image


HÜDA PAR Genel Sekreteri ve Gaziantep Milletvekili Şehzade Demir, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında gündeme dair değerlendirmelerde bulundu.

6 Şubat depremlerinin üzerinden bir yıl geçtiğini hatırlatan Demir,  depremde hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet, yaralılara acil şifa diledi. Demir, "Depremin acılarının bir an önce sarılması elbette toplumun çok ciddi büyük bir beklentisi haline gelmiş. Bazı ciddi adımlar atıldı ama yaraların sarıldığını söyleyebilmek için henüz çok erken çok daha ciddi bir süreç işletilmesi lazımdır. Hep birlikte elimizden gelenini yapmak durumundayız. Allah-u Teâlâ ülkemize, memleketimize ve hiçbir ülkeye ve bölgeye böyle acıların bir daha yaşatmasın inşallah." dedi.


"Siyonistler gıda ve tıbbi malzemeyi 'Soykırım silahı' olarak kullanıyor"

İşgalci siyonistlerin Gazze'de yaptıkları vahşete değinen Demir, "siyonistler gıda ve tıbbi malzemeyi 'Soykırım silahı' olarak kullanıyor, bu da çok ciddi bir insanlık dramına dönmek üzeredir. Siyonist katliamlarının sürdüğü Gazze, aynı zamanda uluslararası boyutu da olan tarihin en zalimane ambargosuna tanıklık ediyor. Direniş gruplarıyla baş edemeyen siyonist işgal rejiminin her geçen gün yaşadığı prestij ve itibar kaybı, siyonistlerle birlikte destekçilerini de daha fazla vahşileştiriyor. Ölümcül silahlarla yapılan sivil katliamlardan sonra Gazze Şeridi'nde yaşayan yaklaşık iki buçuk milyon insanı açlık, susuzluk ve tıbbi müdahaleden yoksun bırakmak suretiyle toplu cezalandırma yöntemini uyguluyorlar. Aynı şekilde hastanelerin sistematik olarak bombalanıp hizmet dışı bırakılması, sağlık alt yapısının çökmesi, tükenen ilaç ve tıbbi malzeme tedarikinin engellenmesi, kronik hastaların yanı sıra yaralanıp tedavi edilmeyi bekleyen on binlerce kişinin ölüme terk edilmesi anlamına geliyor. Bunca İslam ülkesi ne yazık ki açlık, susuzluk ve ilaçsızlık sorunuyla pençeleşen Gazze halkına insani yardımları ulaştırmada bile acizlik yaşıyor." ifadelerine yer verdi.  

"Türkiye'ye Gazze'den yaralıların getirilmesi için elinden gelen bütün gayreti göstermelidir"

Açlığın bir soykırım silahı olarak kullanıldığı Gazze’ye gıda sevkiyatının ne pahasına olursa olsun yapılması gerektiğini, tıbbi müdahale yapılamadığı için ölümü bekleyen on binlerce insana derhal ilaç ve tıbbi malzemenin ulaştırılmasının sağlanması gerektiğini vurgulayan Demir, bunun sadece Müslüman ülkelerin değil aynı zamanda bir insanlık sorunu olduğunu kaydetti.

Uluslararası kuruluşların bu anlamda daha fazla inisiyatif alarak siyonist işgal rejimini baskı altına alması gerektiğini vurgulayan Demir, "Gazze’de tedavileri mümkün olmayan hasta ve yaralıların bir kısmı malum Türkiye getirildi ama bize göre sembolik sınırda kaldı. Yüzlerle ifade edilemeyen bir sayı... Aksa Tufanı başladığı günden beri 27-28 bin insan katledildi ve 60-65 bin insan yaralandı. Bu 65 bin insanın 28 bini uzuv kaybına ve kalıcı sakatlıklara maruz kaldı. Bunların tedavileri ciddi anlamda bir külfet ve imkan gerektiren bir şey. Bunun da Filistin'de yapılması mümkün değildir. Türkiye'nin sağlık altyapısı müsait. Sağlık Bakanımız bu anlamda çok daha ciddi bir inisiyatif almalıdır. Bu insanların Türkiye'ye getirilmesi için elinden gelen bütün gayreti göstermeli ve bunun için komisyonlar kurulmalıdır." diye konuştu.

"Yaralıların Filistin'den çıkarılıp Türkiye'ye getirilmesi için Türkiye bu anlamda inisiyatif almalı ve şartları zorlamalıdır"

Demir, "Türkiye şimdiye kadar Gazze'nin maruz kaldığı bu mezalim karşısında alması gereken inisiyatifi bugüne kadar almadı. Bari hastaların tedavi edilmesi, Türkiye'ye getirilmesi noktasında insani anlamda bir inisiyatif alsın çağrısında bulunuyoruz. Bu yaralıların muhakkak Türkiye'ye getirilmesi bunun için doktorlardan ve hekimlerden oluşan bir komisyonun kurulması gerekir. Eğer Türkiye'nin altyapısı bu tedaviye yeterli gelmezse Türkiye'ye getirildikten sonra bu yaralılar ve hastalar başka İslam ülkelerine de nakledilebilir. Bu yaralıların Filistin'den çıkarılıp Türkiye'ye getirilmesi için Türkiye bu anlamda inisiyatif almalı ve şartları zorlamalıdır. Bu insani bir hizmet ve uluslararası altyapısı da olan insani ve haklı bir taleptir. Bu anlamda Türkiye çok daha ciddi inisiyatif almalıdır ama bugüne kadar alınmadığını söyleyebiliriz. Bazı insanlar getirildi ama bunlar sembolik derecede kaldı. Gazze'de çok daha fazla tedaviye ihtiyaç insan var. Bunun için Türkiye harekete geçmelidir." değerlendirmesinde bulundu.

"Habur Sınır Kapısındaki uzun bekleme süresi vatandaşları mağdur ediyor"

Son olarak Habur Sınır Kapısındaki uzun bekleme süresine değinen Demir, bu durumun vatandaşları mağdur ettiğini dile getirdi.

Demir, şunları kaydetti:

"Uluslararası ticaret anlamında da kapasite anlamında da çok büyük bir sınır kapısı ancak halkın bundan istifade etmesi şu anda neredeyse imkansız hale gelmiş formaliteler çok fazla artırılmış. İnsanların özellikle bagaj ticareti yapması anlamında sorunlar çoğaltılmış ve vergiler artırılmış. Özellikle Türkiye'ye girerken insanlar uzun süreler bekletilmektedir. Bu çok ağır mağduriyet oluşturuyor ve bir nevi insanların bu sınırdan istifade etmesi Irak'a gidip gelmesi engellenmeye çalışılmaktadır. Oysa bu, özellikle oradaki gelirleri düşük olan halkın geçimini rahat bir şekilde sağlayabilmeleri ve özellikle bu coğrafyanın kalkınması anlamında bunun bir fırsata dönüştürülmesi lazım.

Habur Sınır Kapısı çok daha geniş kapsamlı bir ticari altyapıya kavuşturulabilir. Özellikle halkın istifade etmesi için önü açılabilir. Bunun da elbette birçok yolu var. Serbest Ticaret Bölgesinin kurulması ticaret anlamında bazı rahatlıklar, kolaylıkların getirilmesi ve özellikle yöre halkının bundan daha fazla istifade etmesinin önü açılmalıdır." (İLKHA)

0 yorum

FİKRİNİZİ BELİRTİN

Zorunlu alanları doldurunuz *