image

Batman’da otuzu aşkın sivil toplum kuruluşunu bünyesinde barındıran Düşünce ve İnanç Özgürlüğü Platformu’nda Şehmuz Önlü, sözcülük görevini Abdurrahim Demirtaş’a devretti. Demirtaş, ilk sözcülük görevi olarak platformun ortak açıklamasını okudu. Platformun açıklamasında, belediyelerin yaptırdığı konserlere, G20 Zirvesi’ne ve karma eğitim konusuna değinildi.

Toplantıya katılan sivil toplum kuruluşu temsilcileri gündem maddeleri ile ilgili görüşlerini belirttikten sonra ortak açıklama yapıldı.

Açıklamada Fas’ta yaşanan ve 2 binden fazla kişinin hayatını kaybettiği deprem hatırlatıldı: “Öncelikle geçtiğimiz günlerde Fas’da meydana gelen depremde hayıtını kaybedenlere Allah’tan rahmet yaralı kardeşlerimize de acil şifalar diliyoruz. Yaraları sarmak için payemize düşen her vazifeye de hazır olduğumuzu beyan etmek isteriz.”

Hindistan'da toplanan G20 Zirvesi’nde ele alınan konuların eleştirildiği açıklamada, “Hindistan'da toplanan G20 küresel ifsat örgütü, küresel/ Siyonist planlarını işlemeye devam ediyor. "Tek yeryüzü, tek aile, tek gelecek" sloganıyla Siyonizm’in 2000 yıllık karanlık planlarını tüm Dünya'da uygulamak için ortaya koyduğu ifsat hareketine karşı biz Türkiye ve İslam ülkeleri olarak uyanık olmalıyız.” denildi.

Kudüs tüm Müslümanların imtihanıdır

Açıklamada, Kudüs ve Mescid-i Aksa’ya sahip çıkılmasının önemine vurgu yapılırken; “Mescid- i Aksa, İsra Sûresi’nin 1. âyetinde açıklandığı üzere “çevresi mübarek kılınan” kutlu bir mekândır. Allah Resûlü’nün buyurduğu üzere de yeryüzünde Allah için kurulan ikinci mescittir. Kudüs; Terörizmi kendine resmi politika, bir yol haritası yapmış korsan devlet İsrail’in değil tüm Müslümanların toprağıdır.   Maalesef bu kutlu mabedimiz, uluslararası camiada devlet vasfı taşıyan ancak gerçekte bir terör örgütü olan İsrail’in, türlü entrikalarla mübarek şehir Kudüs’ü Yahudileştirme politikaları çerçevesinde, Siyonist işgal güçleri tarafından sistemli bir şekilde işgal edilmeye çalışılmaktadır. Tüm kalbimizle şuna inanıyoruz ki Kudüs Müslümanların en çetin imtihanıdır. Mescid-i Aksa’nın işgal altına olması sadece Filistinlilerin bir meselesi değildir. Kudüs’ün işgal altına olması Araplarla İsrail arasında bir mesele değildir. Mescid-i Aksa da, Kudüs de, Filistin toprakları da tüm ümmetin meselesidir. Bu konu asla gündemden düşmemesi gereken en önemli konudur.” ifadeleri kullanıldı.

Karma Eğitim Dayatması Son Bulmalıdır

Karma eğitimin vatandaşa zorla dayatıldığını ve bu konunun eğitim odaklı çözülmesi gerektiğinin altı çizildiği açıklamanın devamında, “Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in karma eğitim ile ilgili yaptığı açıklamayla ilgili tartışmalar gündemde güncelliğini korurken bu konuyla ilgili tartışmaların sadece bizim ülkemizde değil, başta ABD olmak üzere birçok Avrupa ülkesinde tartışma konusu olmaya devam etmektedir. Tartışmanın asıl önemli noktası şu kız çocuklarının okumasının önündeki gerek psikolojik gerek sosyolojik engellerin kaldırılması ve bu yönde atılacak adımların neler olabileceği ile ilgilidir. Eğitim hakkı bütün dinlerde ve hukukta vazgeçilmezdir. Bu yüzden ara ara bununla ilgili değişik yöntemler uygulanmıştır. Anayasamızın 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunun 15. maddesinde  “Okullarda kız ve erkek karma eğitim yapılması esastır. Ancak eğitimin türüne, imkân ve zorunluluklara göre bazı okullar yalnızca kız veya yalnızca erkek öğrencilere ayrılabilir.’’ açıklamasıyla buna imkân sağlamıştır. Dolayısıyla çocuklarımızın okumasının önünde engel teşkil eden bir engel varsa bu engelin kaldırılması devletlerin ve hukukun gereğidir. Kaldı ki bizim ülkede Kız liseleri, Kız Meslek Liseleri, İmam Hatip Kız Meslek Liseleri var. Milli Eğitim Bakanın yaptığı açıklamanın yerinde ve yanında olduğumuzu belirtmekle birlikte geç kalınmış bir vaka olduğunu buna acil eylem planlarının hazırlanması gerektiğini düşünüyoruz.” denildi.

Ahlaki ve Maddi kayıp olarak Konserler

Açıklamada son olarak belediyeler tarafından organize edilen konserler şu ifadelerle eleştirildi: “Kültürel faaliyetler ve etkinlikler halkın tüm kesiminin düşünülerek düzenlenmesi gerekmektedir. Bu tür konserler ilk defa yapılmıyor. Daha önce Ramazan’da da yapıldı, pandemi döneminde de benzer etkinlikler yapıldı. Bu tür etkinliklere karşı tavrımız aynıdır. Etkinliğe karşı olmamızın sebebi ne şahıslar ne de makamlardır. Biz bu işin felsefesine, ruhuna karşıyız. Çünkü bu ruh ne inancımıza, kültürümüze ne aldığımız terbiyeye ve eğitime uymamaktadır. Kaynakların bu tür konserlere aktarılması ve bir taraftan da toplumun büyük bir kesiminin yoksulluğunun görmezden gelinmesi sosyolojik, insani ve dini açıdan da toplumu derinden yaralamaktadır. Herhangi bir çalışma yapıyorsanız toplumun iç dinamikleri göz önünde bulundurulmak zorundadır. Batman’ın iç dinamikleri, böyle bir organizasyonu talep edecek bir dinamik değildir. Yetkililerden talebimiz bu ve buna benzer yapılacak etkinliklerin, bu şehrin iç dinamikleriyle istişare edildikten sonra yapılması hem katılım açısından hem de uygunluk açısından daha doğru olacaktır.” MUHARREM KAYIK

0 yorum

FİKRİNİZİ BELİRTİN

Zorunlu alanları doldurunuz *