KIlıçarslan, “İnfakın infak edene çok fayda sağladığı, bu
sebeple bela ve musibetlerin def olunduğu, cehennem ateşini söndürdüğü ve
hastalara şifa olduğunu hatırlattı.
Kılıçarslan, deprem sürecinde Müslümanların ne kadar
kaliteli ve güzel bir kişiliğe sahip olduklarını meydanda gösterdiklerini ve
göstermeye devam etiklerini belirterek, Müslümanlar arasında kin ve nefretin
yerini sevgi ve dostluk alması gerektiğini söyledi.
“FAİZ MALI YOK EDERKEN SADAKA MALI ÇOĞALTIR”
Toplumu, İslami cemiyeti ve insanlığı ayakta tutan yegâne
varlık infaktır diyen Kılıçarslan, “Mal Allah’ındır, Allah Kuran’ı Kerimde
‘Onlar ki Allah’ın kendilerine rızık olarak verdiklerinden infak ederler’
buyurmuştur. Münfikler (infak veren) korkmasın, kendi mallarından değil
Allah’ın kendilerine vermiş olduğu mallardan veriyorlar. Allah’ın malı
tükenmez. İnfak edenler bu sebepten infak ediyorlar. Toplumun fazlasıyla infaka
ihtiyaç duyduğundan sebep Kuran’da en fazla infaktan bahsedilir.” ifadelerini
kullandı.
“ALLAH FAİZİ İMHA EDİP İNFAKI ZİYADELEŞTİRİYOR”
İnfakın malı artırıp faizin ise yok ettiği konusuna değinen
Kılıçarslan, “Kuran infaktan öyle bahsediyor ki, buyuruyor Allah, ‘Faiz malları
yok eder, bitirir ancak sadaka malı çoğaltır. Mantıken insan düşünse faiz
insana getiri getiriyor, infak ederse malı eksiltiyor ancak işin tam aksine
Allah’ın hikmetine bakalım ki, Yüce Allah öyle bir hüküm koymuştur ki faizi
imha ediyor ama sadakayı bire bir milyon kadar çoğaltıyor.” dedi.
“DEPREMZEDELER HER ZAMAN MÜSLÜMANLARIN HATIRINDA OLSUN”
KIlıçarslan, depremden etkilenen Müslümanlara ve
medreselerde ilim tahsil edenlere yardım etmek gerektiğine dikkat çekip
Müslümanlara seslenerek, “Değerli Müslümanlar, bizler de 3 aylar gibi değeli
bir zaman içerisindeyiz. Özellikle infak noktasında Ramazan ayı bizim için en
güzel aydır. Bayramlarımız ve Ramazanlarımız cömert vakitlerdir. Bu vakitlerde
yolda kalmışları, depremzedeleri, medreselerimizi unutmayalım. Medreseler
iaşesiz kalırsa ümmet cahil kalır ve ciddi bir ziyan görür. Bu aylar içerisinde
ve sonrasında depremin açmış olduğu yaraları tedavi edene kadar Müslümanlar
cimriliğe ve stokçuluğa girmesin. Depremzedeler her gün Müslümanların hatırında
olsun. Bunun yanında medreselerimiz de Müslümanların hatırında olsun. İki tarafı
da infaklarından mahrum bırakmasın. Ve şöyle bir tefekkür etsinler ve desinler
ki, ‘biz malımızı hem dünyada hem de ahirette nemalandırmak için veriyoruz.’
Allah Kuran’da siz Allah’a şükrederseniz ben malınızı çoğaltacağım. Allah,
sadakanın bire bin ve milyona kadar artacağını beyan ediyor. İnfak ile hem
malımızı çoğaltacağız hem cehennem ateşini söndüreceğiz hem de hastalarımızı
tedavi edeceğiz. Hem de başa gelen musibetleri def edeceğiz. Çünkü nice belalar
vardır ki çok yakındır ama insan infak ettikçe o belalar insanın başından
kalkar. Kişi böyle bir düşünce ile infak yapmalı, o zaman kişi kalben mutmain
ve sakin bir hisle infakını yapar. İnfak eden insanlar Rabbine güvensinler.
Bilsinler ki yüce Allah ne dediyse o olur. Allah Kuran’da buyuruyor ki ‘ben
sadakaları çoğaltacağım.’ Allah sadakaların ecrini kat be kat verir, dilediğine
bire bir milyon verir.” İfadelerini kullandı.
“ALLAH DİLESEYDİ BİR İNSANI DİĞERİNE MUHTAÇ ETMEZDİ”
Kılıçarslan, Yüce Allah’ın, ehli infaka çok değer verdiğini
söyleyerek, “Allah dileseydi bir insanı diğerine muhtaç etmezdi. Ancak
bazılarını bazılarına muhtaç bıraktı. O muhtaç olanlar zenginlere dua etsinler,
başlarından bela musibet kalksın, zenginler de fakirlere el uzatsın ki cenneti
kazansın. Her iki taraf da karlıdır. Hatta Resulullah aleyhisselamın güzel bir
sözü vardır, ‘Veren el, alan eli kendinden daha muhtaç hissediyorsa yanlış
yapmıştır.’ buyurmuştur. Alan el ne kadar almaya muhtaç ise veren el de o kadar
Rabbine muhtaçtır. Veren el de bu konuda fakir kadar muhtaçtır. Hatta bir insan
infak ederken şöyle düşünmeli; ben veriyorum o bana muhtaçtır ama ben ondan çok
daha fazla muhtacım. Çünkü Allah tarafından bize gönderilen önderimiz
Peygamberimiz bize bu şekilde söylemiştir.” İfadelerine yer verdi.
Kılıçarslan sözlerini şöyle sürdürdü; “İnfakımızı bu deprem
sürecinde ve sonrasında da devam ettirmeliyiz. Yani deprem bittikten sonra
yardımlarımızı kesmeyelim. Nasıl ki bir doktor hastasının tedavisi bitmeden
taburcu etmiyorsa, biz de bu insanların ihtiyaçlarını gidermeden durmayalım.
Ayakta duralım. Allah’ın izni ile malımızda çoğalacak, o insanlar da iyileşecek
ve bizim o insanlarla aramızda bağ kurulacak. İnsanlar top yekûn olacak.
Özellikle bu deprem sürecinde yapılan infaklarla gördük ki bizler birbirimize
muhtacız. Birbirimize kin yerine sevgi beslememiz gerekiyor. Birbirimize
düşmanlık değil de dost olmamız gerekiyor. Bizler Müslümanlar olarak ihtiyaç
gününde ümmeti tanıttık, İslami mirası tanıttık. İnsanlar bildi ki Müslümanlar
ne kadar kalitelidir ve İslami öncüler mensuplarına ne kadar güzel dersler
vermişler. Allah bizleri o güzel kullarından eylesin inşaallah.”
M. ŞERİF DURMAZ
0 yorum