Çocuklarda teknoloji bağımlılığı, her an bir ekrana bakma
gerekliliği, teknoloji olmadan sıkıntı çekme hissi, diğer aktivitelere
kayıtsızlık ve daha fazla cihaz kullanma arzusu gibi belirtilerle kendini
gösterir. Bu durum, çocukların fiziksel sağlıklarını, zihinsel gelişimlerini ve
sosyal ilişkilerini olumsuz etkileyebilir.
Günümüzde, çocuklar teknolojinin büyülü dünyasına erken
yaşlarda kapılıyorlar. Bilgisayarlar, akıllı telefonlar ve oyun konsolları,
çocukların hayatlarının vazgeçilmez bir parçası haline geldi. Ancak, bu
teknoloji bağımlılığı meselesi, birçok ebeveynin ve uzmanın gece uykularını
kaçıran bir sorun haline geldi.
Klinik Psikolog Cumali Aydın, ailelere bu konuda önemli iş
düştüğünü belirterek ebeveynlere tavsiyelerde bulundu.
Çocukların, davranışları çok sık örnek aldığına dikkat çeken
Aydın, "Anne, babanın ne söylediği değil nasıl davrandığı çocuklar için
daha önemlidir. Çocuklar için sözel şeyler çok birşey ifade etmeyebilir. Onlar
daha çok gördükleri ile hareket ederler. Bu noktada sürekli telefonuyla
uğraşan, sürekli dizi izleyen, sürekli telefonda birileri ile konuşan, oyun
oynayan bir ebeveynin ki bilindiği gibi özellikle ev hanımlarında şeker
oyunları çok meşhurdur bu durumda çocuğa birşey anlatması çok mümkün değildir.
Çünkü çocuk duyduğuna değil gördüğüne göre hareket edecektir. Ebeveynin
söylediği, çizmeye çalıştığı sınır ya da yapılması gereken sözün çocuk üzerinde
tesiri olmayacaktır. Çünkü tutarsızlık ve adaletsizlik vardır ve çocuk bunu
sezer. Burada çocuğun o kurallara uyabilmesini çok olanaksız kılar." dedi.
"EVDE BİR HUZURSUZLUK VARSA; TEKNOLOJİ BAĞIMLILIĞININ
BUNU TETİKLEME İHTİMALI ÇOK YÜKSEK"
Ailelerin öncelikle kendileri üzerinde teknolojiyi denetim
altına almasının çok önemli olduğunu belirten Aydın, "Kontrolün nasıl
yapılabileceğini, teknolojinin nasıl kullanılabileceğini, amacının ne olduğunu
bizzat hayatı ile göstermesi lazım. Sadece işi olduğunda giriyor; onun dışında
girmiyor, çocukla konuşuyor, kitap okuyor ya da işi ile zamanında ilgileniyor,
zamanında kalkıyor yani hazzın ve keyfin nasıl yaşanması gerektiğini ve onun
nasıl bir çerçevede olması gerektiğini bizzat anne-baba bu şekilde göstermiş
olur. Bununla birlikte evde bir huzursuzluk varsa; teknoloji bağımlılığının
bunu tetikleme ihtimalı çok yüksek. Sürekli kavga edilen, huzurun olmadığı,
kimsenin kimseyi dikkate almadığı ve önemsemediği bir evde; herkesin kendi
odasına çekilerek telefonla uğraşması çok daha muhtemeldir. Çünkü ilişki demek
çatışma demektir, ilişki demek acı çekmek demektir, ilişki demek değersizleşmek
demektir. Bu tür çatışmalar içerisine girmektense daha bilindik, daha
kestirilebilir ve çocuk daha az zarar veren birşeyle vakit geçirmeyi
yeğleyebilir. Aile içi huzurun da olması çok önemlidir. Ona ailenin özellikle
dikkat etmesi lazım. Davranışları ile bizzat örnek olacaklar. Bununla birlikte
aile huzurunun oluşmasına çok dikkat edecekler." şeklinde konuştu.
"ÇOCUĞA TEKNOLOJİNİN YERİNE ALTERNATİF SUNUN"
Çocuğun elinden telefon ya da bilgisayar alındığı vakit
muhakkak yerine alternatif birşey koymak gerektiğinin altını çizen Aydın,
"Teknolojinin yerine alternatif şeyler koymak gerekir. Spora mı
yönlendirirler, sanata mı yönlendirirler ev içi etkinlikleri mi arttırırlar ya
da dışarıya arkadaşları ile görüşmesi için teşvik mi ederler artık bunlardan
herhangi birini yapabilirler ki çocuk boşluk esnasında çok huzursuzlanmasın ve
onun yoksunluğunu çok hissetmesin. Bunlar çocuğun teknolojiyi daha sağlıklı
kullanabilmesini ve bağımlılığın önüne geçilmesi noktasında yardımcı
olabilir." diye belirtti.
"ÇOCUĞUN 3 YAŞINA KADAR HİÇBİR ŞEKİLDE TELEFONLA VE
BİLGİSAYARLA İLETİŞİM HALİNDE OLMASINI İSTEMİYORUZ"
Çocuğun yaşına ve durumuna uygun bir sınır ve çerçeve
çizilmesinin önemli olduğuna değinen Aydın, "Çocuğun 3 yaşına kadar hiçbir
şekilde telefonla ve bilgisayarla iletişim halinde olmasını istemiyoruz. Ancak
birisi ile görüşme durumu varsa yani bir tanıdığı, sevdiği ile görüşme durumu
varsa ebeveyn gözetiminde olabilir. Bunu yapacaksa bile 10-20 dakika gibi kısa
ve durumuna uygun içeriklerin bulunduğu şeyler izletilebilir ya da kullanmasına
izin verilebilir. Onun dışında mümkün olduğunca izin vermemeli. Hem çocuğa alan
verecek hem nasıl kullanılması gerektiğini gösterecek kısıtlayaacak ama aynı
zamanda çocuğun yaşaması, deneyimlemesi için de fırsat verecek. Aileler, bu
şekilde davranarak teknoloji bağımlılığının önüne geçebilir." ifadelerini
kullandı. (İLKHA)
0 yorum