Yapıcıoğlu, sözlerine tam 167 gündür siyonist işgal
rejiminin, başta ABD olmak üzere Batılı emperyalistlerin sınırsız desteği ile
gerçekleştirdiği insanlık dışı saldırılarına karşı büyük bir izzetle direnen
Filistin direnişini selamlayarak başladı.
Dünyanın gördüğü en ağır bombardımana, devam eden
katliamlara ve açlığa rağmen topraklarını terk etmeyen Filistinli kardeşlerinin
büyük bir imanla sabır ve insanlık dersi verdiğini belirten Yapıcıoğlu,
"Bugün halen Mescid-i Aksa, Kudüs ve Filistin davasından söz edebiliyorsak
bunu Filistin direnişine borçluyuz. Bu vesileyle bütün şehitlerimize bir kez
daha Allah’tan rahmet diliyorum. Mahmut Habbaş, ailesinden 27 kişinin şehit
olması nedeniyle bu oturuma katılamadı. Kendisine taziye ve başsağlığı dileklerimi
iletiyorum, şehit olan aile fertlerine rahmet diliyorum." dedi.
Yapıcıoğlu, "Dünyanın gözleri önünde bütün insani
değerleri ayaklar altına alarak Gazze’de büyük bir vahşetle soykırım
gerçekleştiren siyonist rejimi ve destekçilerini lanetliyorum. Ayrıca ellerinde
güç, imkan ve yetki olduğu halde harekete geçmeyen hükümetleri de
kınıyorum." diye ekledi.
Kurulduğu günden bugüne kadar vahşet ve katliamda sınır
tanımayan siyonist terör örgütünün bu pervasızlığının arkasında dünyanın
sessizliği, Müslümanların dağınıklığı ve İslam ülkelerinin tepkisizliğinin
olduğunu aktaran Yapıcıoğlu, "Dolayısıyla altı kıtadan temsilcilerin,
bugün burada Gazze için bir araya gelmiş olmasını değerli buluyorum. Bu organizasyon vesilesiyle Avrupa Müslüman
Forumu başkanı Abdulvahid Niyazov'a ve partnerleri başta olmak üzere tüm ayrıca
katılımcılara şükranlarımı sunuyorum." ifadelerini kullandı.
"BU
BEDELLERİN HİÇBİRİ BOŞA
GİTMEYECEKTİR"
Yapıcoğlu, şöyle devam etti: "Evet, Biz konuşacağız.
Fiilen çaba ortaya koyacak olan ise hükümetlerdir. Maalesef hükümetler gerekli adımları
atmıyor.
Siyonist işgal rejimi İnsan hakları alanında, soykırımla
ilgili ne kadar alt başlık varsa hepsini birden
ihlal ediyorlar, o suçların tamamını birden işliyorlar. Ve dünya
seyrediyor.
Evet, yüksek bedeller ödeniyor. Gazze halkı çok ciddi bir
bedel ödüyor. Ama inşallah bu bedellerin
hiçbiri boşa gitmeyecektir.
Filistinlilerin toprakları işgal altında ve bu işgale karşı
bir mücadele edilmesi gerekir ve bu mücadele meşrudur. Süreç ne kadar uzarsa
uzasın, Gazze’deki direniş hareketleri bu direnişi sürdürme ve işgalciyi oradan
çıkarma konusunda bir kararlılık gösteriyor. Onlar kendi sınavlarını verdiler.
Fakat onların dışında kalan dünya maalesef iyi bir sınav veremedi. Cezayir 3
buçuk milyon şehit vererek özgürleşti. Sadece Çanakkale’de 250.000 şehit
verildi. Afganistan’ın hem Sovyetlere karşı hem de ABD ve NATO’ya karşı neler
yaptığını gördük. Evet, belki çok sayıda şehit verdiler. Belki 100 binler,
milyonlar şehit oldu fakat sonuçta kendi topraklarının işgal edilmesini kabul
etmediler. Farklı milletlerden, farklı zamanlarda gelen işgalcileri canları
pahasına topraklarından çıkardılar. İnşallah Filistin topraklarındaki işgalci
de bir gün o toprakları terk etmek zorunda kalacak. Terk edinceye kadar da
direniş devam edecek. Siyonistler Gazze’yi tamamen boşaltmak istiyor. Ama Gazze
halkı, Gazze’yi bütün olumsuz şartlara rağmen terk etmemekte kararlı
görünüyor."
"Aksa Tufanı’nın
etkileri bütün yeryüzünü ve uluslararası sistemi etkileyecek kadar büyük
olacak"
Siyonist işgalcilerin, direnişi, askeri yöntemlerle tamamen
çökertmeyi hedeflediğini, ancak siyonistlerin askeri hedefinin
gerçekleşmediğini inşallah gerçekleşmeyeceğini belirten Yapıcıoğlu, "Son
birkaç yılda yaşadıklarımız uluslararası sistemin ve özellikle Batı’nın
durumunun hiç de iç açıcı olmadığını, uluslararası sistemin tıkandığını,
Birleşmiş Milletler’in aciz olduğunu net bir şekilde ortaya koydu. Küresel
sistem, israili yargılayıp mahkum etmeyi, oradaki soykırımı durdurmayı
beceremezse küresel sistem tamamen çökecek ve meşruiyetini de kaybedecektir.
Baştan aşağıya tamamen yenilenmiş bir sistem kurulması bir zaruret haline
gelecektir. Görünen o ki bütün bu soykırımın açıkça dünyanın gözleri önünde
işlenmesine rağmen uluslararası sistem onu durdurmaya yetmiyor. Ve atılan her
bir adımı, soykırımı durdurmaya yönelik yapılan her bir çağrıyı israil daha
büyük katliamlar yaparak karşılıyor ve bütün dünyaya ve uluslararası sisteme
meydan okuyarak bunu yapıyor. Bütün bunlardan şu sonucu çıkarabiliriz Aksa Tufanı’nın etkileri bütün yeryüzünü ve uluslararası
sistemi etkileyecek kadar büyük olacak." Diye konuştu.
"Filistin hürriyetine kavuşursa Ümmet özgürleşecek.
Dünyayı tesiri altına alıp köleleştiren siyonizmin gücü kırılırsa insanlık
özgürleşecek." ifadesine dikkat çeken Yapıcıoğlu, şunları söyledi:
"Evet, bugün Gazze ile sınırlı olmayan uluslararası bir kuşatma ile karşı
karşıyayız. Bu kuşatmanın kırılması için hepimize önemli sorumluluklar
düşmektedir. Biz bu kapsamda HÜDA PAR olarak, Gazze'yi gündemde tutmak adına 7
Ekim'den bu yana Türkiye genelinde 1500'den fazla etkinlik düzenledik.Ayrıca
Aksa Tufanı Operasyonu’ndan sonra Türkiye genelinde 32 ilde siyasetçi, kanaat
önderi ve STK temsilcilerinden oluşan 250’den fazla kişiyle birebir görüştük.
Bu görüşmelerde yapılan istişareler sonucunda başta Gazze’deki mevcut durum
olmak üzere Filistin ve Kudüs Davası için yapılabilecekler konusunda öne çıkan
ortak görüş ve kanaatleri "Gazze Beyannamesi" adı altında
raporlaştırıp 29 Şubat 2024 tarihinde kamuoyu ile paylaştık."
Yapıcıoğlu, daha sonra 11 başlık altında ve 76 maddede
topladıkları bu görüş ve önerilerden bazılarını aktardı.
Çırağan Sarayı'nda düzenlenen programa; Avrupa Müslüman
Forumu Genel Başkanı Abdul Vakhed Niyazov, Yeniden Refah Partisi İstanbul
Milletvekili Doğan Bekin, İngiliz Gazeteci ve Avrupa Müslüman Forumu Kadın
Komisyonu Başkanı Lauren Booth, Yunanistan Müslüman Derneği yetkililerinden
Anna Stamou, Avrupa Müslüman Forumu Yürütme Başkanı Sheikh Romas Jakubauskas
Sheikh Romas Jakobauskas ve Uluslararası Anti Siyonist Grubu Başkanı Haham Rav
Yisroel Dowid Weiss katıldı. (İLKHA)
0 yorum