Tarımda sulama sezonu başlamadan önce Batman Ovasında
tarımla uğraşan çiftçileri vahşi sulamaya karşı uyaran Ziraat Odası Batman Şube
Başkanı Nizamettin Aydiş, vahşi sulamanın toprağa ve tarıma büyük bir zarar
verdiğinin altını çizerek tek bir yerde bile vahşi sulama uygulaması varsa
bunun bile tolere edilemeyeceğini söyledi.
Devletin ivedilikle bu konuda ağır yaptırımlar uygulaması gerektiğini dile getiren Aydiş, “Vahşi sulamadan tamamen vazgeçmemiz lazım. Devletin bu konuya kesinlikle el atması lazım. Bizim söylememizle olmuyor, Valiliğin aldığı kararlar yeterli olmuyor. Devletin bu konuda devreye girmesi lazım. Tarım Bakanlığı’nın bu konuda çok ciddi, caydırıcı cezalar getirmesi lazım. Türkiye su fakiri bir ülkedir. Adam akşam suyu açıyor, ertesi güne kadar su öylece akıp gidiyor. Bu şekilde arazi de gidiyor, toprağın içindeki canlılar da gidiyor, toprağa daha çok zarar veriyor.” ifadelerini kullandı.
VAHŞİ SULAMA HEM TOPRAĞA ZARAR VERİYOR HEM DE YERALTI SULARINI TÜKETİYOR
Vahşi sulamanın hem toprağa zarar verdiğini hem de yeraltı
sularını tükettiğini söyleyen Aydiş, “30-40 sene sonra içme suyu bulmakta
zorluk çekmek istemiyorsak bugünden bu konunun üzerinde hassasiyetle durmamız
gerekiyor. Mesela vahşi sulamanın yaygın olduğu ve zararlarının artık
netleştiği Şanlıurfa'da eskiden 20-30 metrede su çıkarken şimdi 1 kilometreye
indikten sonra su bulunabiliyor. Bu, çok müthiş bir derstir! Vahşi sulamanın
her yerde önüne geçmek lazım. Özellikle mısır tarımında bu çok yaygındır maalesef.
Bir tane arazide dahi vahşi sulama yapılıyorsa bu çok büyük bir sorundur. Bir
yerde bile vahşi sulama varsa bu fazladır, böyle hareket etmek lazım.” şeklinde
konuştu.
MISIRDAN VAZGEÇİP ALTERNATİF ÜRÜNLERE YÖNELMEK LAZIM
Mısır ekiminin diğer ürünlere göre toprağı daha fazla zorladığını ve Batman Ovası’nda son yıllarda yoğun bir şekilde yapılan mısır tarımından vazgeçilerek alternatif ürünlere yönelinmesi tavsiyesinde bulunan Aydiş, “Şimdi mesela tavsiyelerimize uyup mısırdan vazgeçenler sulu buğday tarımına yöneldiler. Buğdayın önemi hiçbir zaman kaybolmaz, buğday devamlı ihtiyaç duyulan bir üründür, devamlı kıymetlidir. Bugün sulu buğdayda verim; dönüm başına bir tona yaklaşıyor. Bu çok büyük bir verimdir. Düşünebiliyor musunuz? Hem toprak daha az zorlanıyor hem de müthiş bir verim elde ediyorsunuz. Kuru tarım ile buğday ekerseniz döneminden en fazla 300-400 kilo buğday elde edersiniz ama burada 3 kat verim elde etmek mümkün.” ifadelerini kullandı.
DEVLET BU KONUDA CİDDİ TEDBİRLER ALMALI
Daha fazla para kazanma düşüncesiyle herkesin mısır ekimine
yöneldiğini ama gelinen noktada bir çıkmaza girildiğini belirten Aydiş, “Bu konuda
devletin de özendirici önlemler alması lazım. Bakın bölgemizden bir örnek
vereyim: Mısır tarımının ilk yapıldığı dönemlerde bir dönüm arazinin icaresi 6
milyon iken şu anda bu fiyat 2 buçuk milyona düşmüş durumda. Geçen sene
devletin mısır fiyatında %5 artış yapması bunda etkili oldu. Bana göre iyi de yaptı.
Çünkü çiftçinin bu kadar mısıra yoğunlaşmaması gerekirdi. Ama devletin bu
konudaki politikasını tamamen savunmuyorum. Şu konuda büyük bir yanlışlık
yapıldığını düşünüyorum: Devlet önceden diyecek ki kardeşim mısıra ara ver. Çiftçiye
diyecek ki “ekme!” Sonuçta bu toprakta Tarım Bakanlığının da devletin de hakkı
var. Senin de var benim de var. Bu toprağı bu şekilde hor kullanılamazsın. Bölge
bölge devletin tarımı planlaması lazım. Bu şekilde toprağı da kaybetmemiş
oluruz. Çiftçi de yaptığı işten para kazanmış olur, millet de bu noktada gıda
sıkıntısı, fiyat sıkıntısı yaşamamış olur. Her bölgeye kalem kalem kota
konulması ve bunun ciddiyetle takip edilerek uygulanması lazım.” şeklinde
konuştu.
MUSTAFA KAYNAK
0 yorum