İslam'a ve mukaddesatlarına yönelik saldırıların ardı
arkasının kesilmediğini belirten HÜDA PAR, irtica paranoyasına müptela olan
kimi vesayet odaklarının geçmişte Kur’an-ı Kerim’i ve ezanı yasakladığını,
camilerin kapılarına kilit vurduğunu ifade etti.
Açıklamada, "Müslüman halkımızın inancına saygısı
olmayan bir sözde vekil, Diyarbakır’daki bir okulda salavatın teneffüs zili
olarak tercih edilmesini, laikliğe ve demokratik eğitim anlayışına aykırı
olduğu hezeyanıyla Meclis’e taşımıştır. Sanat kisvesi altında kutsallarımızı
çiğnemeyi marifet zanneden sözde bir sanatçı da camide uygunsuz pozlar
vermekten perva etmemiştir. Geçtiğimiz günlerde bir sözde akademisyen de
Hazreti Peygamber Efendimize hayasızca hakaretlerde bulunmuştu." Denildi.
Açıklamada, "İnancımıza ve kutsal değerlerimize yönelik
bu tür çirkin davranışları en üst perdeden kınıyor ve lanetliyoruz. Mayası
İslam ile yoğrulmuş halkımız politikacı, sanatçı, akademisyen vb. kisveler
altında kutsal değerlerimizi hedef alan bu meşum zihniyeti iyi tanımaktadır. Bu
tür çirkinliklere tevessül edenlere diyoruz ki İslam’a ve onun kutsallarına
yönelik saygısızlıklarla bir yere varamazsınız. Kutsallarımıza saldırmaktan
vazgeçin ve Müslüman halkımızdan özür dileyin. Hükümeti de kutsallarımızı hedef
alan saldırılara karşı tedbir almaya, meydana gelen menfur hadiselerle ilgili
etkili soruşturmalar yapmaya ve inanç değerlerimize yönelik hakaretlerin
cezasız bırakılması politikasından vazgeçmeye davet ediyoruz." İfadeleri
kullanıldı.
"SEÇMELİ DERS SEÇİMİNDE HASSAS OLUNMALI"
Seçmeli ders konusuna da değinen HÜDA PAR, "Okul
idarecileri seçilen birçok ders için öğretmenin olmadığını belirterek öğrenciyi
ve veliyi seçtiği derslerden vazgeçirmektedir. Öğrencilerimiz ve velilerimiz bu
konuda hassas olmalı, tercihi okul idarecilerine bırakmamalıdırlar. Okul
idaresi, öğrencinin tercihine göre öğretmen bulmak zorundadır." diye
belirtti.
Açıklamada, "Öğrenciler özellikle 'Yaşayan Diller ve
Leçeler' dersinde kendi ana dillerini tercih etmelidirler. Okul idareleri bu
konuda hassas olmalı, öğrenci ve velilerin tercihlerine göre öğretmen
ayarlamalıdır. Hükümet tercih edilen seçmeli dersler için yeteri kadar öğretmen
ataması yapmalı, öğrencileri istemedikleri tercihlere mecbur bırakmamalıdır.
Sorunun nihai çözümü için ana dilde eğitimin önündeki her türlü engel
kaldırılmalı ve daha fazla geciktirilmeden bu haklı talep karşılanmalıdır.
Müslüman bir ülkede dini değerleri anlatan derslerin, müzik ve resim dersleri
kadar önemli görülmeyip seçmeli olması kadar abes bir durum olamaz. Kur’an-ı
Kerim, Peygamberimizin Hayatı ve Temel Dini Bilgiler dersleri zorunlu
olmalıdır. Velisinin bu dersleri almasını istemediği öğrenci ise muaf
tutulmalıdır." Denildi.
"TÜRKİYE HASTA MAHKÛM AYIBINDAN KURTULMALIDIR"
Hasta mahkumlar meselesine de değinilen açıklamada,
"2023 yılında bu yaraya artık bir neşter vurulmalıdır. Her şartta insan
sağlığı birinci öncelik olmalıdır. Sürekli veya ağır bir hastalığı bulunan
mahkûmların keyfi muameleyle cezaevinde tutulması kabul edilemez. Bu, insanlığa
karşı işlenmiş bir suçtur. Öncelikle Adli Tıp Kurumuna hâkim olan zihniyetin
değişmesi gerekir. Mahkûm olduğu suça bakarak ağır hasta olan mahkûma
'Cezaevinde kalabilir' raporu vermek, hekimlikle bağdaşmaz. Kansere yakalanmış
bir mahkûmun suçuna veya cezasına bakılamaz. Tedavisi için gereken neyse o
yapılır. Hapiste tedavisi mümkün değilse hasta tedavi olabilmesi için tahliye
edilir. Hasta mahkûmlarla ilgili gereksiz prosedür, hantal işleyiş, ideolojik
yaklaşım ve çifte standart, hukuki ve vicdani olduğu kadar ahlaki bir sorundur.
İnsanı yaşatmayan devletin yaşaması mümkün değildir. Hükümetin her kamuoyu
baskısından sonra 'sorunun farkındayız, çözeceğiz' demesiyle bu sorunlar
kendiliğinden çözülmez. İdeolojik saiklerle ağır hastaya sağlam raporu veren
hekimlerden bunun hesabı sorulmalıdır. Adli Tıp Kurumu tekeli kırılmalıdır. Tam
teşekküllü devlet hastanelerinin verdiği rapor, tahliye için yeterli
sayılmalıdır. Ağır hastalık durumunda cezaevi idaresinin de savcının da aleyhte
takdir yetkisi olmamalıdır. İnsani olmayan ve suistimale açık tüm kanuni
düzenlemeler acilen değiştirilmelidir." çağrısında bulundu. HABER MERKEZİ
0 yorum