verilmesidir.

 İnsanımızın şu anda acil bir şekilde hızlandırılmış bir coğrafya, en azından yakın coğrafya ve yine en azından yakın çevremiz için bir tarih bilgisine ihtiyaç vardır.

Şunu gördük ki, bu konuda gerçekten cahiliz, kulaktan duyma hamasi bilgilerimizin yetersizliği bugün açığa çıkmış durumdadır. Olaylar geliştikçe bu durum kendisini daha net belli ediyor. Takvim yaprağından okuduklarıyla İslam âlimi olma dönemi çoktan geçtiği gibi, gazete köşelerinden ve hamasi nutuklardan yakın çevremizin tarihini ve sosyal yapısını öğrendiğimizi zannetme dönemi de bitmiştir, aksi halde sadece kendimizi kandırırız.

Elhamdülillah, tarihin hiçbir döneminde insanımız böylesine bilgi birikimine sahip olmamıştır. Gerek tarih, gerek coğrafya ve gerek toplumların sosyal yapıları hakkında öylesine bilgi yoğunluğu var ki, hayret edersiniz. Hem de en ciddi ve akademik bilgilerden söz ediyorum. Hiç önemsemediğiniz veya küçük gördüğünüz bir konuda sayısız doktora ve yüksek lisans tezleri mevcut ve bunlara çabucak ulaşabilirsiniz. Belki de elinizdeki akıllı telefonu böylesine hayırlı bir konuda kullanacağınız için sevineceksiniz. Başta SDAM, TDV ansiklopedisi ve dergipark gibi birtakım sitelere girerek bizim için acil ihtiyaç olan bu bilgilere sahip olabiliriz ve olmalıyız.

Suriye’den başlayarak, Irak, Lübnan, Ürdün, Yemen, Mısır gibi ülkelerin özellikle son yakın tarihleri ve sosyal yapılarını mutlaka öğrenmeliyiz. Özellikle bu konuda konuşuyorsak, yazıyorsak bunu yapmalıyız.

Daha önce bir şeyler okumuş olsak bile bu bilgilerimizi mutlaka yenilemeliyiz.

Ayağı yere basan sağlam bilgilere sahip olmadan oturduğumuz yerden başta Suriye olmak üzere birtakım ülkelere “Taze, Sıcak Hazır Anayasa” satıcılığına soyunarak gülünç duruma düşeceğimizi unutmayalım. İnşaallah bu konuya bir gün ayrıca temas ederiz.

Selam ve dua ile.