Dünya Müslümanları tarafından 1979 yılından beri Ramazan
ayının son Cuma günü, "Dünya Kudüs Günü" olarak idrak ediliyor.
Bugünde düzenlenen çeşitlik etkinlik ve programlarla "Kudüs" ile
ilgili farkındalık oluşturularak, Kudüs'ün Müslümanlar için önemine dikkat
çekiliyor.
"YAPILAN KAZI ÇALIŞMALARI MESCİD-İ AKSA YAPISI ÜZERİNDE
CİDDİ ANLAMDA TEHDİT OLUŞTURUYOR"
Siyonist işgal rejimi tarafından Mescid-i Aksa'nın altında tünel
kazma faaliyetleri ile ilgili de konuşan İmir, "Yahudiler, kazı
çalışmalarının yapıldığı alanda Hazreti Süleyman'ın yaptırdığı mabedin ana
giriş merdivenlerinin olduğunu iddia ediyor. Babil ve Roma saldırıları sonucu
yıkılarak yok olduktan sonra Müslümanların Kudüs'ü fethiyle, yıkılan batı
duvarının enkazı üzerine Müslüman mahallesinin kurulduğuna inanıyor. Bu nedenle
de kazılarda, eski mabedin ana giriş kapısı ve merdivenlerinin ortaya
çıkarılması hedefleniyor. Yerin 30 metre altında yapılan ve Mescid-i Aksa'yı
çevreleyen kazılar, bölgede sık sık göçüklere yol açıyor. Son olarak Mescid-i
Aksa'nın Silsile Kapısı'na 60 metre mesafede bulunan Filistinlilere ait binanın
avlusunda, 3 metre eninde, 15 metre derinliğinde bir göçük oluşmuştu. Bu
tüneller nedeniyle El-Aksa'nın yıkılma riskiyle karşı karşıya olduğu hatta her
an yıkılabileceği ifade ediliyor. Bu nedenle yapılan kazı çalışmalarının
Mescid-i Aksa yapısı üzerinde çok ciddi anlamda tehdit oluşturduğunu bütün
Müslümanların bilmesi gerekir. Bu konuda seslerini en gür bir şekilde
yükselterek yapılan kazı (yıkım) çalışmalarının önüne geçmesi gerekir."
şeklinde belirtti.
"FİLİSTİN DİRENİŞİ BÜYÜK BİR ÖNEM ARZ ETMEKTEDİR"
Filistin direnişinin önemine değinerek direnişin
desteklenmesi gerektiğini ifade eden İmir, "Filistin direnişi büyük bir
önem arz etmektedir. Bu nedenle direnişin sağlıklı bir şekilde desteklenmesi
Filistin, Kudüs ve Mescid-i Aksa'nın özgürlüğü açısından büyük bir önem arz
etmektedir. Filistin'deki direnen Müslümanlar sadece bir toprak parçasını
savunmuyorlar, savundukları şey Müslümanların kutsal değerleridir. Bu direniş
Müslümanlar için bir onur, izzet ve şeref meselesidir. Bu mukaddes şehir ve
mabed hiçbir zaman İslam düşmanlarının eline geçmemelidir. Eğer bu şehir
kaybedilirse bu asrımızın Müslümanlarının alnına kara bir leke olarak
yazılacaktır. Fakat Kudüs kurtarılırsa Müslümanlar Selahaddin-i Eyyubi gibi
adlarını tarihe altın harflerle yazdıracaklardır. Bu noktada her Müslümanın
üzerine düşen bu direnişi elinden gelenin fazlasını yaparak desteklemesidir.
Siyonistler hiçbir ilke tanımayan bir canavar gibi önüne çıkan her şeyi
yemektedir. Bu canavar bugün Filistin'de durdurulmazsa yarın Ankara'nın,
Şam'ın, Tahran'ın, Bağdat'ın ve daha birçok İslam coğrafyasının kapılarına
dayanacaktır." uyarısında bulundu.
"MÜSLÜMANLAR OLARAK BİRBİRİMİZE KUDÜS’ÜN ÖNEMİNİ
HATIRLATMALIYIZ"
"Kudüs ile Mescid-i Aksa'yı kurumak ve kurtarmak için
elbette yapmamız gereken birçok husus vardır." diyen İmir, şunları
aktardı: "Öncelikle Müslümanlar olarak birbirimize Kudüs’ün önemini
hatırlatmalıyız. Asrımızda Müslümanlar İslami yaşamdan uzak bir hayat tarzı ve
fikir dünyasına bürünmüşlerdir. Müslümanlar gayri İslami ideoloji ve düşünce
sistemlerinin peşine takılıp gittiği sürece bu kutsal mekanlarımız işgalden
kurtulamayacak. Irk, milliyet ve mezhep üzerinden kendisini tanımlayan
Müslümanlar İslam'ın esas noktalarını kaçırmakta Kutsal değerlerini yok
saymaktadır. Bizi biz kılan bizim kardeşliğimizi pekiştiren İslam ümmet
anlayışıdır. Ümmet anlayışını muhafaza ettiğimiz sürece bütün zalimlere ve
diktatörlere karşı hürriyet mücadelesini en güzel şekilde yürütebiliriz. Öte
yandan Müslüman ülkelerdeki yönetici ve iktidarlar İslami düşünceden uzak hatta
batı kuklası diyebileceğimiz bir yapıdadırlar. Bu devletlerin öncelikleri
toprak ve devletin menfaatleri haline gelmiştir. Sırf ekonomik sebeplerden
dolayı bile çoğu İslam ülkesi siyonist rejim ile zıt bir duruma düşmekten
korkmaktadır. Müslüman zihinlerde yapılacak bir devrim, iktidar bazında da bazı
devrimleri doğuracaktır. Bu İslami perspektife sahip iktidarlar ve Müslüman
halklar asrımızın Selahaddinleri ve onun kutlu ordusu hükmünde olacaklardır. Bu
çözümler daha uzun solukludur. Kısa vadede ise Müslümanlar ellerinden
geldiğince lojistik olarak Filistin'e ve direniş gruplarına destek
olabilirler."
İmir, "Son olarak şunu söylemek istiyorum Kudüs özgür
olmadığı sürece Müslüman beldelerin özgür olması mümkün değildir. Müslümanlar
ancak gerçek anlamda özgürlüklerini Kudüs'ü özgürlüğüne kavuşturarak elde
edebileceklerini unutmaması gerekir. Bizler bugün hem çocuklarımızı hem
gençlerimizi bu şuur ve bilinçle yetiştirmemiz gerekir. Bununla beraber kısa,
orta ve uzun vadeli hesaplar yaparak Kudüs'ün özgürlüğe kavuşturması bu
coğrafyamızın huzur içesinde hayatını sürdürebilmesi için İslam coğrafyasındaki
bütün Müslüman ülkelerin ciddi bir güç birlikteliğine ihtiyacı vardır. Bununla
beraber şu anda saldırı altındaki Gazze ve Mescid-i Aksa'yı siyonistlere karşı
muhafaza edebilmek için Filistin direnişine ihtiyaç duyduğu her alanda destek
olmamız gerekir. Yine bununla beraber Müslüman ülkelerin bir an önce bir araya
gelerek siyonist rejimin katliamlarına dur demesi gerekir." şeklinde
konuştu. (İLKHA)
0 yorum